Mavi Vatan’ı hedef alanlar iktidar olamaz
CHP’li Namık Tan, Mavi Vatan için ‘masal, deniz aşırı macera’ dedi. Son bir ay içinde KKTC’de federasyon yanlılarıyla bir araya gelen Genel Başkanı Özgür Özel sessiz kaldı. CHP bu tavrıyla, Perinçek’in ‘Oyla yapamayacağınız şeyler vardır’ dediği girişimlere bir yenisini ekledi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Namık Tan’ın önceki akşam Somali Tezkeresi gündeminde Meclis’te parti grubu adına yaptığı konuşma gündem oldu. Tan, Türkiye’nin Mavi Vatan stratejisini “denizaşırı macera”, “masal” ve “serüven” diye niteledi. Irak ve Suriye’ye yönelik sınır ötesi terörle mücadele operasyonlarına da çatan Tan’ı CHP ve DEM Parti sıraları birlikte alkışladı. Tan’a, AK Parti, MHP ve Vatan Partisi’nden cevap geldi. Tan’dan önce CHP’nin dış politika sorumluluğunu yürüten Ünal Çeviköz de daha önce Mavi Vatan politikasını “yayılmacılık” olarak adlandırmıştı.
‘LGBT BAYRAĞI ASANLAR ANLAMAZLAR’
İYİ Parti ve Amiraller Cem Gürdeniz ve Cihat Yaycı ile çok sayıda vatandaş da tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu “Mavi vatan doktrininden, parti binalarına gökkuşağı renklerinden bayrak asanlar anlamaz. Mavi vatan kırmızı çizgimizdir.” yorumunu yaptı. CHP içinden ise Tan’a bir kişi üstü kapalı şekilde karşı çıktı.
Geçen hafta da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 50. yılı temaslarında iki devletli çözüme soğuk baktığını hissettiren mesajlar vererek, adada Türkleri etkisiz kılmayı hedefleyen Batı’nın federasyon önerisini savunanları tek tek ziyaret etmişti. Tan’ın Mavi Vatan’ı küçümseyen tavrı Özel’in KKTC mesajlarının devamı olarak görüldü.
‘MAVİ VATAN SAHİPSİZ DEĞİL’
CHP’li Tan’a ilk tepki Vatan Partisi’nden geldi. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Tan’ın seslenişinin hemen ardından sosyal medya hesabından yazdı. Bursalı, Mavi Vatan stratejisinin teorisyenlerinden merhum Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Amiral Soner Polat’a atıf yaptı.
Tan’ın ABD elçiliği dönemlerini hatırlatan Bursalı şunları söyledi:
“Mavi Vatan, ABD'ye elçi olanlar için masal olabilir. Ancak Mavi Vatan Türkiye'nin en büyük hakikati ve geleceğidir. Mavi Vatan, rahmetli Genel Başkan Yardımcımız Amiral Soner Polat'ın dediği gibi Türk Milleti için bir bilinç sıçramasıdır. Karadeniz'den Doğu Akdeniz'e kadar ABD-İsrail merkezli tehditlerle burun buruna olduğumuz, Suriye'nin kuzeyinde ABD güdümlü terörün temizleneceği bir sürece girdiğimiz, ABD-Yunanistan-Güney Kıbrıs'ın Doğu Akdeniz'de intikam tatbikatları yaptıkları bu süreçte, CHP Mavi Vatan'a değil, Atlantik'e demirlemiştir. Mavi Vatan sahipsiz değildir. Türkiye Doğu Akdeniz'de hızla MEB ilân ederek, Atlantik bekçilerine stratejik yanıtını vermelidir.”
‘SİYASİ SAVRULMA VE SORUMSUZLUK’
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik “Tan’ın ‘Mavi Vatan’ için ‘masal’ demesi kabul edilemez, sorumsuz ve yakışıksız bir ifadedir.” dedi. Tan’dan önce görev yapan CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün de Mavi Vatan stratejisi için “yayılmacılık” dediğini anımsatan Çelik dün sosyal medya hesabından şunları paylaştı:
“Bu, Türkiye’nin milli siyasetine karşı Yunanistan’ın sözde tezlerine destek veren, siyasi pusulasını kaybetmiş bir yaklaşımdır. CHP’de ‘Mavi Vatan’ için ‘yayılmacı politika’ diyen dış politika kurmayı, yerini ‘Mavi Vatan’ için ‘masal’ diyen bir diğerine bırakmış, gözüküyor. Milli siyasetimize karşı bu yaklaşımla konuşan bazı CHP milletvekillerinin, Türkiye’ye karşı başka devletler tarafından kullanılan sözde tezleri bu şekilde defalarca sahiplenmeleri, siyasi savrulma ve sorumsuzluktur…
"Mavi Vatanımız, Ana Vatanımızın ayrılmaz bir parçasıdır… Yüce Meclis’imizin çatısı altında, Yunanistan’ın ve başka devletlerin iddialarını savunma noktasına savrulanların söyledikleri “siyasi masal” olmaktan öteye gitmez. Yunanistan’ın iddialarıyla benzer siyasi masal yazanların, Türkiye’nin Ege'de ve Akdeniz'deki haklarına sahip çıkmayı bir an önce gündemlerine almaları daha sağlıklı bir yol olacaktır.”
‘YOZLAŞMIŞ, KOKUŞMUŞ, YABANCILAŞMIŞ’
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, Özel’in KKTC ziyaretlerine de dikkat çekti. Özdemir dün sosyal medya hesabından şunları kaydetti:
"CHP’nin milli meselelerdeki tutumunun tezahürü bugün mecliste kendisini bir kez daha gösterdi. Geçen hafta Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünde, adadaki Türk varlığı ve Türk topraklarını peşkeş çekme arzusu taşıyan Mustafa Akıncı’yı ziyaret ederek pozisyonunu açık eden CHP’nin, bugün meclis kürsüsünden bir milletvekili aracılığı ile Mavi Vatan’ı masal olarak nitelendirmesi kabul edilebilir değildir. Vatan kavramından bu derece uzaklaşan, her hal ve davranışında milli varlığımıza yönelen muhasım çevrelerle kol kola giren CHP zihniyeti ne olursa olsun bir türlü Türk milletinden yana olamamaktadır.
"Suriye ve Irak’ta PKK terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlara karşı çıkan, Anayasayı çiğneyerek PKK terör örgütüne yardım ve yataklık eden belediyelere kayyum atanmasını DEM’lenen ihanetle aynı şekilde karşılayan, Türkiye’ye düşmanlık besleyen çevrelerle kol kola giren CHP’nin, mevzu bahis vatan olduğunda ihanetten yana saf tutması kimseyi şaşırtmamaktadır. CHP’nin yozlaşmış, kokuşmuş, yabancılaşmış ve Türk milleti olarak tüm değerlerimizden kopmuş anlayışının Türkiye’ye katacağı hiçbir şey yoktur."
CHP İÇİNDEN ÜSTÜ KAPALI KARŞI ÇIKIŞ
CHP içinden Namık Tan’ın Mavi Vatan stratejisini aşağılamasına bir kişi karşı çıktı. Genel Başkan Özgür Özel’in sessiz kaldığı görülürken Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emekli Amiral Yankı Bağcıoğlu, “Mavi Vatan konsepti, denizlere yönelik Atatürk’ün direktifi ile vücut bulan Türk'ün milli ülküsünün fiiliyatta hayat bulmuş halidir. Mavi Vatan konseptini anlatmak, açıklamak, öğretmek ve savunmak bir Türk amirali olarak benim görevimdir.” cümlelerini kurdu. Bağcıoğlu şöyle devam etti:
“Bu konseptin temelini; hamaset ve şovenist fikirler değil, ömürlerini denizlerde geçirmiş amiraller, ticari Bahriye’de görev yapan denizciler, deniz hukuku alanında çalışan bilim insanları ve akademisyenlerin fikirlerinin yanı sıra örneğin Ege Denizi’ndeki egemenliği tartışmalı adaları ilk kez gündeme getiren merhum amiral Güven Erkaya, Milli Gemi Konseptinin mimarı merhum amiraller Vural Bayazıt ve Özden Örnek’in denizcilik gücünün geliştirilmesine katkı sağlayan çabaları oluşturur.”
‘MÜSTEMLEKE VE MANDACI ZİHNİYET’
Emekli Amiraller Cihat Yaycı ve Cem Gürdeniz de CHP’li Namık Tan’a sert tepki gösterdi. Gürdeniz Tan’ı ve CHP’yi AB, ABD ve Yunanistan dayatmalarından yana olmakla itham etti. Mavi Vatan stratejisini “masal” olarak görmenin KKTC’yi sonlandırmak anlamına geleceğini vurguladı. “Demek ki Büyükelçilik yapmış olsalar da Diplomatlarımızın yoğun jeopolitik, deniz tarihi ve strateji konularına hakim olacak şekilde yetiştirilmeleri gerekmektedir.” uyarısında bulundu. Yaycı da “müstemleke ve mandacı” diye tanımladı.
‘YUNANİSTAN MECLİSİ’NDE GÖREV ALSIN’
Mavi Vatan stratejisinin partiler üstü olması gerektiğini belirten Cihat Yaycı şöyle değerlendirdi:
“Denizlerdeki Misak-ı Millimiz olan Mavi Vatan davamız için “Masal” nitelendirmesinde bulunan CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ı şiddetle kınıyorum. Kendisini derhal istifa edip, davet alması durumunda Yunanistan parlamentosunda görev almaya davet ediyorum. Bu vesileyle belirtmek isterim ki; partisi ve ideolojisi ne olursa olsun Türk nesillerinin denizlerdeki hak ve çıkarlarına sahip çıkmayı, korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen haklı ve milli davamız Mavi Vatan ülkümüzün karşısında duran tüm müstemleke ve mandacı zihinlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”
‘KKTC’Yİ SONLANDIRALIM’ DEMEKTİR’
Cem Gürdeniz şunları dile getirdi:
“Mavi vatanın 21. yüzyıllarına da Batı emperyalizmi tarafından denizlerden kıtaya itilen Türkiye’nin bir direniş manifestosu olduğunun bilinmediğini sanmıyorum. O halde mavi vatana masal demenin ardında başka saikler aramak gerekir. Mavi vatana masal demek: Bir, kısaca Doğu Akdeniz’de ve Ege’de 200.000 kilometrekarelik kıta sahanlığımızdan vazgeçerek AB ve ABD’nin dayattığı Sevilla haritasına evet demektir.
"İki, Ege’de Türkiye’nin Akdeniz’e doğrudan erişimini kesecek şekilde Yunan Karasularının 12 mile çıkmasına evet demektir. Üç, Ege’de Kardak benzeri 153 ada, adacık ve kayalığın egemenliğini sorgusuz sualsiz Yunanistan’a devretmek demektir. Dört, Kuzey Kıbrıs’ta KKTC’yi sonlandırarak Annan planı benzeri bir federasyonu desteklemek ve ikinci donanma etkisi yaratan Türk kolordusunu geri çekmek demektir.”
‘KUKLA KÜRT DEVLETİNE EVET DEMEK’
“Beş, Montrö Türk Boğazlar Sözleşmesini sulandırarak batı emperyalizmi ve NATO çıkarları için Karadeniz’de aktif Tarafsızlığımızı sonlandırarak, ABD yanında vekâlet savaşına girmek demektir. Altı, son tahlilde Güneydoğu’da Irak ve Suriye’yi de kapsayan, İsrail jeopolitiğine hizmet edecek, denize çıkışı olan kukla bir Kürt devletine evet demektir. Mavi Vatan bir masal değildir.
"Mavi vatan, jeopolitik suikastlara hayır demektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti yaşadığı sürece kim iktidarda olursa olsun Mavi Vatana siyaset üstü tutumla sıkı sıkıya sarılmak zorundadır. Mavi Vatanı koruyamayanlar ana vatanını da koruyamaz... Akdeniz’de son dört yıldır hiçbir sismik ve sondaj faaliyeti icra edilemezken iktidarın Somali’ye donanma unsuru göndermesinin eleştirilmesi ayrı bir konudur. Ancak bu konuyu eleştirirken Mavi Vatana masal demek akıl ve mantıkla bağdaşmaz.”
TAN’IN MAVİ VATAN’A ‘MASAL’ VE ‘SERÜVEN’ DEDİĞİ KONUŞMA
“... Ne anlatsak, nasıl anlatsak sonunda gidecek particiliğin, hatta parti devleti anlayışının o soğuk duvarına çarpacak. Neticede yine alelusul beka meselesi kisvesiyle apar topar önümüze getirilen bu tezkere de yine, Somali’yle yakın zaman önce imzalanan fakat içeriği belirsiz anlaşma gibi, çoğunluk sultası gereğince ‘Kaldır elini, indir elini.’ denilerek getirildiği gibi apar topar, hem de iki yıl gibi uzun bir süre için önümüzden kaçırılacak... Ülkemiz ile Somali arasında 8 Şubat 2024 tarihinde bir Savunma ve Ekonomik İş Birliği Çerçeve Anlaşması imzalandı. Aylardır anlaşmayı bekliyoruz, henüz Dışişleri Komisyonumuza dahi havale edilmedi.”
‘SINIR ÖTESİ HAREKÂTLARLA YETİNMEDİ’
“Silahlı Kuvvetlerimiz, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hangi yandaşlarının Somali’de planladıkları hangi yatırımları, hangi usulsüz ve gayrimeşru kazanç beklentileri için feda ediliyor? Mehmetçik’i hangi saçma hayalleriniz uğruna bir cehennem bölgesine göndermeye hazırlanıyorsunuz?.. AKP, yerini sağlamlaştırdıkça dış politikada etkinlik ile ‘işgüzarlık’ı karıştırmaya yöneldi. Ulusal çıkarların korunmasına odaklı dış politikayı özgüven eksikliği saydı. Orada da durmadı; yeri geldi, Osmanlı'yı ihya hayalleri kurdu; sınır ötesi harekâtlarla yetinmedi, denizaşırı maceralara yeltendi. Bir ara tutturduğu mavi vatan masalından -o da koşulların zorlamasıyla yani ekonominin iflası kapıya dayanınca- neyse ki oldukça çabuk yüz geri etti.”
CHP VE DEM PARTİ’DEN ALKIŞLAR
“Çukurun içindeysen önce kazmayı bırak.’ denir ama AKP iktidarı benim ta soğuk savaştan, Yugoslavya iç savaşından, Irak’ın işgalinden, terörle küresel mücadeleden, insani müdahaleden alarak anlattıklarım bir yana, daha güncel, mavi vatan, Libya, Suriye, Sudan serüvenlerinin hiçbirinden ders çıkarmıyor. Önümüze getirilen tezkereyle ve öncesindeki anlaşmayla, deyim yerindeyse, Türkiye’de içecek ayranı zor bulurken Somali’ye tahtırevanla gitmeye kalkışılmakta. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Bununla da kalınmıyor, üstelik, uzun yıllar boyunca Somali’de aynı tahtırevanla bekçilik hizmeti sunmak ve tahtırevanı da onlara hediye etmek vadolunuyor. Bu gayriciddi teklifin bizlerce destek verilecek, kabul edilecek hiçbir tarafı yoktur.”
ÖZEL’İN KIBRIS MESAJLARIYLA PARALEL
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 50. yıldönümü kutlamaları vesilesiyle bulunduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) federasyonculara özel mesajları dikkat çekmişti. Özel, Rumların da savunduğu Batı tezi olan federasyon modelini benimseyenlerle görüşmelerde iki devletli çözümden yana olmadığının sinyalini vermişti. İlk ziyaretini federasyoncu Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne (CTP) yapan Özel, federasyon modelinin savunucuları eski Cumhurbaşkanları Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’yla da buluşmuştu.
Özel şu mesajları kaydetmişti:
“Mesela iki devletli çözümden bahsediliyor ama bir yandan da garantörlük haklarının devamından bahsediliyor. Adadaki tüm hakların, herkeste olmasında bahsediliyor. Çok fazla kavram çok fazla iç içe geçmiş durumda. 50’nci yılda Meclis’te ortaya konan ve Meclis Başkanı tarafından teklif edilen metne CHP, metnin içinde Kıbrıs’ın egemenlik haklarına yapılan vurgulardan, Kıbrıs ile dayanışma duygularından ve metnin genelinde, her bir satırına katılamazsınız çünkü Türkiye’deki bütün siyasi partileri düşünün hepsinin birden altına imza atabileceği, el kaldırabileceği bir muhteşem metni ortaya çıkarmak her zaman mümkün olmaz...
"Tabi geçtiğimiz dönemde Kıbrıs’ta yapılan gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, gerek parlamento seçimlerinde Türkiye’den bazı siyasi partilerin doğrudan müdahil oldukları ve kamu görevlilerinin alet edildiklerini takip etmiştik. Buna tepki göstermiştik. Biz Kıbrıs halkının iradesine saygılıyız. Bu Kıbrıslının çözüm iradesi noktasında onlar ne karar verirse arkasındayız. Bir kırmızı çizgimiz var bizim. O da demokrasi, özgür ve eşit şartlarda yapılan seçimler. Türkiye’den birileri kamu gücünü kullanarak, orantısız şekilde Kıbrıs seçimlerini manipüle etmeye yine kalkarlarsa karşısında CHP’yi bulacaklar. Bu Kıbrıs seçimlerinde taraf olmak değil Kıbrıs’ta demokrasinden taraf olmaktır.”