Dört bin mağdur öğretmenin gözü pazartesi gününde: Köklü çözüm il emri hakkı
Mazeret tayini sonuçlarında mağdur olan öğretmenler ikinci başvuru sonuçlarının açıklanmasını bekliyor. Sürecin belirsiz olmasının kaygısını yaşayan öğretmenler için ikinci başvurularda da mağduriyetler giderilmezse talep il emri hakkı
Mazerete bağlı yer değişikliği kapsamında başvuruda bulunan öğretmenlerin atama sonuçları 16 Ağustos’ta açıklandı. Ancak yaklaşık 4 bin civarı öğretmenin talebinin karşılanmadı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kulak verdi ve ikinci bir başvuru süreci başlattı. Tercih etmiş olduğu eğitim kurumlarından birine ataması gerçekleştirilemeyen öğretmenler için açılan yeni başvuruların sonuçları pazartesi günü açıklanacak.
Ancak, öğretmenler yıllardır çözülemeyen mazerete bağlı yer değişikliği mağduriyeti yaşamamak için kaygılı. Aydınlık’a konuşan Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) Genel Başkanı Talip Geylan, yaşanacak mağduriyetleri önlemek adına il emri talimatının verilmesini istedi.
Mazerete bağlı yer değişikliği, MEB kadrolarında görev yapan öğretmenlerin aile birliği, sağlık, can güvenliği, engellilik durumu ve diğer nedenlerden birine bağlı olarak mazereti bulunanlar için öğretmenlerin tercihleri doğrultusunda hizmet puanı üstünlüğüne göre yer değiştirmelerini ifade ediyor.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan tam da bu nedenle tüm taleplerin karşılık bulmak zorunda olduğunu ifade etti. Genel Başkan Geylan, şunları söyledi:
‘ADI ÜZERİNDE MAZERET TAYİNİ’
“Dilerim bütün talepler karşılanır fakat bunun köklü çözümü il emri hakkı verilmesi. Bu verilmiş olsa sorun kökten çözülüyordu ancak MEB muhtemel ki yığılmayı önlemek için ikinci bir hak verdi. Süreci takip ediyoruz. Eğer, ikinci başvuruda da mağduriyet yaşayan meslektaşlarımız olursa talebimiz il emri hakkı. Tek bir öğretmenimiz dahi mağdur olmamalı. Çünkü adı üzerinde bu mazeret tayini. Bir keyfiyet ya da tercih değil zorunluluk.
ANAYASAL HAK
“Özellikle aile birliği için bu sağlanmalı. Anayasamızın 41’inci maddesi aile birliğinin sağlanması yükümlülüğünü getiriyor. Dolayısıyla hiçbir gerekçe eş durumundan dolayı tayin isteyen arkadaşlarımızın mağdur edilmesinin gerekçesi olamaz.”
ÜCRETLİ KÖLELİKTE SAYI 100 BİNİ BULACAK
Ücretli öğretmenlik başvurularının başlamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Ücretli öğretmenlik başvuruları başladı. Bu yıl emekli olanların oluşturduğu ilave boşluğu ve 20 bin öğretmenimizin hala göreve başlatılmadığını hesaba katarsak, korkarım ki, geçen yıl 80 bine ulaşmış olan ücretli öğretmen sayısı, bu öğretim yılında 100 binlere dayanacaktır.” dedi.
‘EĞİTİMDE TASARRUF OLMAZ’
Ücretli öğretmenliğin eğitim sisteminin en büyük sorunlarından biri olduğunu dile getiren Geylan, “Önemli bir kısmı, bırakın eğitim fakültesi mezunu olmayı, lisans diploması bile olmayan ön lisans mezunlarıyla eğitim hizmeti veriyor olmamız çok büyük bir problemdir.
"Ücretli öğretmenlerimizin neredeyse tamamının asgari ücretin altında çalıştırılıyor olması da bir başka büyük ayıbımızdır. Adeta bu ücretli kölelik uygulamasına son verecek sayıda öğretmen ataması yapılması elzemdir.
"Hükümet, eğitimde tasarruf yapılamayacağı gerçeğinden hareketle en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen atamasını bir an önce gerçekleştirmelidir. Eğitimde kaçırdığımız zaman ve imkanların telafisi yoktur. Bu süreçteki zaafiyetimiz, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği adına büyük bir vebaldir.” ifadelerini kullandı.
ATAMA TEPKİSİ
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir televizyon kanalında, öğretmen atamalarının gecikmesinin nedenini bazı sendika ve siyasi partilerin mülakatlara ilişkin düzenlemeyi yargıya taşıması olarak açıkladı. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ise sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelerle tepki gösterdi:
“Öğretmen atamalarının gecikmiş olmasını açılan davalara bağlamak haksızlık olmuyor mu? Genç öğretmenlerimizin hala göreve başlayamamış olmasının mesulü; aylarca atama duyurusunun ve takviminin açıklanmamış olması, bir buçuk ay süren mülakat süreci, sözlü sınavın üzerinden haftalar geçmiş olmasına rağmen sonuçların hala açıklanmamış olmasıdır...
"Danıştay’ın kararından hiçbir şekilde etkilenmeyecek şekilde 20 bin öğretmenimizi daha fazla bekletmeden öğrencileriyle buluşturmanın en makul yolu, mülakata giren tüm adaylara KPSS puanı ölçüsünde sözlü puanı vermektir.”