Liz Truss CFI toplantısında

Konuşmasında kendini büyük bir Siyonist olarak tanıttı ve “Birleşik Krallık İsrail'in yanında duracaktır” dedi. Birleşik Krallık ve İsrail ilişkisini daha güçlü hale getireceğini belirtti.  Kabinedeki diğer bakan seviyesindeki kişiler de kendi alanlarında İsrail ile ilişkilerin geliştirileceği mesajını verdiler. Serbest ticaret anlaşmasının yüksek öncelik olduğu belirtildi. Sağlık bilimleri ve teknolojilerinde yapılan yüksek seviyeli işbirliklerine değinildi.

CFI, İsrail'in sağcı Likud Partisi ile (Netanyahu'nun partisi) İngiltere'nin ilişkilerini geliştirme amacı olan bir grup. Muhafazakar Parti vekillerinin çoğunun CFI üyesi olduğu biliniyor. CFI grubunun İsrail'i Avrupa'da savunan en büyük ve güçlü grup olduğu düşünülüyor.

Etkinlikte Liz Truss'a verilen ana mesaj ise, İngiltere'nin büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıması gerektiği ve böylece dostluğunu göstermesi gerektiği oldu.  Liz Truss, başbakan olmadan bu Kudüs konusunu değerlendireceğini belirtmişti ancak bu konuda henüz atılmış somut bir adım veya alınmış karar bulunmuyor. CFI'nın eğer büyük emeklilik fonlarının/sermayenin yönetiminde etkisi varsa (ki var gibi duruyor), Liz Truss’u ülkenin içinde bulunduğu finansal durumdan kurtarmak için bu grubun sermaye desteğine ihtiyacı olacaktır. Diğer taraftan, İngiltere'de körfez emirliklerinin de büyük sermayesi var ve bu Kudüs'ü başkent olarak tanıma konusu İngiltere için zor bir seçim olabilir. 2016'da Trump, Amerikan evanjeliklerin desteğini alabilmek için ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacağını vaat etmişti, dar bir farkla seçimi kazanmıştı ve sözünde durmuştu. Kudüs'te İsrail büyükelçiliğini açan bir diğer ülkenin (Türkiye ülke olarak tanıyor) Kosova olduğunu da bu vesile ile hatırlayalım.(Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli öğle değil mi?)