Maden şehitlerinin adını göklere çıkardılar
Türkiye'nin ilk cep uydusu Grizu-263A, uzaya fırlatıldı. Takımın Danışmanı Prof. Dr. Bülent Ekmekçi, '1992'de grizu faciasında 263 madencimizi kaybettik. Emekçi şehitlerimizin adını yaşatmak istedik.' dedi.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Mühendislik Fakültesi öğrencilerinden oluşan Grizu-263 Uzay Takımı'nın, temel haberleşme olaylarının gerçekleştirilmesi amacıyla tasarladıkları Türkiye'nin ilk cep uydusu Grizu-263A, SpaceX Falcon 9 roketi, gazetemiz baskıya girdiği saatlerde ABD'den uzaya fırlatılmak üzereydi.
Yetkili fırlatıcı firmaya teslim edilen cep uydusunun, Zonguldak'ta 3 Mart 1992'de meydana gelen grizu patlamasında yaşamını yitiren madencilerin isimleriyle 13 Ocak'ta Türkiye saatiyle 18.25'te Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Cape Canaveral Fırlatma Üssü'nden uzay yolculuğuna çıkması bekleniyordu.
Takımın başında olan Prof. Dr. Bülent Ekmekçi ile takımı ve başarılarını konuştuk.
- Çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Aslında hikâyemiz 5 yıl önce başladı. Grizu 263 Uzay Takımı’nı Türkiye’de tanıyoruz. Yarışmalara katıldılar, gerçekten iyi dereceler elde ettiler; 2 dünya ikincilikleri, 2 dünya dördüncülükleri, Teknofest yarışmasında Türkiye şampiyonlukları var. Tabii ki yola çıkarken şunu düşündük: “Yarışmalarda kazandığımız becerilerle neden gerçeğini uzaya göndermeyelim?”
HİKÂYEMİZ DEVAM EDECEK
- Ne zaman oluştu bu fikir?
2017 yılında takım kaptanımızın düşüncesiyle başladı. “Acaba böyle bir şey yapabilir miyiz?” diye araştırmaya başladık ve “Neden olmasın?” dedik. Çünkü hayaller gerçekleştirmek için vardır. Biz de gerçeğimizi tanıdık, anladık ve hayallerimize doğru bir yolculuğa çıktık.
Heyecanımız çok büyük. Takımımız gerçekten faklı disiplinlerden oluşuyor. Elektronik, bilgisayar mühendisi adaylarımız, malzemeci arkadaşlarımız var. Bunlar içerisinde dengeli bir ekip kurmaya çalıştık ve başardığımızı görüyoruz. Sistematik bir şekilde gerçekten uydu tasarım prosedürlerini bire bir uygulayarak bu aşamaya getirdik. Her şeyden önce inandık.
Aslında her şey yeni başlıyor. Hikâyemiz devam edecek, çok mutlu olacağız. Yeni heyecanlar, yeni fikirler hep olacaktır, hayallerimiz büyüyerek devam ediyor.
TATLI YORGUNLUKLAR
- Takımda yorulup düşenler oldu mu?
Elbette ki. Bir hoca olarak şunu söyleyebilirim samimiyetle; kendi öğrencilerimi çok yorgun olduğu için zorla eve gönderdiğimi hatırlıyorum. Eğer gençlerimiz merak etmeye başlarlarsa çalışmanın keyfini aldıkları zaman bir anlamda bırakmadıklarını görüyoruz. Yorgunluklar tatlı bir yorgunluğa dönüşüyor. Önce çalışma eforlarını fiziksel bünyelerinin üzerine çıkarmaya başlıyorlar ve bundan da vazgeçmek istemiyorlar. Bazen o noktaya geliyorsunuz “durun arkadaşlar, bu şekilde verimli olamayız, biraz dinlenmemiz lazım ondan sonra devam edeceğiz” diyoruz.
NEREDEN GELDİĞİMİZİ BİLİYORUZ
- Neden Grizu 263A ismi?
1992 yılında bu şehrin kalbinde derin yaralar açan bir grizu faciamız var. 263 madencimizi burada kaybettik. Tabii ki bütün bunları söylerken o emekçi şehitlerimizin adını yaşatmak istedik. Mottomuz da karanlık maden ocaklarından uzayın sonsuz derinliklerine uzanan Zonguldak’ın hikâyesi. Yani nereden geldiğimizi biliyoruz, bu emek şehitleri boşuna verilmedi, onlar geleceğimizi kurgulamak için hayatlarını feda etmiş emekçilerimiz. Başka acılarımız da oldu. Çok sevdiğimiz, ekibimize katkı sağlayan Türkiye Amatör Telsizciler Başkanı Tahir Dengiz’i de kaybettik.
BİLİM MERAK İŞİDİR
- Son sözleriniz nelerdir?
Gençlerimiz çok nitelikli. Belki de mesele o nitelikleri nasıl ortaya çıkarabileceğimizdir. Belki de bu, eğitimde bir bakış açısı olabilir. Bilim bir merak işidir. Bir bilim tutkusundan bahsediyoruz ve şunu görüyorum; eğer merak ediyorsanız onun peşinde koşuyorsunuz. Bunu aşılamak akademide çok önemli. Bunu aşılayabildiğimiz taktirde o tutkunun peşinde koşan öğrencilerimizi görebiliyoruz.
ANADOLU ÜNİVERSİTELERİNE DAİR ÖNYARGILARI KIRDIK
Takım Kaptanı Muzaffer Duysal 15 kişiyle 3 yıl boyunca çalıştıklarını belirterek, “3 yılın sonunda artık bugüne geldik, artık fırlatmayı bekliyoruz. Uydumuz şu an Amerika’da Falcon 9 roketinde” dedi.
İkinci kaptan Çağla Aytaç Duysun da şunları belirtti: “Yaklaşık 5 yıl önce bir hayalin peşinden uzay çalışmalarına başladık. Şimdi nihayete erdiriyoruz. Hiç deneyimimiz olmayan bir alana daldık biz. Önce model uydu yarışmalarıyla başladık. Önce kendimizi inandırdık, takım arkadaşlarımızı inandırdık ondan sonra da tüm üniversitemizi inandırdık buna. Maddi zorluklar vardı onu da Türkiye’nin en büyük kuruluşlarından biriyle aştık.”
Çağrı Karaduman da makine mühendisliği öğrencisi. Ekipte 4 yıldır çalışıyor, mekanik birimde görevli. “Bu süreç sayesinde hem ülkemizi hem üniversitemizi dünyaya kanıtlamış olduk. Şöyle bir ön yargı var ‘Anadolu üniversiteleri başaramaz yapamaz?’ gibi bir algı vardı. Bu ön yargıyı da başarıyla birlikte kırmış olduk” dedi.
Makine mühendisliği öğrencisi Nazım Yılmaz, çok heyecanlı olduklarını belirterek, “3 yıldır bu takımda görev almaktayım. Bu sene de model uydu yarışmasının kaptanlığını yürütmekteyim. Bu takımda çok güzel şeyleri başardık, güzel anılarımız oldu ve takımımızı ve ülkemizi en üst seviyeye getirmek için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Elektrik elektronik mühendisliği öğrencisi Musa Türkmen de “Türkiye’deki gençlerin neler yapabileceğini dünyaya kanıtlamak istiyoruz” dedi.