Magdeburg saldırısı aydınlatılmalı

Noel öncesi, Almanya Magdeburg’da yaşanan saldırı gündemdeki sıcaklığını koruyor. Kiraladığı bir araçla Noel pazarına giren Suudi Arabistan kökenli Taleb Al Abdulmohsen, 5 kişiyi öldürdü, 200’den fazla kişiyi yaraladı.

Saldırının ardından CDU ve AfD göçmenlerin geri gönderilmesi çağrısı yaptı. Yapılan yorumların hepsi benzer nitelikte: barışın, neşenin hakim olması gereken yerde neden böylesine vahşi bir saldırı gerçekleşti? Magdeburg saldırısının ardından akıllardaki en büyük soru, işte bu “neden” sorusu. Saldırının ardından soruşturma sürüyor.

KENTE HAKİM OLAN HÜZÜNLÜ BİR TELAŞ

Bu yıl Noel aralığını fırsat bilerek Berlin’e geldim. 49 avroluk bilet ile Almanya’nın batısından doğusuna geçiş sadece uzun bir yol değil, farklı şehirlerde aktarma anlamına da geliyor. Aktarma istasyonlarımdan biri de Magdeburg’du. Aklımda olay anının kamera görüntüleri, hayatını kaybeden beş kişi ve belki de kalıcı olarak değişen yüzlerce hayat… Trenden iner inmez merkez tren garının karşısındaki alışveriş merkezinin ana kapısına yöneldim. Ana caddeyi yürüyünce az ileride zaten kapalı olan Noel pazarı girişinde polis ekipleri beklemedeydi. Girişteki beton bariyerlerin üstü mum ve çiçeklerle kaplı, yer yer notlar, mektuplar ve şiirlerin bırakıldığı bir anma yerine dönmüştü. Geçen herkes duraklıyor, bir insanın nasıl böylesine bir vahşete yol açabileceği sorusunu sorarcasına kafa sallıyordu. Ve herkesin ağzından çıkan, yanıt arayan o soru: Neden? Yanıtı bulunan en önemli soru, saldırganın kimliğiydi. Suudi Arabistan kökenli Taleb Al Abdulmohsen, 50 yaşında, Bernburg’da bir hastanede Pskiyatrist olarak çalışıyordu. 2020 yılından beri madde bağımlılarıyla çalışan Abdulmohsen, bir yandan ülkesinden Almanya’ya iltica etmek isteyen kadınlara yardım ediyordu. Abdulmohsen, 2006’dan beri Almanya’da yaşamakta, 2016’dan beri ise yasal olarak mülteci konumunda. Basına yansıyan haberlerde çelişkili olarak değerlendirilen Abdulmohsen, kendisini tanıyanlar tarafından “saldırgan” ve “ukala” olarak nitelendiriliyor. Sosyal medya ve e-posta üzerinden farklı yerlere tehditler de gönderen Abdulmohsen, 2023’ün eylül ayında Köln Savcılığını tehdit ettiği gerekçesiyle polis tarafından yazılı uyarılmıştı. Ekim 2024’te de uyarı alan Taleb Al Abdulmohsen, geçen sene de yaptığı bir paylaşım da rastgele 20 Almanı öldürmekle tehdit etmişti.

ZAAFLAR SİYASETÇİLERİN DE GÜNDEMİNDE

50 yaşındaki Abdulmohsen’in saldırıyı neden yapmış olabileceği bilinmiyor. Ancak sosyal medya paylaşımlarından Alman devletine karşı ciddi bir kin duyduğu anlaşılan saldırganın saldırıyı çok önceden planladığına dair ipuçları bulmak mümkün. Her ne kadar benzeri saldırıları daha önce Müslümanlık iddiasıyla faaliyet yürüten terör grupları gerçekleştirmiş olsa da Abdulmohsen, adeta bir Anti-İslamcı olarak öne çıkıyor. Ekim ayından beri çalıştığı hastanede izinli olan Abdulmohsen’in saldırı öncesinde kentte bir otel odası tutmuş olması ise saldırıyı daha önceden planladığı olasılığını daha da güçlendiriyor. Basına konuşan Federal Kriminal Daire Başkanı Holger Münch ile soruşturmayı yürüten Başsavcı, açıklamalarında Abdulmohsen’in İslam karşıtı tavırları ile Alman devletine karşı kininin itekleyici olabildiğine işaret etti.

Savurduğu tehditlere rağmen Abdulmohsen’e karşı etkili bir girişimde bulunulmaması ise saldırının ardından siyasi tartışmalara da yol açtı. Şubat ayında erken seçimlere gidecek olan Almanya’nın önde gelen siyasetçileri, eleştiri oklarını hükümete yöneltti. Sosyal paylaşım sitesi X üzerinden açıklama yapan Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Adayı Friedrich Merz, insanların artık sadece korku ve endişe ile bir araya gelebildiklerini söyledi. Bu durumun dayanılamaz olduğunu ifade eden Merz, “bunu durdurmalıyız” dedi.

WEIDEL: BU ÜLKEDE BİR ŞEYLER DEĞİŞMELİ

Saldırının ardından en sert tepkiyi ise Almanya için Alternatif Partisi (AfD) verdi. Olayın ardından parti çevresi ve yöneticileri, bu gibi olayların önlenmesinin tek çözümünün göçmenlerin geri gönderilmesinde olduğunu iddia etti. 23 Aralık günü ise AfD, taleplerini bir kez daha vurgulamak için Magdeburg’da bir eylem düzenledi. Eylemde konuşan Eş Genel Başkan ve Başbakan Adayı Alice Weidel, olayın “gerçek anlamda aydınlatılması” çağrısı yaptı. “Bu ülkede bir şeylerin değişmesini istiyoruz” diye konuşan Weidel, “Bir daha böylesine akılsızca ve acımasızca oğlunu kaybeden bir anne ile yas tutmak istemiyoruz” diye konuştu. Weidel, sosyal medya hesaplarından AfD’ye destek paylaşımları da yapan Abdulmohsen’in AfD sempatizanı olduğu iddiasını da reddetti. Weidel’in konuşması yer yer “sınır dışı” sloganıyla bölündü.

TÜM MAL VARLIĞI KIZILHAÇ’A

Magdeburg saldırısı, büyüleyici Noel havasına da gölge düşürdü. Düzenlenen ayin ve yapılan paylaşımların hemen hemen hepsinde birlik çağrılarına rastlamak mümkün. Magdeburg kenti Noel günlerini buruk geçirirken olaya yönelik soruşturma devam ediyor. Failin kişiliğinin yanı sıra saldırı sebebi de kafaları karıştırmaya devam ediyor. Saldırıyı gerçekleştirdiği kiralık araçta yapılan aramalarda Abdulmohsen’e ait bir vasiyet bulundu. Tüm mal varlığını Alman Kızılhaçı’na bağışlayan Abdulmohsen’in tutukluluğu devam ederken, bir yandan güvenlik güçleri hakkında da yeterince önlem almadıkları gerekçesiyle bir soruşturma açılması gündemde. Abdulmohsen’e yönelik davanın ne zaman başlayacağı ise henüz belli değil. Ancak olay, güvenlik ve göç tartışmalarının seçim kampanyası süresince sürmesini bekleyebiliriz.