Lübnan'da patlayan cihazlar Türkiye'de var mı? Bakan açıkladı
İsrail'in Lübnan'daki çağrı cihazlı saldırısı dünyada büyük yankı uyandırdı. Daha önce görülmemiş saldırı sonrası vatandaş Lübnan'da patlayan cihazlar Türkiye'de var mı? sorusunun yanıtını aramaya başladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu yanıtladı.
Dün akşam saatlerinde Lübnan’dan gelen son dakika haberi dünyanın gündem maddesi oldu. Hizbullah mensuplarına ait çağrı cihazlarının bomba gibi patlaması, bu cihazlardan Türkiye'de var mı sorusunu gündeme getirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu yanıtladı. Bakan ayrıca çağrı cihazlarının nasıl patlatıldığı yönündeki tahminini de açıkladı.
ÇAĞRI CİHAZLARI TÜRKİYE'DE VAR MI?
Çağrı cihazı patlamasının nasıl olduğuna dair Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Ya bomba koyma ya da lityum pilin ısıtılarak patlatılma olmuş olabilir. Cihazlara patlayıcı konulması ihtimali daha güçlü." diyerek Türkiye'de bu cihazlardan olup olmadığı ile ilgili bilgi verdi.
Bakan Uraloğlu "Türkiye'de neredeyse hiç kullanılmıyor. Çağrı cihazları özelinde Türkiye'de bir risk olmadığını şu an net olarak söyleyebilirim." dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun açıklamasının devamı;
"Mobil haberleşme cihazları daha çok cep telefonları olarak adlandırdığımız cihazların belli teknolojilerle belli sistemlerle takibi yapılabiliyor. Belli içerikler kimin kiminle haberleştiği gibi. Dolayısıyla bundan kaçınmak isteyen kuruluşlar, örgütler bunun yerine çağı cihazlarını kullanmayı tercih ediyorlar. Radyo dalgalarıyla haberleşiyorlar ve bunların takibi bu anlamda çok kolay ve rahat değil. Onun için burada da Lübnan'da olan bir kısım Suriye'de de olduğu bilgisini alıyoruz. Bu takipten kaçınmak için Hizbullah'ın bunları kullandığı yönünde bir bilgiye sahibiz ya da tahmine sahibiz öyle diyelim ama bilgi de diyebiliriz.
ÇAĞRI CİHAZI PATLAMASI NASIL OLUR?
Aynı anda bu kadar cihazın patlatılması 9 insanın ölmesi birçok insanın birçok uzvunun vücudunun zarar görmesi gerçekten çok büyük bir olay. Tabi hani merak ediliyor bu nasıl gerçekleşti? Bizim siber güvenlik uzmanı arkadaşlarımızla konuyu tartışıyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Görüntülerden cihazların tam neler olduğunu çıkarmaya çalışıyoruz. Burada iki türlü senaryonun olabileceği üzerinde duruyor arkadaşlarımız. Bir tanesi zaten Hizbullah'ın bu cihazları kullandığı biliniyor. İsrail'in de bunları bilip ve bunların bir değişim sürecinde yenileme sürecinde istedikleri gibi donattıkları bir patlayıcı yerleştirebilmiş olmaları ihtimalini de katarak söylüyorum. Bu cihazları dağıttıkları daha doğrusu satın aldıkları şeklinde ve bunun da aynı anda veya çok kısa aralıklarla bir sinyalle patlatılabildiği noktası.
İkinci bir ihtimal bunun birazcık daha ikincil bir ihtimal olduğunu düşünüyoruz. O da burada bazı sinyallerle bataryaların kısa devre yaptırılarak ısıtılması sonucu patlaması. Telefon tamircilerinde veya insanların cebinde bataryaların patladığını görmüştük. Ölümcül bir sonuç hiç olmadı ya da önemli bir yaralanma olmadı. Ufak tefek yangın çıkması, ufak tefek yaralanmalar oldu. Onun için ilk söylediğimiz ihtimal biraz daha güçlü gibi duruyor. Yani içerisine bir patlayıcı muhtemelen yerleştirildi. Bunlar Türkiye'de yaygın değil. Yani neredeyse hiç kullanılmıyor noktasında. Cep telefonlarının çıkmadan önce ya da yeterince yaygınlaşmadan önce vardı hatırlarsak. Ben hiç rastlamadım işin açıkçası. Kullanılmadığını genel anlamda söyleyebilirim. Dolayısıyla bu çağrı cihazları özelinde Türkiye'de bir risk olmadığını net olarak söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.