MEB’in asli görevidir! Değerler eğitimi devredilemez!
Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü Ayla Erdem, emperyalizmin millî devletleri, millî kültür ve değerleri tahrip ettiği koşullarda değerler eğitiminin önemli olduğunu söyledi, ‘Millî değerlerimiz dinî değerlerden de beslenerek Cumhuriyetimizle, millî devletimizle olgunlaşmıştır.’ dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, ilk, ortaokul ve liselere ‘manevi danışmanlık’ hizmeti adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi görevlendirmesi tepkiyle karşılandı. Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü Ayla Erdem, “Değerler eğitimi MEB'in başka bir kuruma devredemeyeceği Millî Eğitim Temel Kanunu'nda tanımlanmış aslî bir görevidir. Bu görevini, başka kurumlarla paylaşamaz.” dedi. Erdem, 2018 yılında MEB'in bir vakıfla yaptığı değerler eğitimi protokolünün, Danıştay tarafından ‘MEB'in aslî görevini devredemeyeceğine’ hükmederek iptal ettiğine dikkat çekti.
YENİ DİYANET YÖNETMELİĞİ
Uygulama, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES) kapsamında Milli Eğitim Müdürlükleri ile İl Müftülükleri arasında yapılan protokollerle bazı illerde başlatıldı. Müftülüklerin yetkisi de Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) Görev ve Çalışma Yönetmeliğinde 16 Şubat’ta yapılan değişikliğe dayandırılıyor. Yönetmeliğe göre, DİB Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü cami ve mescitlerdeki ‘irşad’ (doğru yolu gösterme) hizmetlerini, cami ve mescit dışında da dini programlarla yürütebilecek. Genel Müdürlük, aile, kadın ve gençlik ile toplumun diğer kesimlerine yönelik dini konularda aydınlatma ve rehberlik hizmeti verebilecek.
‘DEĞER DEDİĞİMİZDE AKLA SADECE DİN GELMEMELİ’
Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü Ayla Erdem, küreselleşmenin millî devletleri, millî kültür ve değerleri tahrip ettiği koşullarda, değerlerin yeni nesillere aktarılmasına yönelik özel ve özgün çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti. Erdem, şöyle sürdürdü: “Fakat değer dediğimizde akla sadece din ve din adamları gelmemelidir. Millî değerlerimiz dinî değerlerden de beslenerek Cumhuriyetimizle, millî devletimizle olgunlaşmıştır. Emperyalistlerin vatanımıza, millî kültürümüze yönelik saldırıları karşısında yarınlarımızın güvencesi gençlerimizin millî kültürünü, tarihini bilmesi, ülkesine yönelik tehditlerin bilincinde olması gerekir, buna yönelik çalışma ve uygulamalar yapılmalıdır.
ÇEDES projesi kapsamında din görevlerinin okullarda görevlendirilmesinin, MEB'in kendi görevinden vazgeçmesi anlamına geldiğini vurgulayan Erdem, şu soruları gündeme getirdi: “MEB bünyesinde rehber öğretmenler var, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenleri var, diğer branşlarda öğretmenler var. Öyleyse değerler eğitimi adı altında din görevlileri niçin okullara görevlendiriliyor? Manevî danışmanlığın tanımı, içeriği ve kapsamı nedir? Görevlendirilen DİB personelinin bu konudaki yetkinliği nasıl belirleniyor? Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde bu çalışmayı yürütecek personel yok mu?”
‘ÖĞRENCİ ANDI’NI YENİDEN OKUTALIM!
MEB’in diğer kurumlarla çalışmalar yürütmesine karşı olmadıklarını belirten Erdem ancak manevî danışmanlık gibi tanımı, içeriği, kapsamı belirsiz bir ad altında din adamlarının okullara gönderilmesinden derhal vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Uygulamanın yasalara ve Milli Eğitim Temel Kanunu’na (METK) aykırı olduğunu vurgulayan Erdem şu öneride bulundu:
“MEB'in değerler eğitimi yönündeki çabalarının daha doğru ve işlevsel olabilmesine katkı sunmak için MEB'e öneriyoruz: Gelin, temel eğitimde ‘Öğrenci Andı’nı yeniden okutalım. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte tüm öğrencilerimizin ortaöğretimde Anıtkabir, Çanakkale Şehitliği gibi millî bilinç kazanmalarını sağlayacak geziler planlayalım.
‘MESLEKLERE KARŞI PARALEL KURGULAMA!’
Pskolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (PDR) Genel Başkanı Mesut Yıldırım, “Bilimsel gerçekliklerle dayanak oluşturulamayan manevi danışmanlığın oldu bitti üzerine kurgulanması önümüzdeki günlerde telafisi güç sonuçlara neden olacaktır” dedi.
Konuyu Aydınlık’a değerlendiren Yıldırım, uygulamanın, rehber öğretmenlerle (PDR) din kültürü ve ahlak bilgisi (DİKAB) öğretmenlerinin rol ve sorumluluklarına doğrudan müdahalenin önünü açtığını belirtti ve şöyle sürdürdü: “MEB içerisinde PDR ve DİKAB alan uzmanları tarafından sunulan hizmetlerin geliştirilmesiyle çözümlenmesi mümkün olan durumların ‘manevi danışmanlık ve rehberlik’ projesiyle verilmeye çalışılması mesleklere karşı paralel kurgulanmadır!
“Milli Eğitim Bakanlığı illa ki bu konuda (manevi danışma) bir çalışma yapmak istiyorsa bünyesinde onbinlerce psikolojik danışman ve DİKAB öğretmeni varken farklı kurumlardan göstermelik sertifikalarla, yetkinliği yeterliliği belli olmayan kişilerin hangi gerekçeyle okullara- kurumlara öğrencilerin karşısına çıkmasına izin vermektedir.
“Personel eksiği var diyorsanız, 20 bin Psikolojik Danışman 40 bin DİKAB öğretmeni, atanmayı beklemektedir!”