Madenci kadınlarımız
Milyonlarca yılda geliştiği yerin altından, gün ışığı ile buluşturacak elleri bekleyen madenler ve işçisi, mühendisi, işletmecisiyle madenlere uzanan kadınların elleri... Ekmeğini taştan çıkaran eller…
Büyük bir sorumluluk ve teknik bilgiye dayalı organizasyon yeteneği gerektiren maden işletmeciliğinin kadın temsilcilerinden, Eskişehir'de kalsedon işletmeciliği yapan Av. Birsen Gerçin'e madencilikteki öyküsünü soruyoruz.
- Mesleğe nasıl başladınız?
1969 yılında girdiğim İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olup avukatlık stajını tamamlayarak avukatlık mesleği mensubu oldum. Avukatlık mesleğimi sürdürürken Kalsedon taşını görmem ve bu taşın fiziki görüntüsünün insana verdiği huzurun yanında, mitolojik hikayesinde antik dönemlerde hukukçu taşı olarak anıldığını da öğrenmemle taşa olan ilgi ve alakam artmıştır. Kalsedon taşı, efsanevi öyküleri MÖ 800’lü yıllara dayanan, bir çok uygarlığın en büyük ticaret ürünlerinden biri olmuş, güzelliği ve doğa üstü faydaları ile tanınan etkileyici bir taştır. Kısa zamanda beni bir tutku olarak sardı, tüm birikimlerimi atıl olan madeni faal hale getirip, istihdam yaratıp, taşı dünyaya tanıtmak ve ülkeme faydalı olmak için seferber ettim. Türk Kalsedonu’nu dünyaya tanıtmak için verdiğim emek hayatımın serüvenidir. 1991’de kurulan süs taşları ve hayranlarını bir araya getiren Gemoloji Derneği’nin bir üyesiyim. Derneğimizde, ülkemizdeki süs taşlarının tanıtılması için faaliyetler devam etmektedir.
- Yurtdışı pazarlara nasıl ulaştınız?
Öncelikle dünyadaki süs taşı ocaklarını, onların faaliyetlerini, bu taşların işlendiği bölgeleri araştırdım. Kendi taşımın özelliklerini belirten bir yazı hazırlayarak hepsi ile iletişim kurdum. Kucağımda 10 kg Kalsedon ile Çin’in bir çok bölgesine -44 derece soğukluktaki Liaonıng bölgesine dahi giderek taşımı tanıtarak bilgilendirdim. Sonra, Hong Kong’a giderek Kowlon bölgesinde, taş ile iştigal eden şirketleri günlerce tek tek dolaşıp Kalsedonu ve kendimi tanıttım. Hindistan’ın bu işlerle uğraşan bir çok bölgesine, şehrine gittim. Bu arada madeni, bulunduğu Eskişehir, Sarıcakaya İlçesi, Mayıslar Köyü’nde inşa ettirerek işletmede sunduğum teşkilatı görmeleri, güven duymaları için bu firmaların yetkililerini davet ettim, gelenleri misafir ettim. Türk Kalsedon’unun dünyaya açılmasını sağladım.
- Kadın ve madencilik sektörü açısından girişimciliği ve geleceği nasıl görüyorsunuz?
Türk kadını, temel hak ve özgürlüklere, demokrasinin gereği olan siyasi ve sosyal haklara dünya ülkelerinden çok önce sahip olmuştur. Ülkemizde, Anayasa ve kanunlar ile teminat altına alınan temel hak ve özgürlükler, sosyal imkanlar kadın erkek ayırt etmeksizin eşit olarak tüm Türk toplumuna tanınmıştır. Kadın hem anne hem eştir. İş yaşamı ile bu sıfatlara has vazifelerini birlikte ve başarı ile yürütmek durumundadır. Bu nedenle zamanı en verimli şekilde çok çalışarak kullanmak zorunda. Kadınlar çalışkan ve üreticidir, bu nedenle istismar edilmedikçe bu zorlukları sevgiyle aşarlar. Kadının madencilik sektörü de dahil olmak üzere üretimdeki payı inkar edilemez. Öncelikle kadınlar sahip oldukları hakları öğrenmeli bu konuda bilincini geliştirmeli, ekonomik ve sosyal alanda çalışarak katkı sağlamak için çaba göstermelidirler. Ülkemizde kadınları engelleyen yasalar bulunmamaktadır. Tabii yine görev, genç nesilleri yetiştiren ebeveynlere özellikle annelere yani kadınlara düşmektedir.
- Devlet teşvikleri ve desteklerinden yararlanabiliyor musunuz? Eksikler ya da ihtiyaçlar nelerdir?
Kadının madencilik sektöründe üretime katkılarının gelecekte çok daha fazla olacağına eminim. Zira, kadının bakış açısının bu sektöre de çok şey kazandıracağından kuşkum yok. Ancak kadın girişimcilere devlet teşvik ve destekleri daha da kolaylaştırılıp, yaygınlaştırılmalıdır.