Londra’da Türk Sanatı Şöleni: İstanbul ve Göbeklitepe eserleri göz doldurdu
İngiltere’nin Londra kentindeki dünyaca ünlü sanat merkezi Saatchi Gallery, Türk sanatçılarının eserlerine ev sahipliği yapıyor. 26 Ekim’de açılan ‘TA London Turkish Art Week Türkiye’ isimli sergide Türkiye, Azerbaycan ve KKTC’den 21 Türk sanatçının eserlerine yer verildi.
İngiltere’nin başkenti Londra’nın en prestijli sanat merkezi Saatchi Gallery’de düzenlenen ‘TA London/Turkish Art Week Türkiye’ sergisi, Londralı sanatseverlerden büyük ilgi görüyor. İngiltere’nin ilk online Türk sanat galerisi ve sanat platformu olan Renko London’ın organizasyonuyla ve Kin Partners iş birliğiyle hazırlanan sergide, Devrim Erbil ve Ece Clarke gibi Türk sanatını dünyaya duyuran isimler eserleriyle yer alıyor. 26 Ekim’de ziyaretçilere kapılarını açan sergide; Türkiye, Azerbaycan ve KKTC’den 21 Türk sanatçının eserleri sergileniyor.
Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın, sergide yaptığı açılış konuşmasında, “Türkiye-İngiltere arasındaki ilişkilerde sanatın büyük bir önemi ve gücü var.” diye konuştu. Yalçın, bu gücü daha da çoğaltmak için önümüzdeki yıllarda sanatsal etkinliklere daha fazla destek vereceklerini ifade etti. Sanatçıların resim, heykel, multimedya ve montaj alanında ürettikleri eserleriyle katıldığı sergi, bugün sona eriyor.
‘SANATI İÇİMİZDE HİSSETTİĞİMİZ BİR AKŞAM OLDU’
Çağdaş resim sanatının Türkiye'deki temsilcilerinden Devrim Erbil'in kızı Renk Erbil, serginin onur konuğu olan babasının sağlık sorunları nedeniyle açılışa katılamadığını dile getirdi. Erbil, 21 sanatçının 100'ün üzerinde eserinin sergilendiği etkinliğin açılışına 900'ün üzerinde konuğun katıldığına işaret ederek, "Sanatı içimizde hissettiğimiz bir akşam oldu. Bu nedenle TA London ekibi olarak çok mutluyuz." dedi.
İSTANBUL VE THAMES ESERLERİNE BÜYÜK İLGİ
Sergide Devrim Erbil ve Ece Clarke’ın yanı sıra Bahri Genç, Sümer Erek, Mine Zabcı ve Renk Erbil gibi uluslararası üne sahip Türk sanatçıların eserleri yer alıyor. Erbil’in İstanbul tabloları ziyaretçileri hayran bırakırken, Thames Nehri çalışmaları da çok beğenildi. “Thames Nehri üzerindeki ünlü Tover Bridge fark edilmese, bu tabloların İstanbul Boğazı’na ait olduğu sanılabilirdi.” yorumları yapıldı. Tablolarda, İstanbul ve Londra’nın yan yana yarattığı ahenk göze çarptı.
PLASTİK VE KÂĞIT, SANAT
ESERİNE DÖNÜŞÜYOR
Türkiye’de doğan Ece Clarke; Türkiye, Almanya ve Ortadoğu’da yaşadı. Son 35 senedir de Londra’da yaşamını sürdürüyor. İstanbul, Ankara, Singapur, Doha, Abu Dabi, Londra ve Paris’te sergiler açmış bir sanatçı olan Clarke; eserlerinde plastik, kâğıt gibi çeşitli malzemeler kullanıyor ve bunlara şekil veriyor. Clarke, bu malzemeleri kimyasal alaşımlarla renklendirip şekiller vererek, iki ve üç boyutlu eserler meydana getiriyor. Bu eserlerin bir kısmı silindir biçiminde heykellerden oluşuyor.
GÖBEKLİTEPE ESERLERİ SANATSEVERLERLE BULUŞTU
Ece Clarke, TA London/Turkish Art Week Türkiye’de Göbeklitepe’den esinlenerek ortaya koyduğu eserlerini de sergiledi. Göbeklitepe çalışmalarına başlama hikâyesini anlatan Clarke, “Japonya’ya gitmiştim. Tokyo Büyükelçiliğine uğradım. Japonya’da sergi açmak istediğimi söyledim ve yardımcı olmalarını talep ettim. Onlar da Japonların Göbeklitepe’ye ilgi duyduklarını, böyle bir sergi yaparsam ilgi çekeceğini ve yardımcı olabileceklerini söylediler.” dedi. Aynı zamanda arkeolog olan Clarke, birkaç gün Göbeklitepe’de kalıp fotoğraflar çektiğini, çizimler yaparak notlar aldığını aktardı. Ece Clarke, son iki yıla yakındır Göbeklitepe üzerine çalışıyor. Sergiye dair izlenimlerini paylaşan Ece Clarke, “TA London/Turkish Art Week Türkiye çok başarılı bir sergi. Yetenekli 21 sanatçının bir araya gelmesi ve Saatchi Galery gibi önemli bir sanat merkezinde eserlerini sergilemesi son derece önemli. Göbeklitepe de çok ilgi çekiyor ve beğeniliyor.” dedi.
Göbeklitepe eserlerinin bu sergide ilk kez görücüye çıktığını vurgulayan Clarke, “Göbeklitepe’nin mirasçıları biziz. Onlar 12 bin yıl önce yaşamışlar. Biz şimdi bu mirası sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı. 12 bin yıl öncesiyle bugünü karşılaştıran Clarke, insanların bugün kendilerini çok gelişmiş, eski dönemin ise geri olduğunu zannettiklerini söyleyerek, “Teknolojiyi bir kenara koyarsak, o dönemki insanlarla aynı yetenek ve becerilere sahibiz.” dedi.