27 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ... Altınok’un yanılgısı: DEM ‘aklımız bir’ dedi

'Türkiye himayesinde Kürdistan' planının yürütücüleri, esasında Abdullah Öcalan’ı siyasî aktör haline getirmeye çalışıyor. Böylece de PKK ve DEM’in meşrulaşması sağlanıyor. Bahçeli ile DEM Parti aynı çizgide. Akılları aynı işliyor. Bu sürecin aktörü Öcalan değildir. ABD-İsraildir

MEDYANIN HALLERİ... Altınok’un yanılgısı: DEM ‘aklımız bir’ dedi...
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Salı günkü grup toplantısında Öcalan çağrısını yineledi.
Bahçeli, “İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz.” dedi.

Şu gerçeği tespit etmemiz lazım.

“Türkiye himayesinde Kürdistan” planının yürütücüleri, esasında Abdullah Öcalan’ı siyasî aktör haline getirmeye çalışıyor. Böylece de PKK ve DEM’in meşrulaşması sağlanıyor.

Sabah yazarı Melih Altınok da buna dikkat çekiyor. Altınok şöyle yazmış:

“Ne olduğu belli:

Öcalan'ın süreçte aktör olması, silahı bırakın çağrısı yapması, adını tepe tepe kullanan DEM'in fiilen başına geçmesi...”

Fakat Altınok bunun DEM’in işine gelmediğin iddia ediyor. Yazısını şöyle sürdürüyor:

“Bu yüzden yıllardır talep ettikleri şeyi Bahçeli çıkıp söyleyince mırın kırın ediyorlar. Hemen tutarlı pozisyonu alan Sırrı Süreyya Önder'in çok da cesur olmayan imalarını saymazsak, açık açık çıkıp ‘Bahçeli doğru söylüyor’ diyen bir DEM'li gördünüz mü?

Sizce Öcalan, DEM'in ketumluğunu nasıl değerlendiriyordur?”

Altınok böyle dese de süreç onun yazdığının aksine işliyor.

Dün DEM Eş Başkanları konuştu. Tuncay Bakırhan, Öcalan’la görüşme için başvuruda bulunduklarını söyledi. Bakırhan şunları ifade etti:

“Bugün de konuşuldu MHP Grubu’nda. Ama emin olun biz hazırlıklarımızı yapmıştık. Demek ki çözüme dönük akıl bazen aynı işliyor. Biz Tülay Eşbaşkanımızla birlikte İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’la görüşmek için bugün Adalet Bakanlığına başvuracağız. Eğer samimiler ise bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Biz Tülay Başkan ile birlikte hem Sayın Öcalan’ın hem bu süreç hakkında ne düşündüğünü ne dediğini birinci elden görmek duymak istiyoruz hem de barış sürecine DEM Parti adına eşbaşkanlar olarak katkı sağlamak istiyoruz. Bırakın sadece bizim gitmemizi; Türkiye’de barış, demokrasi isteyen aydını, yazarı, sanatçısı, kurum temsilcisi de bence oraya gitmelidir.”

Sayın Melih Altınok, Bahçeli ile DEM Parti aynı çizgide.

Akılları aynı işliyor.

Bu sürecin aktörü Öcalan değildir.

ABD-İsraildir.

Aydınlık 25 Kasım Pazartesi günü attığı manşetinde, bu iki çizgiyi anlattı. Haberimiz şöyleydi:

“Suriye sorununda iki cephe:

1. Suriye ile anlaşıp PKK’yı bitirelim diyenler.

Türkiye-Suriye işbirliğinin en kararlı savunucu Vatan Partisi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Esad’dan umudum var.” diyerek doğru stratejiyi ilan etti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise geçen haftalarda yaptığı “Esad önce muhalifleriyle anlaşmalı.” Açıklamasını düzeltti, Şam’a böyle bir ön şart koşmadıklarını duyurdu. Bu açıklamaların doğasında, Türkiye ve Suriye’nin silahlı işbirliği var.

2. ABD ile anlaşıp PKK’yı himaye etmek isteyenler.

İkinci cephe ABD ile anlaşıp ‘Türkiye himayesinde Kürdistan planını’ hayata geçirmeyi istiyor. Bu nedenle Suriye’nin bölünmesine itiraz etmiyor. Bunun sözcülüğünü son olarak DEM Partili Cengiz Çandar yaptı. Amaçları PKK/PYD’nin tanınması.

Çandar, Esad ile ilişkilerin yeniden başlaması konusunda nafile çaba harcandığını savundu. Bahçeli’nin çağrılarını, yeni sürecin milâdı kabul eden Çandar, “Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru yok, orada 12 yıldır hüküm süren bir yönetim var. Türkiye o bölgeyle yoğun ve doğal bir ilişki kurmak durumundadır.” dedi. Çandar, Ankara’nın bugün Erbil ile kurduğu ilişkileri örnek gösterdi.”

Aydınlık’ın bu tespitini başta Altınok olmak üzere değerli köşe yazarlarımızın dikkatine sunuyoruz.
ABD-İsrail tuzağına düşmeyelim.

MEDYANIN HALLERİ... Altınok’un yanılgısı: DEM ‘aklımız bir’ dedi - Resim : 1

TERÖRİST PKK İLE MÜCADELEDE DÖNÜM NOKTASI: TSK ‘GİRİLEMEZ’ DENİLEN ZAP’TA KİLİDİ KAPATTI

NEDİM ŞENER - HÜRRİYET

Irak’ın kuzeyinde 2019 yılında başlatılan Pençe serisi operasyonlar ile “girilemez” denilen yerlere girerek ve ulaşılamaz denen yerlere ulaşarak terör örgütü çöküş sürecine sokuldu. Bu operasyonlar sonucunda teröristlerin Türkiye’ye girişi engellenirken PKK ülke içinde bitme noktasına geldi.

Pençe operasyon serisi ile toplam 2 bin 201 bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi. Toplam 3 bin 241 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirildi. 6 bin 26 mayın ve el yapımı patlayıcı imha edilirken, toplam 3 bin 867 adet silah ve 1 milyon 543 bin 955 bin mühimmat ele geçirildi.

Şu ana kadar elde edilen sonuçlardan biri PKK terör örgütü üyeleri arasında artan korku ve panik oldu. Operasyon bölgesi üzerinden 2024 yılı içinde toplam 93 terörist Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim oldu.

PKK’lı teröristlere silah bırakma ve teslim olmaları çağrılarının tartışıldığı bugünlerde, Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet ve Jandarma teşkilatının terörle mücadelede elde ettiği başarı PKK’lı teröristler ile arkasındaki ABD ve İsrail gibi destekçisi ülkelere önemli bir mesaj içeriyor.

---

ÇOK AH ALDIN!..

SALİH TUNA - SABAH

Ukrayna'nın ABD ve İngiliz yapımı füzelerle Rusya'ya saldırması üzerine Putin'in nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip "durdurulması imkânsız" addedilen balistik füzeyle Ukrayna'yı vurması ABD'ye mesajdı.

Ne ki ABD mesajı alıp "aklıselimle" hareket etmek yerine, yangına benzinle müdahale edercesine, Ukrayna'ya nükleer silah vermeyi tartışmaya başladı.

Gerçi bu da pek sürpriz olmadı. İngiltere'nin "İngiliz ordusunun bu gece savaşması istenirse bu gece savaşırız!.." şeklindeki çıkışı bu "akılsız aklın" habercisi gibiydi.

Fransa derseniz, Aslan Asker Şvayk mesabesindeki Macron, Ukrayna'ya asker göndermeye dünden hazır. NATO Askeri Komite Başkanı da geçen gün Rusya'ya "önleyici savaş" kabilinden saldırı düzenlemekten söz etti.

Rusya'yı Afganistan veya Irak mı zannediyorlar, bilemiyorum. Benim bildiğim şudur: "Aklın ipini salarsan ayağına dolanır..."

---

ESRARENGİZ HABERLERİN GİZEMLİ KANATLARI

TAMER KORKMAZ - YENİ ŞAFAK

Elon Musk, dron sürülerini paylaştığı gönderisinde doksandan çaktı:

“Bazı aptallar, halen daha F-35 gibi insanlı savaş uçakları üretiyor!”

Musk, dört yıl önce de “F-35’lerin, dronlara karşı şansı olmayacağını” söylemişti.

Beyaz Saray’da son günlerini yaşayan Ayaklı Mumya Joe Biden’a göre “Elon Musk, ulusal güvenlik tehdidi!”

- Twitter’ı satın alıp X yaptıktan sonra, tehdit oluverdi!
Tam Teşekküllü Haydut Devlet ABD…

- Türkiye’ye, parasını ödediği F-35 savaş uçaklarını vermiyor!

Üstelik, bu gaspla da kalmıyor…

“Tekrardan F-35 programına dönebilmek için, S-400’lerden vazgeçme” gibi küstahça bir şartı da Ankara’ya karşı masaya sürüyor.

Türkiye’miz milli güvenliği için S-400’lerden zinhar vazgeçemez.

Bu saatten sonra F-35’lere de ihtiyacı yok; ancak, parasını geri almalıdır!

---

DEM EŞ PARTİSİ CHP

TURGAY GÜLER - AKŞAM

Tunceli Belediyesi'ne kayyım atanınca belediyenin DEM Partili Eş Başkanı Birsen Orhan, “Bunlar işgalci.

Bunlar Dersim'i 1938'de nasıl işgal ettilerse bugün yine belediyemizi işgal ediyorlar. Gelin göğüs göğüse savaşalım.” dediğinde Özgür Özel'in sesi çıkmadı.

Onun da çıkmadı diğer CHP'lilerin de. Ya ne yaptılar? Hemen Tunceli'ye gidip destek yarışına giriştiler. Öyle ya! Ne olmuş sanki? Atatürk'e işgalci demiş!

Atatürkçüler ne yaptı peki? Ben diyeyim, kulaklarının üzerine yattılar. Duymadılar, görmediler.

CHP Üsküdar İlçe Başkanı İbrahim Çağlar Atalar, partisinin 6 oklu logosunu değiştirip 5 oka düşürdüğünde de Özgür Özel'in sesi çıkmadı.

Yine Atatürkçüler'in de!

'CHP demleniyor' diye başlayan süreç 'CHP DEM'leşti' ye vardı. Ben daha ilerisini söyleyeyim; CHP artık DEM'in eş partisi. Şöyle toparlayalım o vakit DEM eş partisi CHP!

CHP'yi bu noktaya getiren sürecin başlangıcı ise 'Kent Uzlaşısı' adını verdikleri gizli anlaşma. Kent Uzlaşısı yani Kandil Uzlaşısı.

Bu uzlaşıya dair pek fazla bir şey bilmiyoruz. Ne var elimizde peki? İmzacılardan birinin ismi. Kim o? Ekrem İmamoğlu! Başka? Selahattin Demirtaş! Başka? DEM' in eş başkanları? Başka? Kandil!

'Kandil'i görünce hoplayıp zıplayacak olanlara peşinen söyleyeyim. Boşuna hoplayıp zıplamasın kimse!

Kandil inkâr etmiyor da size ne oluyor? Kent Uzlaşısı'nı öve öve bitiremiyor Kandil. Bu uzlaşının adayı Ahmet Özer'e CHP'den çok Kandil sahip çıkıyor. “İmamoğlu bizim sayemizde seçildi.” diyen de Kandil!

Hatta buna İzmir'i, Antalya'yı, Adana'yı falan da ekliyorlar.

Kandil'in bu Kent Uzlaşısı çerçevesinde vardıkları mutabakat gereği CHP'den bazı talepleri var. Kandil bu talepleri sıklıkla dile getiriyor. Bunlardan en önemlisi 'sokak çağrısı'. Bir diğeri de 'PKK'nın terör örgütü olmadığı' algısının CHP eliyle oluşturulması.

Medyanın Halleri Melih Altınok