LGBTİ bölücü cinsiyet örgütüdür
ABD-AB merkezli işbirlikçi kuruluşlar dolgun fonlarıyla kadınımızı, gençlerimizi, son zamanlarda da küçük çocuklarımızı toplumsal gelişmeyi baltalayacak şekilde cinsel bir kaosun içine atıyor. Hatta batı emperyalizminin bu merkezleri, doğuştan gelen cinsel bozukluklara hoş görü gösterme perdesi altında cinsel sapkınlıkları yaygınlaştırıyor.
Böylece bir yandan bireyi kendine, cinsine, ailesine, çevresine ve ülkesine yabancılaştırırken diğer yandan toplumsal çürümenin, çözülmenin, sevgisizliğin, kinin içine düşürmeyi hedefliyor. Bunun en önemli aracı günümüzde LGBTİ yani, sözde Sivil Toplum Kuruluşları (STK)’dır.
Hemen söyleyelim, LGBTİ, milletleri kendi içinde ayrıştırma formülü olarak ABD-AB ideologları ve foncuları tarafından devreye sokulmuştur. LGBTİ’nin özü emperyalizmin hedefindeki milli devletlerde kişiyi hem kendi cinsine hem de kendi toplumuna yabancılaştırma projesidir. Dikkat edilirse kurtuluşu kendi özünde değil Batı kapılarında arayanların toplantı, miting ve sempozyumlarında LGBTİ özellikle öne çıkarılmaktadır. HDP, PKK bölücü örgütleri ve ne yazık ki CHP bu çürümeye öncülük etmektedir.
Şimdi LGBTİ marifetiyle kadın ve erkek gençliği, kendi dışındaki büyük kitleye ve halka yabancılaştırma açılımına bir göz atalım:
L- Lezbiyen, kadın eşcinselliği, kadın kadına cinsel ilişki,
G- Gay, erkek eşçinselliği, erkek erkeğe cinsel ilişki,
B- Biseksüel, aynı cinsin hem kendi arasında, hem de karşı cinsle seks yapması
T- Trans seksüel, ameliyatla cinsiyet değiştiren,
İ- Çift cinsiyet, hem erkek, hem kadın özellikleri taşımak.
Çocuklarımızın çağın en ileri bilimsel eğitimiyle, kültürüyle, bilinciyle, ahlakıyla donanması gerekirken, bir bakıyoruz saydığımız yönlerden sinsi saldırılara girişen ihanet şebekeleri,
insanımızı aile ve toplumsal dayanışma duygularına yabancılaştırma çabasındalar. Ahlak, vicdan tanımıyorlar.
Küçük yaşta çocuklardan başlayarak, milletin geleceğine yönelik sinsi planların ardı arkası kesilmiyor. Çocukları kendine, cinsine, çevresine, ülkesine yabancılaştırmanın aracı olan bu kurum ve kuruluşlara karşı toplumsal olarak duyarlılığımızı arttırmamız ve uyanık olmamız gerekmektedir.
Sonuç olarak LGBTİ hareketi, aslında özgürlükle ilgisi olmayan tam anlamıyla insanlığa ve milletlere yönelik bir cinsel şiddet aracı ve cinsel istismardır. Gerçekte LGBTİ etnik ya da mezhepsel bölücülükten daha tehlikeli milletleri içerden çürüten bölücü bir cinsiyet örgütlenmesidir.