Lozan karşıtı bölücüler Sevr’de anlaşıyorlar
Lozan Antlaşması'nın 100. yılındayız. PKK'lılar, Barzaniciler, Talabaniciler, Avrupa'da faaliyet yürüten ayrılıkçılar, Lozan'a karşı kara propaganda başlattı. Etkinliklerde Sevr'i övüyorlar. Hatta öyle ki, bölücü girişimleri Danıştay'a kadar getirdiler!
PKK, bu yılın başından itibaren Lozan Antlaşması'nın 100. yılına yönelik kara propaganda başlattı. Ocak ayı içinde Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen toplantıda bir dizi eylem kararı alındı. PKK’nın Avrupa’da kurduğu sözde Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eş Başkanı Ahmet Karamus, bütün Kürtleri Lozan’a karşı çıkmaya çağırdı. Karamus, 2023 yılı boyunca “Başta Lozan olmak üzere birçok Avrupa merkezinde çeşitli etkinlikler ile anlaşma protesto edilecek. Konferans, panel, film gösterimi ve konserlerin yer aldığı eylemler dizisi şubatta başlayıp, ekim ayına kadar sürecek. Eylemin finali üç gün sürecek bir mahkeme ile son bulacak.” dedi.
Peki, 20-24 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek sözde mahkemeye İsviçre devleti ne diyecek? Buna müsaade edilmesi Türkiye-İsviçre dostluğuna sığar mı? Uluslararası Lozan Antlaşması’nın imzalandığı yerde bölücü örgütlere izin verilmesi karşılıksız kalır mı?
KNK ÖCALAN'IN TALİMATIYLA KURULDU
1999 tarihinde PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla KNK kuruldu. Dört parçada Kürtleri birleştirme ve temsil etme amacıyla kurulan KNK, başından beri PKK’nın emirlerini yerine getiren paravan örgüt görevi gördü. PKK, Sürgünde Kürt Parlamentosu, KADEK, Kongra Gel, KCK gibi isim değişikleriyle göz boyama taktiği uyguladı, uyguluyor. PKK’nın askeri kanadı HPG’nin başı Murat Karayılan, 2015 tarihinde 15. KCK Genel Kuruluna gönderdiği mesajda şöyle demektedir: “Beni KNK üyeliğine laik gördüğünüz için Hazırlık Komitesi ve KNK üyelerine teşekkür ediyorum. Kürdistan Özgürlük mücadelesi içerisinde, Apocu bir fedai olarak yer alıp Demokratik Ulusal Birliğin prensiplerini uygulayacağıma söz veriyorum. Kuzey Kürdistan’daki demokratik özerklik ilanı, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi içinde yeni bir aşamanın da başlangıcı oldu.”
KÜRT'Ü BÖLGE DEVLETLERİNE DÜŞMAN ETME EYLEMLERİ
KNK’nın Ocak 2023 toplantısına katılan konuşmacılar kin ve nefret dolu sözleri sıraladılar.
KNK Eşbaşkanı Zeyneb Murad, “Kürt halkına karşı planlı ve stratejik bir savaş yürütülüyor. Sykes-Picot ve Lozan antlaşmaları Kurdistan’ı bölüp, parçaladı.” dedi.
Kurdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) Eşbaşkanı Siyamend Mûînî, “Kürtlere yönelik yaşanan baskıcı politikalarının temeli Lozan antlaşmasının sonucudur. Eğer bu antlaşma olmasaydı halkımız bu halde olmazdı. Onun içindir ki günümüzde İran ve Türkiye gibi devletler Lozan’ın devam etmesi için çaba içerisindeler.” dedi.
PKK’nın Avrupa’daki temsilcilerinden ve Kongra-Gel Eş Başkanlarından Zübeyir Aydar, yıl boyunca yapacakları eylem ve etkinliklerle amaçlarının “Lozan antlaşmasının meşru olmadığını ve Kürtlerin bunu kabul etmediğini dünya kamuoyuna duyurmak” olacakmış!
İsmail Beşikçi ise “Yüzüncü Yılında Lozan Antlaşması” başlıklı yazısında her zamanki gibi kışkırtıcılık yapıyor ve şöyle söylüyor: “Sömürge bir statüdür. Kürdistan sömürge bile değildir. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda, ‘Kenya, Tanzanya, Gana vs. Büyük Britanya’nın sömürgeleridir’ denirdi. ‘Senegal Fransa’nın sömürgesidir’ denirdi. Bu şu anlama geliyor: Kenya, Tanzanya, Gana, Senegal gibi ülkeler var. Bu ülkeler sınırlarla birbirlerinden ayrılıyor. Bu sınırlar çok önce çizilmiş. Bu ülkeyi, kendi ekonomik veya siyasal ihtiyacı doğrultusunda İngiltere veya Fransa yönetiyor. Bu sınırlar o ülkeler için bir statü anlamına gelmektedir. Kürdistan için bunları söyleyemiyoruz. Kürdistan, bölünmüş, parçalanmış, paylaşılmış. Hiçbir statüye sahip değil. Bu, ‘Kürdlerin, Kürdistan’ın asimile edilmeye hazır bir hale getirilmesi’ anlamına gelmektedir.”
Kürdistan’ın tıpkı Afrika’daki sömürge ülkeler gibi olmasının bugünkü konumdan daha iyi olacağını savunan Sosyolog İsmail Beşikçi’nin geldiği yer ibretliktir! Beşikçiyi Ortadoğu'nun kan gölüne dönmesi, kardeş kavgasının büyümesi ve ABD/İsrail haydut devletlerinin işgal ve katliamları ilgilendirmiyor! Yeter ki kukla bir devlet kurulsun da ne olursa olsun zihniyetinin esiri İsmail Beşikçi, Sevr savunuculuğunu ve emperyalizme teslimiyeti övüyor. Beşikçi’nin Türkiye’ye bu kadar düşman olması ve yabancılaşması gerçekten tez konusudur!
TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALIYORLAR
Başta İsmail Beşikçi olmak üzere bölücüler emperyalizmi açıktan açığa savunur ve onlarsız bir özgürlük olmayacağını düşünürler. Bunlardan birisi de eski PKK’lı Süleyman Akkoyun. “2. Lozan'a Karşı Ulusal Birlik Konferansı” başlıklı yazısında, “Birinci Lozan’a engel olmayan Kürtler nerdeyse bir asırdır köle kalışımızdan sorumludurlar; hayata geçirilmeye çalışılan ikinci Lozan’a engel olmayacak Kürtler de, 50–100 yıllık yeni bir köleliğin resmiyet kazanmasına katkı sunmuş olacaklardır. Böyle hayati bir konuda hâlâ devlet politikalarını aşamayan, Misak-ı Milli’yi savunan, işgal devletinin demokratikleşmesinden söz eden ve Kürtlerin devletleşmesini 'lanetli' bir gelişme olarak gören bazı Kürt politik çevrelerinin bu tutumu, Türk devletinin restore edilerek ömrünün uzatılmasına ve Kürdlerin ulusal haklarının geleceğe/bilinmeze bir kez daha ertelemesine hizmet ediyorlar…” diyor.
Akkoyun bu konuda yalnız değildir. Benzer görüşleri İbrahim Güçlü, Paris Kürt Enstitüsü'nün başı Kendal Nezal dâhil pek çok ayrılıkçı açıkça savunmaktadır. Yine ayrılıkçı bir haber sitesinde yayınlanan yazıda, “Sevr Anlaşması Kürtlerin devlet olma hakkını koruyan bir anlaşmaydı. Kürdistan topraklarını bölen Lozan antlaşması Sevr’in yok sayılması üzerine yapıldı.” denildi. Kısacası PKK’dan, I-KDP’ye kadar tüm bölücü örgütler Sevr’de anlaşıyor.
10 Temmuz günü Lozan karşıtı bir açıklamada YNK (KYB) başı Bafil Talabani’den geldi. Süleymaniye’yi PKK’nın ikinci Kandil’ine dönüştüren Bafil Talabani PKK/PYD’nin Suriye’nin Haseke kentinde düzenlediği Lozan Antlaşması karşıtı çalıştaya, “Farklıları bir tarafa bırakarak, büyük Kürdistan için çalışalım” mesajı gönderdi. Lozan Antlaşması'nı kınayan ve “Kürdistan’ın birliği” için çalışacağını söyleyen Talabani Türkiye’yi hedef tahtasına oturttu. ABD’de sözde “Kürt aktivistleri” maskesi altında PKK destekçisi Kani Gulam öncülüğünde bir grup, Lozan Antlaşması'nın yüzüncü yılında antlaşmayı protesto etmek amacıyla Washington'dan New York'a bir yürüyüş düzenliyor. Yine bir diğer Barzanici sözde “Kürt aktivisti” Lokman Kadak, Lozan’ın 100’üncü yılını protesto amacıyla İsviçre'nin başkenti Bern’den Cenevre'ye bir yürüyüş başlattı.
BÖLÜCÜLERİN DANIŞTAY'A BAŞVURU HAMLESİ
Haber şöyle: “Diyarbakır Barosuna kayıtlı iki avukat, 100. yılına giren Lozan Antlaşması'nın iptali, Kürtlere 'self determinasyon hakkı tanınması' için Danıştay'a başvurdu. Avukatlar Hişyar Özalp ile Rıdvan Dalmış, Kürt Diasporası (DİAKURD) adına Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cumhurbaşkanlığı aleyhine Danıştay'a dava açtı.” Her şey bir yana dava açma cesaretini nereden alıyorlar?
Kürt Diasporası Konfederasyonu (DİAKURD), Ocak 2022 tarihinde İsveç'in Başkenti Stokholm’de düzenlenen kongreyle Barzanistancılar tarafından kuruldu.
Kongrenin kuruluşun amaçları üç başlıkta özetlendi:
1. Kürt örgütleri arasındaki işbirliğini ve diasporadaki Kürt sivil toplumunu geliştirmek.
2. Kürt diasporasının diğer ülke ve milletlerle entegrasyonunu ve ilişkilerini güçlendirmek.
3. Kürdistan halkının ulusal çıkarlarını ve kendi kaderini tayin hakkını desteklemek.
DİAKURD adına Danıştay'a başvuran iki avukat etiketli zatın bu girişimine tepkisiz kalınması son derece yanlıştır. T.C. yok sayan ve bölünmesini talep eden bu girişimin sadece Danıştay tarafından ret edilmesi yetmez, protesto edilmesi ve karşı girişimin başlatılması zorunludur.
TÜRKİYE LOZAN'DA KURULMADI
2 Temmuz 1993 günü “Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu Sivas'ta yıkılacak” diyen güruhun nasıl ki hiçbir başarı şansı yok ve yok olup gidecekler. “Türkiye Lozan’da kuruldu Lozan’da yıkılacak” diye ortalığa saçılan emperyalizmin piyonlarının ümitleri de kursaklarında kalacak. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Lozan’da kurulmadı ki Lozan’da yıkılsın! Türkiye, Atatürk önderliğinde namlularla kuruldu ve yıkacak babayiğit daha doğmadı!
Barzanistancı kafilesinden Beşikçi-Akkoyun gibi Sevr savunucularının gücüde Lozan Antlaşmasını yırtmaya yetmeyecektir. Lozan Antlaşması Milli Kurtuluş Savaşımızın başarısının sonucudur. İsmet Paşa orada “istiklâl-i tam Türkiye”nin tanınmasının mecburiyetini emperyalistlere kabul ettirmiştir. Lozan’a katılan taraflar mazlumlar dünyasının emperyalizme karşı zaferinin taçlanmasına karşı çıkamaz duruma sokulmuştur.
'İNİSİYATİFE JİNEN TOLHİLDER'
Bir kışkırtıcı oluşuma da dikkatleri çekmek istiyoruz. PKK'nın kurduğu sabotaj örgütü “İnisiyatife Jinen Tolhilder” pek çok yerde yakma ve iş yerlerini ateşe verme eylemlerine devam edeceğini 15 Temmuz akşamı duyurdu. Önümüzdeki günlerde bunlarla veya değişik kışkırtma oluşumlarıyla karşılaşabiliriz!
Bu arada PKK’nın kullandığı Yeşiller Sol Parti daha doğrusu HDP’nin vekilleri, Doğu ve Güneydoğu illerimizde, kasaba ve kırsal yerlerde aralıksız propaganda çalışmaları sürdürüyorlar. 15/16 Ağustos yaklaşırken eylemlerin dozunun artacağı ve kışkırtmaların yaygınlaştırılacağı bir zaman dilimine giriyoruz.
PKK’nın lider kadrolarının katıldığı Sterk TV ve onun Türkçe yayın yapan kanallarında her gün Türkiye'de kargaşalık yaratılması için çağrılarda bulunuluyor.