Mali Başbakanı Maiga: Türkiye gibi dost ülke gerekiyor

Mali'de 24 Mayıs'taki darbeden sonra kurulan geçiş hükümetinin başbakanı Maiga, temaslarda bulunmak üzere geldiği İsviçre'nin Cenevre kentinde değerlendirmelerde bulundu.

Maiga, son haftalarda gerginlik yaşadıkları Fransa'ya tepki gösterdi.

Birleşmiş Milletlerin (BM) ve uluslararası toplumun ülkesinde terörü bitireceklerine dair söz vermelerine rağmen bunun tam tersinin gerçekleştiğini ifade eden Maiga, 8 yıl önce ülkesinin kuzeyine sıkışmış teröristlerin, bugün ülkenin üçte ikisine hakim olduğunu vurguladı.

Maiga, terörle mücadelede Türkiye'nin yardımına ihtiyaç duyduklarının altını çizdi, Türkiye ile savunma sanayisi alanında iş birliğine hazır oldukları mesajını verdi.

'FRANSA'NIN KARAR TASARISINA İTİRAZ ETTİK ÇÜNKÜ FRANSA BİZE DANIŞMADI'

Malililerin güvenliğini sağlama konusunda sorumluluklarını bulunduğunu hatırlatan Maiga, şöyle konuştu:

"Uluslararası toplumun terörle mücadele bize sağladığı unsurlar istenilen sonucu vermiyor çünkü her geçen sene terör saha kazanıyor. Halbuki 2013'de uluslararası toplumun terörü bitirmek için müdahale ettiği söylendi. (Fransa'nın eski cumhurbaşkanı) François Hollande bunu söyledi. İlk hedef terör bitirmek, ikinci hedef de Mali'nin toprak bütünlüğünü sağlamak, üçüncü hedef BM'nin kararlarını uygulamaktı. 8 sene sonra teröristler ülke topraklarının 3'te 2'sini kazandı, halbuki (teröristler ülkenin) kuzeyinde sıkışmıştı. 8 sene sonra Mali'nin toprak bütünlüğünün sağlanmadığını tespit ettik. 8 sene sonra BM'nin kararlarının her sene değiştiğini gördük. Mali hükümeti bu sene Fransa'nın BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) önerdiği karar tasarısına itiraz etti. Çünkü (Fransa) bize danışmadı."

Maiga, Mali ile ilgili konularda bir başka ülkenin kendileriyle görüşmeden BMGK'ya karar tasarısı önermesini kabul edemeyeceklerini belirtti.

'TÜRK ŞİRKETLERE 'MALİ EVİNİZ' MESAJI

Ülkesinde terörizme karşı mücadele kapsamında Türk savunma sanayi sektörü ile iş birliği konusunda olumlu mesajlar veren Maiga, "Bugün Mali hükümeti şunu söylüyor: Terörle mücadeleye yardım edecek ortaklar arıyoruz. Hiçbir ülke dışlanmış değil. Bizimle görüşmeye hazır olan, terörle mücadeleye yardım edebilecek ve toprak bütünlüğünü sağlayabilecek herkes hoş geldi. (Ülkemizde teröre karşı mücadele) Türkiye gibi dost ülke gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Mali hükümetinin Türkiye ile iyi ilişkileri bulunduğunu aktaran Maiga, çok sayıda Türk iş insanının ve şirketinin Mali'ye geldiğini, Türk şirketlerinin temsilcileriyle de görüştüğünü söyledi.

Maiga, "Mali'nin yüzde 95'i Müslüman. Mali'nin iş birliği yapmak istediği Türkiye, İslam yolunu seçen büyük ülkelerden biri. Türk şirketlerin yöneticilerine de bunu söyledim. (Mali) Onların evi, yeter ki kazançlı ticaret olsun. Türk yetkililerin aynı niyette olduğunu biliyoruz. Ülkemiz Türkiye ile karşılıklı iş birliğine açık." dedi.

Mali Başbakanı, Türkiye'de 21-22 Ekim'de düzenlenecek Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'na davet edilmesi halinde katılabileceğini söyledi.

'LİBERALİZMİN ŞAMPİYONLARI ADİL TİCARETİ REDDEDİYOR'

Cenevre'de, 7 Ekim'i Dünya Pamuk Günü ilan eden Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) toplantılarına da katılan Maiga, Mali'nin Afrika'da en çok pamuk üreten ülke konumunda bulunduğunu ve pamuğun ilk ihracat ürünü olduğunu ifade etti.

Maiga, ülkesinin çıkarlarını savunmak için İsviçre'de olduğunu belirterek "Dünya ticaretinin adil olması için 18 yıldır, Batılı ülkelerin özellikle ABD ve Avrupa Birliğinin pamuk üreticilerine yardımlarını kesmesi için mücadele ediyoruz. Her şeyin liberalleşmesi gerektiğini söyleyen liberalizmin şampiyonları adil ticareti reddediyor. Üreticilerine yılda 5 milyar dolar yardım yapıyorlar. Bu da dünya ticaretini sarsıyor." dedi.

Batılı ülkelerin üreticilere verilen maddi yardımın, Afrika'da uluslararası pazarda satılan pamuğun ücretine tekabül ettiğini ifade eden Maiga, böylece bu üreticilerin pamuğu istediği ücrete sattığını ve bunun sonucunda Afrikalıların gelir kaybı yaşadığını kaydetti.

Maiga, uluslararası düzeyde siyasilerin Afrika'ya yönelik yardım açıklamalarının hiç bir anlamının olmadığını, yardım yapmak yerine Afrikalılara ürünlerini değerinde satmalarına izin verilmesi gerektiğini kaydetti.