22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Madencilik tek elden yönetilmeli

Madenin katma değeri yüksek, vazgeçilemez bir sektör olduğunu bildirildi. Maden Kanunu'nda değişiklik yapılması, özellikle ruhsat güvencesinin teminat altına alınması gerektiği istendi

Madencilik tek elden yönetilmeli
A+ A-

Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) Genel Başkanı Naci İlci, yeni bir Maden Yasası ile madencilik izin ve denetim süreçlerinin tek elden yönetilmesi gerektiği talebinde bulundu. İlci, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla bir oteldeki basın toplantısında, madenciliğin bir ülkenin milli değerlerinin ekonomiye kazandırılması ve bu yolla ekonomik bağımsızlığını elde etmesinde çok değerli sektörlerin başında geldiğini söyledi. Türkiye'de madencilik sektörünün önem ve değerinin yeterince kavranamadığını ifade eden İlci, bu nedenle madenciliğin gerek ihracat gerekse de gayrı safi milli hasıladaki payının potansiyeline uygun bir seviyeye ulaşmadığına dikkati çekti.

DÖNÜŞÜMÜN ANAHTARI

Madenler kullanılarak elde edilen enerji ve teknoloji ürünlerinin tüm dünyada her geçen gün daha fazla önem kazandığını vurgulayan İlci, buna karşın ülke kamuoyunda halen madenciliğin gerekli olup olmadığının tartışıldığını dile getirdi. Dünyanın fosil yakıtlara olan ihtiyacı azaltarak, yeşil enerjiye dönüşümü hızlandırma programını uyguladığını belirten İlci, şunları kaydetti: "Dönüşümün anahtarını da maden kaynakları oluşturuyor. Ülkemizde ise çevreci uygulamalarla kabuk değiştiren, bilinç düzeyi yükselen, uluslararası rekabet gücüne sahip Türk madenciliğinin alışılmış ön yargılarla baltalanmaya çalışıldığına tanık oluyoruz. 6,5 milyar dolar ihracat, doğrudan ve dolaylı yaklaşık 200 bin kişilik istihdam gibi yetersiz ancak hiç de azımsanamayacak verileri, ulaşabileceğimiz hedefleri ve milli savunma hamlesindeki ülkemiz için madenin taşıdığı anlamı görmezden geliyoruz. Bizler ise maden işverenleri olarak mevzuatın önümüze yığdığı barikatları aşma kaygısıyla işimizi büyütmeyi bir kenara bırakıp var olanı koruyabilmenin derdine düşüyoruz."

MADDİ VE MANEVİ KAYIP

İlci, ihtiyaçlarına cevap veremeyen Maden Kanunu'ndan, orman mevzuatına kadar birçok yasal engelle karşı karşıya kalındığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Ruhsat güvencesine sahip olmayan yatırımcılarımızın sektöre yeni yatırım yapma motivasyonu bu nedenlerle giderek azalıyor. Karmaşık yasal düzenlemeler dolayısıyla birçok farklı kamu otoritesi ile muhatap olmak zorunda kalan madencilik firmalarımız, uzayan bürokratik süreçlerden dolayı maddi ve manevi kayıplara uğramakta. Milli kaynaklarımızı kullanarak başta cari açığımız olmak üzere kronikleşmiş ekonomik sorunlarımıza çözüm bulabilme olanağına sahipken maalesef başta Tarım ve Orman Bakanlığımızın geçmişten süregelen ve güncellenmesi gerekli uygulamaları olmak üzere sektörümüzün gelişimini engelleyen faktörlerle yüzleşiyoruz. Yeni bir Maden Yasası ile madencilik izin ve denetim süreçlerinin tek elden yönetilmesine olan ihtiyacımızın büyük olduğunu bir kez daha önemle vurgulamak isteriz. Bu ihtiyacın giderilmesi noktasına başta Sayın Cumhurbaşkanımız, ilgili bakanlarımız ve genel müdürlerimiz olmak üzere tüm devlet yöneticilerimizin gereken hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz."

SOMALI MADENCİLER HAZIR

Madencilik tek elden yönetilmeli - Resim : 1

Yer altında can kurtarma eğitimleri gören Somalı madenciler, aldıkları eğitimlerle kendilerini maden kazalarının yanı sıra deprem ve benzeri afetlere karşı da hazır tutuyor. Türkiye'nin önemli linyit üretim merkezlerinden Manisa'daki Soma Havzası'nda, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nde de yerin altında ekmek mücadelesi devam ediyor. Tüm ülkeyi yasa boğan 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde görev alan ve mesleklerinin kendilerine kazandırdığı beceriler sayesinde arama kurtarma çalışmalarına büyük katkı veren Somalı madenciler, can kurtarma mücadelesinde görev almanın haklı gururunu yaşıyor.

Zaman zaman "yer altında tahlisiye (can kurtarma)" eğitimleri gören madenciler, kendilerini maden kazalarının yanı sıra deprem ve benzeri afetlere karşı da hazır tutuyor. Manisa'nın Soma ilçesindeki bir maden işletmesinin teknik müdürü Mustafa Çalık, AA muhabirine, 6 Şubat'taki depremin ardından Soma'dan binlerce madencinin bölgeye sevk edildiğini, işletmelerinden de 481 madencinin gönüllü olarak bölgede görev aldığını belirtti. Yer altı için tahlisiye eğitimi aldıklarını ancak deprem ve bina enkazında çalışma tecrübeleri olmadan bölgeye gittiklerini anlatan Çalık, örnek bir koordinasyonla yüzlerce canı kurtarmayı başardıklarını ifade etti.

Madencilik tek elden yönetilmeli - Resim : 2

10 KAT DAHA RİSKLİ

Deprem bölgesindeki afetzedelerin kendilerine güven duyduğunu anlatan Çalık, "Depremzedeler, madenciler bizim binalarımızda çalışsın diye başımızda nöbet tutuyorlardı. Biz yer altı kazalarında, yer altı arama kurtarma ekibi olarak depremden 10 kat daha riskli bölgelerde çalışıyoruz. Zararlı gazlar, içerideki hava durumu var, hareket kabiliyetiniz kısıtlı." ifadelerini kullandı. "Deprem bölgesine gittiğimizde ekibim ve ben 24 saat uyumadan enkazın içinde çalışmaya devam ettik." diyen Çalık, "İnsanlar bize gıptayla bakıyordu. Kürek sallarken çıkardığımız tozdan bizim bina enkazı görünmüyordu. Domuzdamı (Madenlerde çökme tehlikesi olan yerleri direklerle örme) popüler oldu. Madencilerin disiplini, iş sağlığı ve güvenliğini dikkate alarak çalışmaları, bizi bu işte başarılı kıldı." diye konuştu.

‘BACA SÜRER’ GİBİ

19 yıllık madenci Mehmet Dalgıç da madendeki çalışma usullerine göre enkazda arama kurtarma yaptıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: "Enkazda en üstten blokları kaldırarak kişilere ulaşmak yerine, ses alınan bölgeye en yakın yerden, enkaza girip, blokları kıra kırarak ve tahkimat kurarak, domuzdamı yaparak kurtarma yaptık. Maden içinde yer altında aynı 'baca sürer’ gibi ilerleme yaptık. Beton blokları kıra kıra, dele dele enkaza girdik. Oradan kazazedeleri aldık, biz bunu madende görmemiş, yer altına bu şekilde ilerleme yapmamış olsak yapamazdık."

MADENCİLERLE KUTLAMA

Madencilik tek elden yönetilmeli - Resim : 3

AYDINLIK / ANKARA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve bakan yardımcıları, Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Genel Başkanı Nurettin Akçul ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla yeraltına indi. KİAŞ Çayırhan Yeraltı İşletmesinde sendika üyesi madencilerle bir araya gelen Bakan Işıkhan, işçilerle birlikte yeraltında kahvaltı etti. Madencilerle sohbet eden Işıkhan, bütün madencilerin 4 Aralık Dünya Madenciler Gününü kutladı. Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul da Bakan Işıkhan'a madenci heykeli takdim etti ve ziyaretlerinden ötürü Bakan Işıkhan'a teşekkür etti. Akçul, burada yaptığı konuşmada “4 Aralık Dünya Madenciler Günü tüm madencilere kutlu olsun. Kazasız sağlıklı mutlu günler.” sözlerini kullandı.

Maden