MEDYANIN HALLERİ | Ahmet Hakan’dan Sherlock Holmes’u kıskandıracak tespitler
Günün en müthiş tespiti(!) Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’dan geldi. Sondan başlayalım. Her şeyi bir kalemde çözmüş. Madde madde anlatalım. Evet, İsrail Esad gittiği için mutlu. Türk basınıyla birlikte zil takıp oynuyor. Neden? Esad devrilince ne oldu?
Günün en müthiş tespiti(!) Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’dan geldi.
Her şeyi bir kalemde çözmüş. Başlığı şu: “E hani Suriye’deki gelişmelerin arkasında İsrail vardı”
Zehir hafiye Hakan, yazısını şöyle sürdürüyor:
“İSRAİL, yeni Suriye’ye saldırdı. Hem de en ağır biçimde.
Netanyahu, bu saldırıyı şöyle gerekçelendirmiş:
‘Esad rejiminin terk ettiği stratejik askeri kabiliyetler, cihatçıların eline geçmesin diye bombalandı.’
Buradan şöyle bir sonuç çıkar:
Demek ki Esad’ın elindeyken İsrail açısından tehdit içermeyen stratejik askeri kabiliyetler, yeni rejimin eline geçerse...
İsrail açısından süper tehdit olacakmış.
O zaman soralım:
E hani Suriye’de olup bitenler, Amerika / İsrail projesiydi? E hani İsrail, yeni rejimden gayet memnundu. E hani İsrail, Esad gittiği için pek mutluydu?”
Sondan başlayalım. Madde madde anlatalım.
Evet, İsrail Esad gittiği için mutlu. Türk basınıyla birlikte zil takıp oynuyor. Neden?
Esad devrilince ne oldu?
1. Suriye Golan Tepeleri'nin "sonsuza kadar İsrail'in ayrılmaz parçası" olduğunu ilan etti. Peki Sayın Hakan, “Yeni Suriye”nin buna tepkisi oldu mu? Olmadı.
2. İran-Lübnan-Filistin’in lojistik hattı kesildi. HTŞ harekete geçmeden bir gün önce, Lübnan’la ateşkes sonrası Netanyahu ne demişti: "Suriye'de, İran, Hizbullah ve Suriye ordusunun, Lübnan'a silah sevkiyatlarını sistematik bir şekilde engelliyoruz. Esad şunu anlamalıdır ki, ateşle oynuyor." İşte Suriye’nin düşmesi buna neden oldu. Yani bu durum İsrail’in hedefine ulaşmasını sağladı.
3. İsrail, Başan Oku operasyonu başlattı. Operasyonun adı nereden geliyor? Golan Tepeleri ve Suriye'nin güneyinin İncil'deki ismi. Bunun sonucu İsrail güçleri, Şam’a 15 kilometre uzaklıkta. İsrail Ordusu, Esad yönetiminin stratejik askeri kapasitesinin “yüzde 70-80'ini”, stratejik silah stoklarının ise “çoğunu yok ettiğini” ilan etti. Bu sağlamak için Suriye genelinde 480'den fazla hedefin vurulduğunu belirtti. Peki, HTŞ lideri Cevlani bu saldırılara karşı yaptığı açıklama neydi? “Suriye yeni bir savaşa girmeyecek. İnsanlar savaştan yoruldu. Ülke yeni bir savaşa hazır değil.” Hakan’ın “Yeni Suriye”si, İsrail karşısında sadece izleme pozisyonunda.
4. Sayın Hakan, İsrail’in söylediklerini buraya yorumluyorsunuz. Peki Netanyahu’nun şu sözlerini niye saklıyorsunuz: “Esad rejiminin devrilmesi, İsrail'in İran ve Hizbullah’a vurduğu darbelerin sonucu.” Hem İsrail Başbakanı Netanyanu hem de ABD Başkanı Biden ‘Bu operasyonu planladık, biz yürüttük, arkasında biz varız, sorumlusu biziz.’ diye dünyaya ilan etti. Peki, siz hiç HTŞ’nin ABD ve İsrail’i hedef aldığını duydunuz mu? Bakın Cevlani esas düşmanlarını ne olarak söylüyor: “Bizim için en büyük tehdit Hizbullah, Suriye'deki İran destekli milisler ve bugün gördüğümüz katliamları yapan rejimdi. Korkularımızın kaynağı onlardı. Dolayısıyla Suriye için çözüm onların ortadan kaldırılmasıdır. Mevcut durum paniğe geri dönülmesine izin vermeyecektir.” Konu İsrail olunca “Yeni Suriye” neden dut yemiş bülbül durumunda?
5. İsrail’in Suriye saldırıları Channel 4 News muhabiri tarafından HTŞ Sözcüsü Ubeyde Arnavut'a da soruldu. Ubeyde, “Önceliğimiz güvenliği ve hizmetleri yeniden sağlamak, sivil hayatı canlandırmaktır.” yanıtını verdi. Gazeteci devam etti: “Önceliğiniz olmadığını anlıyorum ama dürüst olmak gerekirse, İsrail'in bu ülkedeki 300 noktayı vurması hakkında söyleyecek hiçbir şeyinizin olmadığını mı söylüyorsunuz?” Peki, Ubeyde’nin yanıtı ne oldu? HTŞ sözcüsü: “Hiç şüpheniz olmasın, herkesin bizim egemenliğimize saygı göstermesini istiyoruz.” Sayın hakan bu sessizliği nasıl yorumluyorsunuz?
6. Sayın Hakan DEAŞ’ı unuttunuz sanırım. Eğer sözlere ve laflara bakarsanız, ABD ve Koalisyon Güçleri DEAŞ’a karşı savaşıyor. Bugün yine DEAŞ tehdidinden bahsediliyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ne diyordu: “Büyüdüğünü biliyorduk ve izliyorduk. IŞİD’in güçlendiğini gördük ve Esad’ın tehdit altında olduğunu düşündük. Yine de Esad’ı sonraki müzakerelerde idare edebileceğimizi düşündük, onun yerine Putin’in desteğini aldı.” ABD, DEAŞ’ı bölge ülkelerini bölmek için besledi ve büyüttü. Sonra sözde mücadele adı altında PKK/YPG’ye alan açtı. Yani DEAŞ, ABD-İsrail projesiydi. Ama Ahmet Hakan’ın tespitleri doğrultusunda bakarsan, DEAŞ’la mücadele eden tek kuvvet ABD-İsrail!
7. Sayın Hakan, ABD binlerce TIR silah veriyor PKK/YPG’ye. Fakat Ankara’ya geldiklerinde “Türkye’nin terörle mücadelesine tam destek veriyoruz.” diyorlar. PKK’yı da terör listesinde gösteriyorlar. Tespitinizden yola çıkarsak, PKK kullanılarak sınırlarımızda İkinci İsrail projesi kurulması da gerçek değil.
8. “Yeni Suriye” artık yağmalanacak bir Suriye’dir. Suriye’nin yeni Ekonomi Bakanı Bassel Abdulaziz, gümrük sistemini kaldıracakları, ekonomiyi küresel sisteme bağlayacakları mesajını verdi. Zaten bütün amaç başından beri bu değil miydi? Sadece askeri noktaları vurmuyorlar, bu sürecin sonu Suriye’nin tüm devlet kurumlarının tasfiyesidir.
GERÇEKLER
Sayın Hakan gerçek şudur: ABD-İsrail, yıllardır güçsüz bir Suriye istemektedir. Aynı güçsüz İran, yok edilmiş Filistin gibi… 2011’den beri sahada yapılmaya çalışılan budur. Suriye yönetimi 13 yıl buna direndi. Savaştı, canını verdi. Fakat gelinen noktada ABD-İsrail planları hayata geçti. İsrail’in şimdiki saldırıları tamamen Suriye’yi ayağa kalkamayacak duruma getirmek hedefiyledir. Bunun Lübnan’a, Filistin’e etkileri olacak. Ve en önemlisi, Türkiye’ye etkisi olacak. “Yeni Suriye” diye övündüğünüz parçalanmış ve bölünmüş Suriye’de “İkinci İsrail” kurulmaktadır.
Bunun cepheleri de var. Bir tarafta Amerika ve İsrail var, onun karşısında da Batı Asya'nın milli devletleri ve güçleri var. Amerika ve İsrail'in kullandığı HTŞ, PKK/PYD gibi terör örgütleri var.
Ahmet Hakan’ın da gerçeği var. Sherlock Holmes’u kıskandıracak derin analizleriniz(!), Türkiye'de İsrail ve Amerika'ya karşı olan yüzde 90-95 oranındaki büyük çoğunluğu kandırmak içindir.
Fakat Türk milletini kandıramazsınız.
***
İsrail işgali...
MELİH AŞIK-MİLLİYET
HTŞ İdlib’den yola çıkıp önce Halep’i ardından Humus’u ele geçirirken anlatılan masal farklıydı... El Kaide ve El Nusra kökenli bu cihatçı örgüt artık ehlileşmişti... Amacı Şam’ı fethedip Esad’ı alaşağı etmek, Suriye halkını bu diktatörün zalim ellerinden kurtarmak, ülkeye demokrasi, özgürlük ve barış getirmekti.
Ama farklı bir hikâye çıktı ortaya...
Esad devrildi... Ertesi gün İsrail Golan tepelerini işgal etti, Şam’a doğru yürümeye başladı. Daha ertesi gün Suriye’nin 250 askeri tesisini bombalayıp yerle bir etti. Lazkiye limanındaki Suriye donanmasını hurdaya dönüştürdü.
İsrail belli oldu ki, Esad’ın yerini alacak yönetimin özgür ve bağımsız bir devlet olarak yola devam etmesini istemiyor. Daha doğrusu yeni bir “Suriye devleti” istemiyor. Alabildiği kadar toprak alacak. Ve Suriye’nin (Libya ve Irak gibi) iki - üç belki daha fazla parçaya bölünmesi için çalışacaktır. Taşeron örgüt HTŞ’nin İsrail’in saldırılarına itiraz yoktur. Bu arada belli ki yakında İsrail ve ABD’nin YPG’ye desteğinin arttığı gözlenecek, Türkiye yanlısı SMO ile PYD /YPG arasındaki mücadele şiddetlenecek, bu mücadele Türkiye’yi de etkileyecektir.
Radikal İslamcı bir örgütün demokratik bir rejim kuramayacağını, İsrail’in bu örgütü kullanarak Suriye’yi işgal edip böleceğini söyleyenler haklı çıktı. İsrail’in bu hedefe radikal İslamcı örgütlerin taşeronluğuyla ulaşmış olması İslam dünyasının itibarı açısından hiç de gurur verici olmadı.