BURGAZADALILAR: Marta Koyu halkın kalsın
Dört adanın tek bakir alanı olarak nitelenen Burgazada'daki Marta Koyu, ihaleye çıkartılarak özel bir şirkete kiralandı. Duruma tepki gösteren ada halkı, şirketin ihale sözleşmesini imzalamamasını istedi. Aksi halde ihalenin iptali için hukuksal mücadele başlatılacak.
Burgazada’nın denize serbestçe ulaşılan tek sahili ve koruma alanı olan Marta Koyu’nun büyük bir kısmı, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 8 Mayıs’ta yapılan ihale ile özel bir şirkete kiralandı. Aynı zamanda 1.Derece Doğal Sit Alanı ve bir kısmı da 3. Derece Doğal Sit Alanı olan bölgenin kiraya verilmesine, ada halkı tepki gösterdi.
Aydınlık’a konuşan adalılar, daha önce Heybeliada Sanatoryumu, Çamlimanı Tesisleri, Asaf Bey ve Askeriye’nin yanındaki alanda yapılan ve doğaya zarar veren uygulamaların, şimdi de Marta Koyu’nda devam etmesinden endişe ettiklerini belirtti. Deniz altı ve deniz üstü zenginliğinin Marta Koyu’nda buluştuğunu belirten adalılar, koyun doğal halinin mutlaka korunması gerektiğini söyledi.
Ada sakinleri, Marta Koyu’nun neden doğal haliyle bırakılması gerektiğinin gerekçelerini tek tek anlattı...
‘ŞARTNAMEDE NELERİN YAPILAMAYACAĞI BİLGİSİ YOK’
2019’dan beri adada koy için mücadele eden Marta Koyu Dayanışması Sözcüsü Sevgi Çekiç, yaşanılan süreci ve Marta Koyu’nun önemini şu sözlerle ifade etti:
“Burası 1. Derece Doğal Sit Alanı. 2019’da koyu kiralayan işletmecinin alanı çitle kapatmak, restoran yapmak, konser alanları yapma gibi istekleri vardı. Biz yapamayacağını söyledik. Yaptığı her şeyi de yetkili kurumlara bildirerek engellemeye çalıştık ve başardık. 2019'da bu mücadeleyi vermeseydik burası bugün talan edilmiş olacaktı. Vakıflar Genel Müdürlüğü, zaten devletin olan bir alanı, tarla geçtiği halde arsa diyerek kiraya veriyor. Üstelik kiracılara buranın nasıl bir öneme sahip olduğunu ve neler yapılıp neler yapılamayacağını da anlatmıyor. Şart namelerinde böyle bir şey yok.
Biz daha önce uzmanlarla da konuştuk. Burası Marmara'da nadir rastlanan deniz çayırlarının olduğu bir yer. Deniz çayırları karadaki ormanlar kadar önemli. Çünkü oksijen üretiyorlar, erozyonu önlüyorlar, deniz altında yaşayan canlıların yavrulamasına ve büyümelerine olanak sağlıyorlar. Ayrıca İstanbul, kuşların göç yolunun üzerinde. Kuşların üçte birinin adaların üstünden geçtiği biliniyor. Ve bu kuşlar buralarda konaklıyorlar. Dolayısıyla son derece doğal, muhteşem bir alan.
Bir kilometreye yakın sahil alanı var. Kiralanan bölge 650 metresini kapsıyor. Anayasa’nın 43. maddesine göre sahil şeritleri tamamen halka ait alanlardır. Hem kıyıların kapatılmasını engellemek hem orada alanın doğal haliyle kalmasını sağlamak için koyumuzu yıllardır savunuyoruz. Her yerle görüşmeler yaptık, mücadele ettik ama defalarca ihaleye çıkardılar. Dilekçelerle itiraz ettik, hatta iki sene önce bir ihaleyi geri çektiler. Fakat yapmaya devam ediyorlar. Bu sefer 8 Mayıs'ta ihale gerçekleşti. Bir özel şirketin aldığını biliyoruz. İki hafta içerisinde de sözleşme imzalayacak. İmzalamaması için elimizden geleni yapıyoruz. Buranın doğal haliyle kalması için elimizden geleni yapacağız.”
‘GELECEK NESİLLERE DOĞAL HALİYLE BIRAKACAĞIZ’
“Marta Koyu’nun da aynı diğer adalarda olduğu gibi halka kapatılacağı, özel bir plaj haline getirilip çeşitli tesislerin yapılacağı, ağaçların zarar göreceği, oradaki hayvanların, canlıların zarar göreceği projeler olacağını düşünüyoruz. O yüzden de ciddi şekilde karşı çıkıyoruz. Adalar Belediyesi de bu ihale için itiraz dilekçesi yazdı. Aynı şekilde dava da açtı. Ve koruma alanı olarak koruyacaklarını da söz veren açıklamalar yaptı. Koyumuzu gelecek kuşaklara da bu doğal haliyle bırakmak için elimizden geleni yapacağız.”
‘ADAMIZIN DOĞAL HALİYLE KALMASINI İSTİYORUZ’
Burgazada Muhtarı Mustafa Biçer de adada hem İstanbul’dan gelenlerin hem de adalıların soluk aldığını söyledi. Biçer, şu sözlerle adanın doğal haliyle kalmasını istedi:
“Sahillerimiz hep ücretli. Bir bu koyumuz ücretsizdi. Burası 1. Derece Sit Alanı. Biz burada yapılaşma istemiyoruz. Bu koyumuz zaten doğal güzelliğiyle meşhur. Böyle kalmasını istiyoruz. Burgazada böyle yapılaşmaları kaldırmaz. Burası, doğasıyla, deniziyle, çakıl taşıyla, kuşlarıyla tabiat güzelliği olan bir yer. Burgazada bu haliyle güzel. Adamızın parçalanmasını istemiyoruz.”
‘İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACACAĞIZ’
Avukat Sema Genç de koyun ada halkı için önemine değinerek, ihaleyi alan şirketin sözleşmeyi imzalamadan vazgeçmesini istedi. Aksi halde ihalenin iptali için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi:
“Marta Koyu’ndan başka ada halkının yararlanabileceği doğal bir koy kalmadı. Burası canlı çeşitliliği açısından çok önemli. Ayrıca severek denize girdiğimiz bir yer. Madam Marta ile de denize girdiğimiz bir yerdi. Çocuklarım da oradaki doğallığı yaşamak için, hep orada denize girer. Manzarası harikadır. Adanın en kıymetli yeri. Şimdi burayı halka kapatacaklar ve doğal yapısını bozacaklar. Çok yüksek bir meblağa kiralandığı için burayı kiralayan kişi yüksek gelir getiren bir işletme yapacaktır diye düşünüyorum. Sözleşme imzalanmadan firmanın vazgeçmesini isteriz. İhalenin iptali için de elimizden geleni yapacağız. Bu işin peşini bırakmayacağız. Şirketin buray mahvetmesine göz yumamayacağız.”
‘HEP BERABER SAHİP ÇIKALIM’
Çocukluğu Marta Koyu’nda denize girerek, gezerek, piknik yaparak geçmiş ve koyda çok güzel hatırlar biriktirmiş vatandaşlarımız da koyun neden doğal haliyle kalması gerektiğini şu ifadelerle anlattılar:
- Rukiye Ay: "Ben doğma büyüme Burgazadalıyım. Burada yaşamak ve temiz bir nefes alabilmek için her türlü mücadeleyi veriyoruz. Yaşam alanlarımızın, doğal alanlarımızın giderek azalması bizi endişelendiriyor. Doğayı korumak hepimizin görevi. Burgazada için Marta Koyu nefestir. Doğal halinin bozulmasını istemiyoruz. Yapılaşma isteğine bir an önce son verilmesini istiyoruz."
‘BAKİR KALAN TEK ALAN’
- Sanatçı Ayla Ay: "Marta Koyu’nun bitki ve hayvan açısında önemi çok yüksek. Hiç daha önce yapılaşmaya açılmamış bir yerin doğal yapısını bozmak istiyorlar. Dört adanın içinde bakir kalan tek alan... Burgazada’nın iki özelliği var. Birincisi Bayraktepe, ikincisi ise Marta Koyu. Tepemiz ve denizimiz bizim için çok önemli. Tepemiz ve denizimiz bizim için çok önemli. Bizi rehabilite eden bir yer burası. Şehrin arkamızdan canavarca gelişi bize çok korkunç geliyor. Doğanın savunulmaya değil sevilmeye, anlaşmaya ve onunla bütün olmaya ihtiyacı var. Ben bu konuda doğada sanat çalışmaları da yapıyorum. Denizlerimiz, ağaçlarımız, güneş, kum, çakıllar… Bir adayı ada yapan doğaya ait her parça sonsuz değerdedir. Lütfen yuvamız yıkmayın."
- Selma Ada: "Ada halkı olarak koyun doğal haliyle kalmasını istiyoruz. Burgazada’da denize girilebilecek alan çok az ve koyun bulunduğu alan konum olarak da çok önemli bir yer. Buradaki ekolojik yaşam için de çok önemli bir yer. Şu anki haliyle koyumuzun kalmasını istiyoruz. İnşallah çabalarımız bir yere varır."
‘BABAMLA OYUN OYNARDIK…’
- Dilek Bektaş: “Dört yaşımda beri adalıyım. Küçükken, babamla o koyda oyun oynardık. Oranın bu günlere gelişini çok iyi biliyorum. Marta koyunun olduğu gibi kalması benim için çok kıymetli. Hem o günleri yad etmek hem doğayı korumak hem de ortak yaşamak açısından çok büyük öneme sahip. Böyle kalması için de var gücümüzle mücadele edeceğim."
‘BURASI BİZİM TARİHİMİZ’
- Zeynep Aksüyek: "Marta Koyu ada halkının denize ulaştığı neredeyse tek yer. Çocukluğumuzda oyun oynadığımız, eğlendiğimiz bir yer. Burası bizim tarihimiz. Buranın bakir kalması ve ada haklının her zaman ulaşabilmesi çok önemli. Ada köy hayatıdır. Adaya ait olmayan bir hayatı, şehirden buraya yerleştirmelerine karşıyız. Adaya insanlar gelsin tatillerini yapsınlar ama ada gibi yapsınlar. Tabii hepimizin kaygıları var. Ada adalıktan çıkmasın, İstanbul’un ortasında kalmış doğal bir güzelliğin olduğu gibi korunmasını istiyoruz."
MARMARA DENİZİ EKOLOJİK YAŞAMI İÇİN HAYATİ ÖNEMDE
BURGAZADA Orman Grubu Sözcüsü Selin Çağlayan, koyun ada ve Marmara Denizi’ndeki canlı yaşamı için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu, yaptıkları araştırmalarla ortaya koyduklarını söyledi. Çağlayan, elde ettikleri verileri şöyle anlattı:
“Bu koy Marmara Denizi ekolojik sistemi için hayati önem taşıyan değerli deniz çayırlarına sahip. Kirlilik nedeniyle giderek azalan deniz canlılarının bir çoğunu hala burada görmek mümkün. Bunun yanı sıra karasal alanda da çok zengin bir flora ve faunaya sahip. Burgazada göçmen kuşların da göç rotası üzerinde. Pek çok kuş adamızda Marta Koyu’nun yamaçlarındaki ağaç ve çalılıklarda konaklıyor, böceklerden besleniyor. “Burgazada Doğamız Projemiz çerçevesinde adada üreyen ve konaklayan 95 kuş türü tespit ettik. Bunların büyük bölümü Marta'ya da uğruyor. Bu türlerden 4'ü tehlike altında, 65'i kesin koruma altına alınan fauna türleri kapsamında bulunuyor. Yine adada 333 bitki türü bulunuyor. Envanter çalışmamızda 35 böcek türü tespit ettik. Bunların içinde çok ender bulunan türler de var. Hazar yılanı gibi yine nadiren bulunan sürüngenler de mevcut adamızda ve Marta’da. İstanbul'un yanı başındaki bu zengin biyolojik çeşitliliği korumamız gerekiyor. Bir karıncayı dahi feda edebilecek durumda değiliz. “Adalarımız imara açılmamalı, doğasına zarar verecek hiçbir uygulama kesinlikle yapılmamalı."
MADAM MARTHA KİMDİR?
Koyun adı Madam Martha olarak bilinen özgür ruhlu bir kadından geliyor.Martha Arat, Lübnanlı bir katolikti. Balerin olma hayali kuran alımlı ve güzel bir kadındı. Avrupalı bir kadın gibi özgür yetiştirilmiş olsa da klasik İstanbul Ermeni Cemaati'nden farklı bir yaşam tarzı vardı.Kendi halinde yaşayan Berç Kazar ile tanışıp evlendikten sonra Burgazada'ya taşındılar ve burada yaz kış yaşamaya başladılar.Martha, 12 ay boyunca denize çıplak vaziyette giren, denizden topladığı taşlardan takılar yapıp çocuklara hediye eden, doğaya aşık bir kadındı. Tek başına uzun yürüyüşlere çıkar ve yağmur sularını biriktirerek "Biraz Allah suyuyla yıkanayım" diyerek evine dönerdi. Doğum sancısını bile koyda yüzerken yaşayan Martha, her akşam renkli elbiseleri ve pareolarıyla iskeleye inip eşini karşılardı. Tüm samimiyeti ve canlılığına rağmen, Martha adada dedikodulara maruz kalmaya başladı. Bu dedikodulara daha fazla katlanamayan Martha, 1980'lerin başında ardında "Artık rahat edersiniz" notunu bırakarak hayatına son verdi.