Macar gazeteci Almassy Aydınlık Avrupa’ya konuştu! ABD ve AB Macaristan’ı yıpratma peşinde

Macaristan, Rusya - Ukrayna savaşında gösterdiği kararlı tutum ile Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna politikasına karşı önemli bir muhalefet gücünü temsil ediyor. AB’nin 1 Şubat’ta mutabakat sağladığı Ukrayna’ya yönelik yeni yardım paketi Macaristan engeli nedeniyle uzun süre gecikmişti. Macaristan’ın AB politikasına muhalif bağımsızlıkçı tutumu Macaristan’ı ABD’nin ve AB yönetiminin tehdit ve saldırılarının hedefine oturttu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban doğrudan Brüksel tarafından ekonomik zarara uğratılmakla tehdit edildi.

Ülkede son günlerin en önemli konusu ise Cumhurbaşkanının istifası oldu. Macaristan Cumhurbaşkanı Katalin Novak, cinsel istismar davasında hüküm giymiş bir kişiyi affetmesi tepkilere yol açtı. Novak, tepkiler üzerine10 Şubat’ta istifa etti. Yaşanan gelişmeleri Visegrad Post Genel Yayın Yönetmeni Macar gazeteci Ferenc Almassy Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi.

Macaristan’a yönelik tehditleri değerlendiren Almassy, Macaristan’da ve Avrupa genelinde yaklaşan seçimlerin arifesinde AB’nin ekonomiyi bir koz olarak kullandığını belirtirken; ABD’nin Macaristan’ı istikrarsız hale getirmek istediğini ve cumhurbaşkanının istifası gibi olaylarda parmağı olduğundan şüphelendiklerini ifade etti.

ABD MACARİSTAN’DA ‘SKANDAL’ PEŞİNDE

Gazeteci Almassy, eski Cumhurbaşkanı Katalin Novak’ın istifasıyla ilgili şunları söyledi: “İstifanın nedenleri tesadüfi gibi görünse de, hikaye aslında biraz tuhaf. Orban'ın Fidesz Partisine yakın olan eski istihbarat subayı ve güvenlik uzmanı Laszlo Foldi'ye göre, ABD'nin bu davayla ilgili olduğundan ve bir dereceye kadar davaya etki ettiğinden şüpheleniliyor.

Durum böyle mi bilmiyorum ama birçok ülke ve siyasi grubun Macaristan'ı zayıflatmak için bu tür bir skandalın yaşanmasında çıkarı olduğu kesin. Dolayısıyla çok dikkatli olmalı, gerçeklere sadık kalmalı ve devlet kurumlarının açıklanması gereken her şeyi açıklayacağına güvenmeliyiz.”

Almassy, istifanın Orban ve partisi Fidesz için olumsuz sonuçlar doğurduğuna işaret etti: “Cumhurbaşkanı Katalin Novak'ın ve eski Adalet Bakanı Judit Varga'nın istifası, özellikle de 9 Haziran'da yapılacak Macaristan ve Avrupa seçimleri kampanyasının başlangıcında Orban ve partisi için korkunç bir darbe oldu. Bu iki isim Fidesz'in kadın yüzleriydi ve partinin geleceği için bir umuttu. Onların görevden alınmasının ardından Fidesz'in şimdi karşılık vereceğine ve liberal muhalefetin bazı önemli figürlerini hedef alacağına inanıyorum. Bu Orban'ın iktidara geldiği 2010 yılından bu yana yaşanan en büyük siyasi skandal. Bunun ne getireceğini kimse bilemez ama Macaristan siyasetini etkileyeceği kesin.”

‘MACARİSTAN ÜZERİNDEKİ BASKI ARTIYOR’

Başbakan Orban’ın Brüksel yetkilileri tarafından telefon ile aranarak ekonomik saldırıyla tehdit edilmesini ise Almassy şöyle değerlendirdi: “Bu, Budapeşte ve Brüksel arasında iki yıldır devam eden bilek güreşinin bir parçası. AB, Ukrayna'ya destek konusunda daha büyük bir rol üstlenmeye çalışırken ABD'nin ihtiyatlı bir şekilde geri adım atması, bu konuda Avrupa düzeyinde egemenlik yanlılarının sesi olan Macaristan üzerindeki baskıyı arttırıyor.”

‘AB MALİ ARAÇLARLA ŞANTAJ YAPIYOR’

Almassy, Orban’ın AB bürokratlarına değil Macar halkına karşı sorumlu olduğunu hatırlattı: “Bu arada Orban demokratik yollarla seçilmiş bir lider ve AB bürokratlarına değil seçmenlerine karşı sorumlu hissediyor ve buna göre hareket ediyor, yine de bir denge kurmak zorunda. AB Macaristan'a şantaj yapmak için hukuka aykırı mali araçlar kullanıyor ve biz de az parası olan küçük bir ülkeyiz, bu da bizi bu tür şantajlara karşı savunmasız kılıyor. Bu durum, Orban'ın halk desteğini güçlendirmek için yürüttüğü ulusal iletişim kampanyalarını açıklıyor. Halk desteği, Orban'ın seçilmemiş bürokratlarla mücadelesinde en iyi silahıdır.”