‘MEB süreyi uzatsın eğitimciler sahip çıksın’
Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü Ayla Erdem, MEB'i Müfredatla ilgili süreyi uzatmaya, görüş ve önerileri dikkate almaya çağırdı. Çalışma ile ilgili öncelikle pilot uygulama yapılması gerektiğini vurgulayan Erdem, eğitim camiasının da sürece etkin müdahale etmesini istedi
Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü Ayla Erdem, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yeni müfredat taslağını eleştiren bir açıklama yaptı. Yazılı bir açıklama yapan Erdem, “Türkiye, üretim odaklı bir iktisadî model temelinde, eğitimi hak olarak gören bir anlayışla özel okulları kamulaştırmalı, üretimin ihtiyaçları doğrultusunda nitelikli, sanatsal, sportif uğraşıları olan çağdaş bireyler yetiştirmeli, öğretim programlarını da bu ihtiyaçlara göre yeniden düzenlemelidir” dedi. Hepimizin Sendikası grubu olarak bu anlayışla eğitim camiamızı görüş ve önerilerini ortaya koyarak sürece etkin müdahale etmeye çağırdıklarını ifade eden Erdem, “MEB'i görüş ve önerileri dikkate almaya, görüş ve öneri için süreyi uzatmaya, çalışma ile ilgili öncelikle pilot uygulamaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
EĞİTİMİN SORUNLARINI ÇÖZMEKTEN UZAK
Ayla Erdem, askıya çıkarılan programın, eğitimde temel sorunlara çözüm getirmediğine dikkat çekti:
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli isimli çalışma eğitimin hangi sorununu çözecektir? Eğitimi ticarîleştiren özel okul sorunu mu çözülecektir? Kademeler arası geçişte uygulanan eleyici sınavları mı ortadan kaldıracaktır? Yoksa üniversite mezunu diplomalı işsiz sorununu mu çözecektir? Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli gibi iddialı bir isim taşıyan çalışma bu sorunların hiçbirini çözmeyecektir, çünkü eğitimde öncelikli bir sorun değildir. Bu açıdan çalışma bazı olumluluklar içermekle birlikte kalıcı ve sorun çözücü olmaktan uzaktır.
“Maarif Modeli adı verilen çalışmada eğitim hakkından, öğrencilerin bütüncül gelişiminden, sanat ve spor eğitiminden söz ediliyor, fakat okullarımızın fizikî imkânları buna elverişli değildir. Okullarımızın büyük çoğunluğunda sanat atölyesi, spor salonu bulunmadığı gibi resim ve müzik derslerinin saati yetersizdir. Üstelik çalışmada bu derslerle ilgili taslak program yer almamaktadır.”
NEOLİBERALİZMİN ETKİSİ SÜRÜYOR
Çalışmanın iktisadî temelden yoksun olduğunu, milli devlet kavramı ön plana çıkmakla birlikte ekonomide uygulanmaya devam eden neoliberalizmin, eğitimdeki etkisinin sürdüğünü ifade etti. Erdem, şöyle konuştu:
“Bir üst yapısal kurum olan eğitim, iktisadî bir sisteme dayanır. Türkiye'de iktisadî sistemde değişim olmadığına göre çalışma mevcut iktisadî sistemin sınırları içindedir. Çalışma, arkada kalan yıllarda yapılan öğretim programlarından farklı olarak küreselleşmeye, AB uyum sürecine atıfta bulunmamaktadır, millîlik, millî devlet, vatanseverlik kavramları ön plandadır. Bu durum millî devletimizin baskın çıktığının, neoliberal dalganın çekildiğinin göstergesidir, fakat iktisadî olarak ülkemizde hâlâ neoliberalizm uygulanmaktadır. Bu gerçeklik, çalışmanın iktisadî temelden yoksun olduğunu göstermektedir. Ayrıca millîlik, vatanseverlik kavramlarının içeriğinin nasıl doldurulduğu net değildir.”
NİÇİN EĞİTİM DEĞİL DE MAARİF?
Ayla Erdem, MEB'in müfredat taslağını ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ gibi iddialı bir adla kamuoyuna duyurduğunu anımsattı, “Niçin Eğitim değil de Maarif?” diye sordu. Eğitim gibi herkesin anlayacağı bir kelime yerine Maarif kelimesinin seçilmesinin doğru olmadığını belirten Erdem, şöyle sürdürdü:
“Model dendiğinde eğitimin kademelendirilmesinden kademeler arası geçişin nasıl olacağına, okul türlerinden derslere ve ders içeriklerine kadar kapsamlı ve sistemli bir bütün anlaşılır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çalışma taslağı bu açıdan bir modelden çok öğretim programlarının yenilenmesi ve düzenlenmesidir. Çalışmanın hangi ihtiyaçtan kaynaklandığı ve neyi amaçladığı net değil. Çalışmada kimlerin yer aldığı, komisyonlara kimlerin başkanlık ettiği belli değildir. Çalışma ekibi de yararlanılan kaynaklar da açıklanmalıdır.”