Mahmut Övür: Soylu üzerinden esas hedef Erdoğan!
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, Soylu'ya saldırı ve Erdoğan'ı yalnızlaştırma siyaseti üzerine bir yazı kaleme aldı. Övür, "Amaç, küresel operasyonlar uygulatmayan Erdoğan siyasetini devre dışı bırakmaktı" ifadelerini kullandı.
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, ABD ve Fransa gibi devletlerin bile açık açık Türkiye ve Başkan Erdoğan'ı hedefe aldığını, Soylu'ya saldırı üzerinden esas hedefin Erdoğan'ı yalnızlaştırmak olduğunu ifade etti. Kılıçlaroğlu ekibinin de bu işin öncülüğünü yaptığını belirten Övür şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye, 2013'ten beri darbe dahil akla hayale gelmeyen saldırılara maruz kaldı. Öyle bir siyasi zemin oluşturuldu ki, bırakın FETÖ, PKK veya DEAŞ gibi terör örgütlerini veya Batı medyasını, "stratejik müttefik" ABD ve Fransa gibi devletler bile açık açık Türkiye ve Başkan Erdoğan'ı hedefe aldığını söyledi.
Açık bir savaştı bu. Bunu açık eden de ABD Başkanı Biden oldu: "Erdoğan'ı yıkmak için muhalefete destek vereceğiz." Şunu da ekledi: "Darbeyle değil seçimle"
Aslında bu strateji sadece son 7 yılda devreye sokulmuş değil. Bir arka planı var.
CIA ajanı Graham Fuller'e göre 2008'den sonra Batı Bloku ile Türkiye'nin çıkarları çatışmaya başladı.
Bu nedenle de özellikle 2011'den sonra Başkan Erdoğan bir "diktatör" veya "hizaya sokulamayan" bir "radikal"di. Bu operasyonun içeride de alıcıları vardı. CHP'yi kaset komplosuyla ele geçiren Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi, bu işin öncülüğünü yaptı.
İşin bir ucunda da AK Parti içindeki AKP'liler ve FETÖ vardı. Onlara PKK-HDP hattı da destek verdi.
Türkiye, "Erdoğan'sız AK Parti" tuzağını nihayet 15 Temmuz direnişiyle bertaraf etti. Sonra Suriye'de "koridor devlet" dayatmasını püskürttü, ardından Libya'nın parçalanmasını engelledi ve Karabağ'ı işgal altında tutan küresel hesapları bozdu.
Türkiye'nin bu çıkışları küresel emperyalist güçleri çok öfkelendirdi. Buna bir son vermek gerekiyordu. Bunun için de küresel kuşatmanın yeni versiyonu, 2021 sürümü devreye sokuldu.
Bu kez terör ve algı operasyonlarına ek olarak, "uyuyan hücreler", "emekli asker ve sivil dostlar " ve "kullanışlı elemanlar" kullanılacaktı. Hedef çok netti:
"Başkan Erdoğan'ı yalnızlaştırmak ve muhalefeti güçlendirmek."
Bu açıdan ilk saldırılan isim ise eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak oldu. Albayrak'ın özellikle enerji alanında devreye soktuğu "milli politikalar" küresel mahfilleri çıldırtmıştı."
'SOYLU ÜZERİNDEN ERDOĞAN SİYASETİ'
Övür, ABD'nin istediğini yaptıramadığı için Soylu'ya öfkeli olduğu söyledi ve şu sözlere yer verdi:
"Şimdi sıra, teröre karşı son 5 yılda yürütülen politikalar nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'da...
Amaç da, küresel operasyonlar uygulatmayan Erdoğan siyasetini devre dışı bırakmaktı. Havaalanlarında, AVM'lerde veya şehir merkezlerinde patlayan bombalarla ülkeyi istikrarsızlaştıramıyorsanız, o ülkeyi etkileyemez, Suriye'de istediğiniz siyaseti hayata geçiremezsiniz.
İşte ABD bunu yaptıramadığı için Soylu'ya öfkeli. Sırada başka isimler de var.
Bunun için de içeride ısrarla başta HDP olmak üzere 90'ların faili meçhuller dönemine dönülüyor propagandası yapıldı. CHP de buna destek verdi. (İlginçtir, o faili meçhuller döneminde CHP (SHP) iktidar ortağıydı.) Tutmayınca bu kez hep birlikte mafyatik bir meczubun söylediklerine sarıldılar. Hiç şaşırtmadılar tabii... Tıpkı 17-25 Aralık yargı darbesi sonrası FETÖ'nün zehirli belgelerine sarıldıkları gibi... O dönem CHP'nin başını çektiği muhalefet, FETÖ'nün yasadışı belgelerine dört elle sarılıp Meclis'i bile kirletti.
İşin asıl vahim tarafı ne biliyor musunuz? Bunun bir siyasi operasyon olduğunu bile bile siyaset üretemeyen siyasetçilerin, mafyatik bir meczubun ipe sapa gelmez iddialarına sarılmaları...
Bu nedenle Başkan Erdoğan haklı olarak uyarıyor: "Terör örgütleri gibi suç çeteleri de zehirli bir yılan gibidir. Onlarla aynı çuvala girerseniz daha sonra başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz."