21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah İsrail'in saldırıları sonrasında ilk kez konuştu

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İsrail'in iki gün peş peşe olarak düzenlediği saldırılardan sonra ilk kez vatandaşlara hitap etti.

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Nasrallah vatandaşlara hitap etti

İsrail'in Lübnan Hizbullahına yönelik peş peşe düzenlediği saldırılardan sonra Genel Sekreter Seyyid Hasan Nasrallah'tan açıklama geldi.

Video açıklama ile Hizbullah üyelerine ve tüm dünyaya seslenen Nasrallah, İsrail'e yanıtlarını beklemedikleri anda vereceklerini vurguladı.

İŞTE O KONUŞMA

Nasrallah'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Lübnan hükümetine teşekkür ediyorum. Sağlık merkezlerine ve sivil savunma kurumlarımıza... Bizimle gece gündüz dayanışma içinde olan herkese teşekkür ediyorum.

Hastanelerde yaralı sayısı çoktu. 2 günde gördük ki yaralılara çok özel ilgi gösterdiler. Lübnan'ın bütün bölgelerinde kan bağışında bulunanlara teşekkür ediyorum.

Büyük bir ahlaki dayanışma oldu, tam istediğimiz şekilde. Uzun süredir böyle bir dayanışma görmemiştik.

Aynı zamanda destek olan bütün devletlere teşekkür ediyorum. Irak, İran, onlarca yaralıyı taşımak için uçaklar gönderdi. Suriye hükümetine teşekkür ediyorum. Şam'daki hastaneleri açtılar. Lübnan hükümetini arayarak dayanışma bildiren bütün hükümetlere teşekkür ediyorum.

Bu alçakça saldırıyı protesto eden ve kınayan bütün devletlere teşekkür ediyorum.

'İSRAİL KIRMIZI ÇİZGİLERİ AŞTI'

Düşman İsrail binlerce çağrı cihazını hedef aldı ve eşzamanlı olarak patlattı. Düşman bu operasyonla bütün ilkeleri çiğnedi ve kırmızı çizgileri aştı. Hiçbir şeyi tanımıyorlar, ne ahlaki ne yasal olarak. Patlamalar bazı hastanelerde de oldu.

Sadece Hizbullah'ın savaşçılar değil onlar bütün bu cihazları taşıyanları hedef aldılar. Bu cihaz sadece bizde değil bütün dünyada kullanılıyor. Hastaneler, ticari firmalar, taşıma firmaları kullanıyor. Çarşamba günü de kablosuz cihazları, telsizleri patlattılar. Ambulanslarda ve hastanelerde olan telsizleri patlattılar. Onlarca şehit verdik, içlerinde kadın ve çocuklar da var.

Gerçek sayılar zamanla ortaya çıkacak. Her halükarda sonradan ortaya çıkacak. Düşman ne yapıyor? Çağrı cihazlarını hedef aldılar farz edelim. 4 binden fazla cihaz vardı farz edelim. Hepsi Hizbullah'ın gençlerine, bacılarımıza ve kardeşlerimize dağıtıldı zannediyorlar. Çağrı cihazlarını patlattıklarında bilerek ve hedef alarak patlattılar. Bunlar 4 bin kişiyi 1 dakikada öldürmek istediler.

Bu düşmanın niyetiydi. Bu işledikleri suçun seviyesini gösteriyor. İkinci gün, telsiz cihazlarını taşıyan ve kullanan bin kişiyi öldürmek ve yüzlerce kişiyi de yaralamak istiyorlardı.

NASRALLAH YAŞANANLARI SALI GÜNÜ SOYKIRIMI OLARAK ADLANDIRDI

Biz salı günü soykırımı, çarşamba günü soykırımı diyoruz. Bu kanser tümörü olan İsrail kurulduğundan beri bölgemizdeki tam kötülüklerin merkezi oldu. İstediğiniz her ismi verebilirsiniz, bunlar hak ediyorlar.

Birçok cihaz kapalıydı ve hizmet dışıydı. Bazı cihazlar hiç dağıtılmamıştı bile...

Şüphe yok ki yerde kalmış bir yaralımız olmadı. Bütün ambulanslar, insanlarımız büyük çaba gösterdi. Herkes işbirliği yaptı, ordumuz, güvenlik güçleri, hastaneler... Herkes işbirliği yaptılar onların hedefini engelledi.

Bu dosyanın ve bu olayın sonucu nedir? İster bu cihazları bize satan firma, üretenden bize ulaştıran firmalara kadar bakıp kısa sürede yanıt alacağız. O zaman bu olayın nasıl gerçekleştiği belli olacak? Bunu süratli bir şekilde inceliyoruz.

Ama gerçekleri görmemiz lazım. Biz büyük bir güvenlik darbesi, insanlık darbesi aldık. Ve direnişin Lübnan'daki tarihinde eşi benzeri olmayan bir darbeydi. İsrailli düşmanlarımızla yaptığımız savaşta böyle bir darbe almamıştık. Bekli de dünya tarihinde böyle bir saldırı olmamıştı, bunu dünya görmemişti.

Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah İsrail'in saldırıları sonrasında ilk kez konuştu - Resim : 1
Nasrallah'ın açıklamasını Lübnanlılar televizyondan takip etti

'DÜŞMANIMIZ SADECE İSRAİL DEĞİL ABD, BATI, NATO...'

Evet biz büyük bir darbe aldık. Ama savaşın doğası böyle. Çatışmanın doğasında bunlar var. Biliyoruz ki düşmanımızın teknolojik üstünlüğü var. Sadece İsrail değil ki, ABD, Batı, NATO arkasında... En yeni teknik güce sahip olanlar karşımızda duruyorlar. Bu çatışmaya girdiğimizde biz çalışmalar, fedakarlıklar veriyoruz ve zafer yolunda sürekli çaba harcıyoruz.

Bazen biz, bazen düşman kazanıyor. Bazen biz galip geliyoruz bazen onlar... Salı ve çarşamba ağır ve kanlı günlerdi bizim için. Büyük bir imtihan ve sınav idi... Bu sınavı da başarıyla geçeceğiz ve başımız dik olarak bu sınavı da bitireceğiz. Bu darbe ne kadar güçlü olursa olsun seni düşürmesin.

Bu eşsiz darbe bizi asla düşüremeyecek, yıkamayacak. Bu tecrübeyle söylüyorum. Bundan bir ders alarak daha güçlü olacağız. Daha sağlam duracağız. Bütün ihtimallere karşı duruşumuz sağlam olacak.

'İSRAİL'İN HEDEFİ KUZEY CEPHESİNİ BİTİRMEK

Düşmanın hedefini iyi tespit etmemiz lazım. Şunu hatırlatmamız gerekir ki, Aksa Tufanı'ndan çok kısa bir süre sonra Lübnan'da da bir cephe açtık. Diyorlar ki Lübnan cephesinin hiçbir yararı olmadı. İstedikleri kadar söylesinler. Biz düşman ne söylüyor ona bakalım. Düşmanın şu an generalleri ordu komutanları ve askeri güçlerin komutanları, kuzey cephesini nasıl yorumluyorlar bu önemli... Ellerinde hiçbir veri olmayanların bunu değerlendirmeleri bizim için önemli değil.

Düşman burada birinci gün itibarıyla Lübnan cephesini bitirmek ve söndürmek istiyordu. Bunun için birçok baskı unsurunu kullandı. Ama çatışmalar hala sürüyor. Bizimle Siyonist düşman arasında ve geçtiğimiz senelerde eğer bu operasyonların yüzde 1'i bizim tarafımızdan yapılsaydı savaş açarlardı. Ama şu an büyük bir çatışma oluyor ve açık savaş ilan edemediler.

Lübnan cephesiyle Gazze cephesi arasındaki işbirliğine bakalım; 11 aydır hem Lübnan hem Araplar İsrail savaş açacak diyorlardı. Biz 11 aydır aynı havayı yaşıyoruz. Hepsi Lübnan devletine ve direnişe baskı yapmak içindi. Bu cepheyi durdurmak istiyorlardı. Suikastlar yaptılar, komutanlarımızdan öldürülenler oldu, insanlarımızı korkuttular, bunların hepsi savaşın bir parçası.

'AMAÇ LÜBNAN GAZZE'YE DESTEK OLMASIN'

Şu anda en korkunç saldırıyı bize yaptılar ama sivilleri öldürdüler ve sivil kurumları hedef aldılar. Bu işledikleri büyük suç. Salı günü operasyondan birkaç saat sonra bir takım resmi kurumlara bizim hedefimiz Gazze'yi durdurmak diye açıklama yaptı. Lübnan Gazze'ye destek olmasın diye hedeflediler. Belki ön hazırlıktı. Büyük bir operasyon yapmak istiyorlardı. Bunlar tartışılır...

Hem Lübnan'daki resmi kanallar dediler ki direnişi durdurun. Direniş teslim olsun, direniş dursun. Gazze'yi bırakın, bırakın kendi hallerine, Filistin'i bırakın... Çok kanlı çatışmalar oldu bu 1 yıl içinde, biz bunu yapamayız. Hepsi boşa gitmiş olacaktı.

Salı ve Çarşamba günü bize vurulan darbe iki cepheyi (Filistin ve Lübnan) birbirinden ayırmak içindi.

Gözlerini ve ellerini kaybedenler adına, dik duruş sergileyen, sabreden herkes adına, görevlerini yerine getiren herkes adına insafsızca ambargoya karşı duran herkes adına, Lübnan cephesi Gazze'de saldırılarınızı durdurmadan biz saldırılarımızı durdurmayacağız.

Bütün acıları çektik; açıkça söylüyorum, sonucu ne olursa olsun, bölgede neler olursa olsun Lübnan'daki direniş asla durmayacak, Gazze'deki kardeşlerimize destekten asla vazgeçmeyeceğiz.

'DÜZENİMİZ ASLA BOZULMADI'

Aynısını Gazze'de de yapıyorlar ama 11 aydır yapmak istediklerinin karşısında duracağız. Patlamalar nerede oldu? Güneyde ve Bekaa Vadisi'nde oldu ve Hizbullah'ın gençlerinin olduğu yerde oldu. Bu geniş patlamalardan sonra bu bölgeyi yormak istiyor İsrail'e karşı boyun eğmemizi istiyor ve direniş ve direnişin liderliğine tamam yeter dememizi bekliyorlar. Ama Salı ve Çarşamba günü yaptıkları bunu da imkansız kılıyor. Hepiniz gördünüz, hepiniz yüksek maneviyatı gördünüz. Yarlılarımızın maneviyatı, hepsi çok sabırlılar, hepsi cepheye dönmek istiyor.

Bu yaralılar tekrar cepheye dönmek istiyor. Kararlılar, biz onarın imanını karşısında eğiliyoruz.

Şehitlerin cenazelerini gördünüz. Çok büyük katılımlarla oldu ve devrimci sloganlar attılar. Ve Lübnan olarak bütün ülke yanımızda durdu. Bu katliamın ve soykırımın karşısında halkımız Lübnan'da daha çok birbirilerine sırt sırta vererek destek oldular. Birliğimiz çoğaldı. Bunlar direnişin temeline darbe vurmak istediler, bizi felç etmek istediler.

Her halükârda elinden geldiği kadar liderlerden daha fazlasını öldürmek istiyorlardı ve direnişin düzenini bozmak, anarşi ve kargaşa çıkmasını istiyorlardı. Hizbullah'ın saflarını arasında karışıklık çıksın istiyorlardı ve düzenimiz asla bozulmadı.

İlk andan itibaren hepimiz olaya hakim idik ve cephedekiler de bütün silahlarını hazır hale getirdiler. Çünkü her ihtimal vardı. Silahlarımızı çalıştırdık.

Alt yapımız ve düzenimiz bozulmadı. Şehitlerin, mücahitlerin kanları sayesinde, liderler ve komutanlar 1982'den bugüne kadar Hizbullah'ın hazırlığı kudreti, gücü, hiçbir şekilde bu tarzdan daha fazla sarsılmamıştık. Herkes endişelendi. Bilin ki bizim altyapımız çok sağlam, çok güçlüyüz.

'DURUŞUMUZ SAĞLAMLAŞIYOR'

Düşman bunu bilsin ki ne bizim altyapımıza ne gücümüze ne imanımıza ne liderliğimize asla bir zarar veremedi. Hatta bizim gücümüz daha fazla artıyor, duruşumuz daha fazla sağlamlaşıyor.

Tamam teknoloji var ama İsrailliler bu yaptıklarıyla ne kadar aptal olduklarını gösterdiler.

Kimileri askeri olarak savaşın genişleyeceğinden bahsediyor. Düşmanın hedeflerine ulaşmasını engelleyerek onları şaşırtalım. Hedef ne? Düşman hükümeti neyi ima etti? Netanyahu ve Gallant kuzeydeki halk, kuzeye güvenli bir şekilde geri dönsünler dediler. Bu işgalci halk, Filistin'i işgal etmişler tekrar kuzeye geri dönsünler bunu istiyorlar. Peki ey Netanyahu bu hedefi gerçekleştirebildin mi? Meydan okuyorum. Ben de Netanyahu'ya ve Gallant'a diyorum ki; siz asla kuzeydeki halkınızı geriye döndüremeyeceksiniz. Kuzeyi asla bir daha işgal edemeyeceksiniz.

'İSRAİLLİLER KUZEYE DÖNEMEYECEK'

Gazze'ye olan saldırılarınızı durdurmadığınız sürece sizin kuzeye geri dönüşünüz olmayacak. Bu tek yol; bunu dışında ne askeri yoldan ne öldürerek ne suikast düzenleyerek bu olmayacak. Hatta tersine daha da kuzeyde olanların daha da tehcir ettireceğiz, bu bölgelerden daha da uzaklaştıracağız. Ve siz biliyorsunuz, biz 11 aydır bunu başardık. Vatandaşlarınız artık orada yaşamıyorlar.

Bu kuzey bölgesinin komutanı olan ahmak ve aptal Lübnan içinde bir güvenlik kuşağı oluşturalım diyor. Keşke gelseler Lübnan'a. Sınırda çok sağlam siperler kurduk. Tankları bile ilerleyemez. 11 ay boyunca çok güzel nakil ve intikaller yaptık. Gece gündüz... Onlar çok çaba harcamaları lazım. Bizim için Lübnan'a girmeleri tarihi bir fırsat olur. Hatta istiyoruz bunu. Tabii ki büyük bir etkileri olacak zannediyor ki güvenlik kuşağı oluşturduklarında vatandaşları geri dönecek zannediyor.

1978'de de aynısını yaptılar. 1982'den 2000'e kadar çok geniş bir güvenlik kuşağı oluşturmuşlardı kendilerine göre...

Ama burada yanlış bir mukayese var ve 1978'de 1982'de bizim Hizbullah kurulduktan sonra, bütün direniş kurulduktan sonra bütün direniş grupları Lübnan'a İslami direnişler, İslami Cephe, Sünnilerin cepheleri, biz Lübnanlılar olarak Lübnan'ın içinden savaşı çıkardık. Çıkarmayı başardık. Onları 2000 yılına kadar bütün direniş güçleri güney Lübnan'da düşman ordusunu hedef aldık ve dışarı çıkmaya zorladık.

'ONLARIN HESAP ETMEDİĞİ YERDEN KISAS YAPACAĞIZ'

1996 yılına kadar bu şekilde devam ettik. Kuzeydeki işgal bölgelerini hedef aldık. Ama bugün her şey değişti. Eğer sen bir güvenlik kuşağı oluşturursan seni o güvenlik kuşağının içinde boğacağız. Sadece orada değil artık hedef alıyoruz sizin askeri noktalarınızı, askeri merkezlerinizi, siz bizim sivillerimizi hedef aldığınızda biz de işgal edilmiş Filistin topraklarını hedef alacağız. Bir çukur ve cehenneme dönecek orası. Siz bizim topraklarımıza girerseniz göreceksiniz, salı ve çarşamba günü yaraladıklarınızın yüzlercesini karşınızda göreceksiniz. İsterseniz deneyin.

Bir kısas alacağız. Onların hesap etmediği yerden kısas yapacağız. Ama bu yeni savaş, gizli yüzleri vardı bunu. Ama biz başka bir üslupla savaşacağız. Ne zamanını, ne yerini söylemiyoruz. Daha önceden duymadığınız haberleri bu bölgede duyacaksınız. Doğası ve büyüklüğü nasıl olacak, bu hakkımızı saklıyoruz. Hatta kendi içimizde bile bunu dar bir alanda konuşacağız. Çünkü çok daha hassas ve ehemmiyetli bir saldırı olacak.

Herkes biliyor ki bu savaş sonunda tarihi zafer bizim için olacak. Netanyahu, Gallat askerini cehenneme götürüyorlar. Kendi edebiyatlarına göre 3. harabeye götürüyorlar. Kötülükleri, bencillikleri, onların askerlerini kanlı bir cehenneme gönderiyor. Bu büyük savaşın geleceğiyle ilgili, belki yıllarca sürecek bir savaş bu, mücahitler sonunda zafere ulaşacak.

Hizbullah Lübnan İsrail Seyyid Hasan Nasrallah