Sivas katliamının 31. yılı: Hedef Türkiye'ydi! Türk Milleti planları bozdu
Kitle örgütü temsilcileri 2 Temmuz 1993 kışkırtmasının amaçlarını anlattı. Katliamın yakın tarihteki olaylarla birlikte ele alındığında aydınlandığını söyleyen temsilciler hedefin Türkiye olduğunun altını çizdi
2 Temmuz 1993’te tertiplenen Sivas’taki Madımak Oteli katliamının üzerinden 31 yıl geçti. Bir Gladyo tertibi olan katliamda ikisi otel çalışanı 35 insanımız hayatını kaybetti. Acı günün 31. yılında kitle örgütü temsilcileri birlik mesajları verdi. Kışkırtmalara karşı uyanık olma çağrısında bulundu. Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Şahin, Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt ve Vatan Partisi Sanat Bürosu Başkanı Tahsin Murat Demirbaş Aydınlık’a konuştu.
Mehmet Şahin’in “FETÖ gladyosu kovularak, PKK terörü ezilerek bu dünyada 2 Temmuzların hesabı sorulmaya başlanmıştır” sözleri dikkat çekti. Fermani Altun, “Hepsi emperyalizmin tezgâhıydı. Amaç, Türkiye’yi boyunduruk altında tutmak için yoksullaştırmak ve ayrıştırmaktı” dedi. Ali Ekber Yurt, “Başbağlar Köyünde vatandaşlarımızın şehit edilmesi de Sivas tertibinin devamıydı” görüşünü paylaştı. O gün kışkırtıcıların hedef aldığı Pir Sultan Abdal Kültür Şenliklerinin düzenleme heyeti üyesi olan Tahsin Murat Demirbaş, “Hedef yalnızca Aleviler değil, Türkiye’ydi” ifadelerini kullandı.
İşte mesajlar...
‘MİLLETİMİZ PLANLARI BOZDU’
Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Şahin:
“Sivas katliamında yitirdiğimiz canlarımızı bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum. Onlar bizleri duruş ve eserleriyle aydınlatmaya devam etmektedirler. Hesapları hem Hakk Divanı’nda hem de bu dünyada sorulacaktır. 2 Temmuz, tıpkı Maraş ve Çorum olayları gibi tam bir emperyalist kışkırtmaydı. Gladyo unsurları planlı ve hesaplı bir girişimle Aleviler ve aydınlar üzerinden Türkiye’yi hedef aldı. Bunu öncesi ve sonrasındaki bir dizi olayla; 12 Mart, 12 Eylül, Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis suikastları ile Başbağlar katliamıyla birlikte görürsek daha iyi anlarız.
"ABD ve işbirlikçileri Türkiye’yi istikrarsızlaştırarak bölmenin zeminini yaratmaya çalıştı ancak necip milletimiz acıyı bal eyleyerek planları bozdu. Tetiği çekene değil çektirene bakarak söylüyorum: FETÖ gladyosu kovularak, PKK terörü ezilerek bu dünyada 2 Temmuzların hesabı sorulmaya başlanmıştır. İnşallah bir daha böylesi acılar yaşanmayacaktır. Yaşanmaması için son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.”
‘ÖĞRENCİ EYLEMİ OLSA ANINDA DAĞITIRLARDI’
Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun:
“2 Temmuz 1993 felaketi dünyada eşine az rastlanılır büyük bir katliamdı. Nasıl ki Kahramanmaraş’ta bir kaç ay öncesinden CIA gibi dışsal fonksiyonlar bazı hazırlıklar yapmıştı; Sivas katliamı için de böyle hazırlıklar yapıldı. Her aşamasında bir organizasyon vardı. Birkaç gün öncesinden bazı çevre illerden otobüslerle insanlar getirildiğini bizzat etüt ettim. O dönem SHP’nin üst yönetimindeydim. Erdal İnönü’nün yakınındaki isimlerden biriydim. Daha sonra katliama seyirci kaldığı için SHP’den ayrıldım. Saatlerce insanlar ‘Bizi kurtarın’ diye feryat ederken bir valiye talimat verilmedi. Görev başındaki DYP-SHP hükümeti suçludur. Çünkü bir öğrenci yürüyüşü olsa anında dağıtırlardı ama 8 saat yüzlerce kişinin terör estirmesine seyirci kaldılar. Bin kere lanetliyorum katliamcıları ve bu olayın sorumlularını.”
‘HEPSİ EMPERYALİZMİN TEZGÂHI’
“Madımak katliamı da dahil Türkiye’nin yakın tarihindeki tüm kışkırtmaların arkasında yabancı istihbarat örgütleri ve işbirlikçileri vardı. Bu 12 Mart 1971 darbesinden Kahramanmaraş olaylarına ve 12 Eylül 1980 darbesine kadar hepsi emperyalizmin tezgâhlarıydı. Amaçları Türkiye’yi boyunduruk altında tutmak için yoksullaştırmak ve ayrıştırmaktı. Kısmen başarılı da oldular.
“Bu olaylardan çıkarılacak en büyük sonuç demokrasiyi içselleştirmek ve dini siyasal olmaktan çıkarmaktır. Din doğru bilinirse berekettir, yanlış bilinirse felakettir. FETÖ, DEAŞ, PKK ve onlarca terör örgütünün ağababasının Amerika olması tesadüf değil.”
‘KARIŞIKLIK HESAPLADILAR’
Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt:
“2 Temmuz 1993, Anadolu’daki bin yıllık geçmişimizin en karanlık günlerinden biridir. Türkiye’nin barışına ve huzuruna, bugünleri bile hesap ederek kast eden bir girişimdir. Emperyalist kuvvetler, devlet içindeki aygıtlarıyla her dönem Türkiye’de etnik ve mezhepsel karışıklıklar hesapladılar. 5 Temmuz 1993’te Erzincan Başbağlar Köyünde vatandaşlarımızın şehit edilmesi de Sivas tertibinin bir devamıydı. Şükürler olsun ki o oyunlar tutmadı ama toplumumuz büyük bedeller ödedi. Madımak Oteli’nde büyük değerlerimizi kaybettik. Onlar bugün yaşasaydı, birliğimiz, kültürümüz, ülkemiz çok daha güçlü olurdu. Hepsi birer aydınlıktı çünkü.
"Sivas’ta aydınlarımızın ölmesi, öncesindeki Maraş, Çorum gibi olaylarla birlikte Alevilerde derin yara açtı. Allah’tan bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Sivas’ta da biz öldük, Başbağlar’da da biz öldük. İkisi birdir. Yaşananlardan ders çıkarılmalı çünkü bu tür kışkırtmalar hep denenecektir. Kinden, intikamdan arınmalı. Buradan devlete bir düşmanlık çıkarılmamalı. Çünkü devlet o zaman kimin elindeydi? FETÖ diye bir yapı çıktı ülkeden. Belki de onların da parmağı vardı.”
‘15 TEMMUZ’U ANLAMADAN OLMAZ’
Vatan Partisi Sanat Bürosu Başkanı Murat Demirbaş:
“Pek çok ayrıntı var ama bugün önemli olan bunun planlı bir Gladyo faaliyeti olduğunun farkında olmak. Burada hedef kesinlikle Türkiye’ydi. Türk milletiydi. Yalnızca Aleviler değil. Bunu sonradan parçaları birleştirdiğimde daha iyi anladım. Devletin içine çöreklenmiş unsurlar harekete geçirilmiş ve bir şeylerin zemini hazırlanmak istenmişti. Bunu da ifade etmek istiyorum: Ankara’daki tertip komitesi yöneticilerinin Sivas’ı bilmeyen davranışları ve güvenlik konusundaki ihmalleri de bazı şeylere fırsat tanıdı. Daha 4 ay önce Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis öldürülmüştü. Bunu 3 gün sonra PKK eliyle yapılan Başbağlar katliamından da anlayabiliriz.”
‘AZİZ NESİN BAHANEYDİ’
“Yurt ve dershanelerde örgütlenen kitle sistemli olarak kışkırtılıyordu. Aziz Nesin tamamen işin bahanesiydi. Her zamanki gibi devlet içerden felç edilmiş ve hareket kabiliyeti yine içerdekiler tarafından engellenmişti. Sivas olaylarını daha iyi anlamak için Fetullahçı Gladyoyu iyi anlamak gerek. 2 Temmuz’u anlamak için 15 Temmuz’u doğru görmek gerek. Şu anda hapishanelerdeki 120 bin FETÖ’cünün 15 Temmuz’dan önce devletin içinde ne işe yaradığını sormak gerek. Bu gibi kışkırtmalar şimdi niye olmuyor? CIA’nın Ortadoğu’da kimi kime kırdırarak iktidarları yönetmeye çalıştığını ve kimleri maşa olarak kullandığını iyi görmek gerek. Bu topraklarda gericilik ve bölücülük hep emperyalizm destekli olmuştur.”