19 Eylül 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Medyanın Halleri | Ankara kulisleri hareketlendi: Yavaş, CHP'den ayrılıyor! Belediyeyi bırakacağı isim belli oldu!

Milliyet Gazetesi'nden Zafer Şahin, Mansur Yavaş’ın, yıl sonunda CHP'den ayrılacağını ve seçime kadar bağımsız belediye başkanı olarak yola devam edeceğini yazdı. Ankara kulislerine göre Yavaş'ın belediyeyi bırakacağı isim ise şimdiden belli oldu.

Medyanın Halleri | Ankara kulisleri hareketlendi: Yavaş, CHP'den ayrılıyor! Belediyeyi bırakacağı isim belli oldu!
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

Yavaş’ın CHP’ye vedası

ZAFER ŞAHİN-MİLLİYET

Henüz resmen değil ama fiilen CHP ile köprüleri attı Mansur Yavaş. (…) Ankara kulislerinde Yavaş’ın 2028’de Cumhurbaşkanı adayı olmayı kafasına koyduğu, yıl sonunda CHP’den ayrılacağı ve seçime kadar bağımsız belediye başkanı olarak yola devam edeceği iddia ediliyor. Bu proje o kadar olgunlaşmış ki, belediyeyi bırakacağı isim bile bugünden belli: Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan…

An itibariyle Yavaş’ı CHP’de tutacak tek siyasi aktör Kemal Kılıçdaroğlu.. Teşbihte hata olmaz. CHP’nin eski lideri okeyde aranan dördüncü gibi. Kimin masasına oturursa onun oyunu oynanacak. Daha doğrusu önü açılacak. İmamoğlu’nun da Yavaş’ın da gözü tam da bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun üzerinde. 2028’de 3 adaylı bir Cumhurbaşkanlığı seçimine hazır olun.

***

‘Çığır açan değişim’

BERCAN TUTAR-SABAH

Hemen her konuda hayal kırıklığına yol açan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un dünyanın gidişatı ile ilgili sadece bir tek öngörüsü doğru çıktı. O da 24 Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'ya girmesinden hemen sonra 'zeitenwende' ifadesi ile tanımladığı kehanetiydi. İlk olarak 27 Şubat'ta Almanya Parlamentosu Bundestag'da ve daha sonra 15 Mart'ta Türkiye ziyaretinde bu ifadeyi kullanan Scholz, dünyanın 'çığır açan bir değişim ve tarihi dönüm noktası'nda bulunduğunu vurguladı. Sonraki birçok konuşmasında da sık sık 'zeitwende'yi kullandı.

Kullandı ama bunun gerektirdiği jeopolitik refleksleri gösteremediği için Almanya ve dünya için önemli bir fırsatı da kaçırdı. Sonuç olarak Ukrayna krizi ve ardından Gazze'deki soykırım hem Almanya hem de ABD liderliğindeki emperyal merkez için 'tarihi dönüm noktası'ndan 'tarihin kırılma noktası'na dönüştü. Sholz şimdi hezimeti idrak etmiş görünüyor. Ukrayna'nın Rusya'ya toprak vermesini içeren ve hâlihazırda "Minsk III" olarak adlandırılan bir barış planı üzerinde çalıştıklarını vurguluyor. (…)

Almanya'nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde 1 Eylül'deki seçimlerden zaferle çıkan aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) ile Sarah Wagenknecht'in sol-muhafazakâr BSW'sinin 22 Eylül'de Brandenburg eyaletinde yapılacak seçimlerden de yine 'ezber bozan sonuçlar' elde etmesi bekleniyor. Genel seçimlere bir yıl kalmışken Scholz'un Ukrayna'da 'U dönüşü' yaparak barıştan konuşması ve Kiev'e askeri ve mali yardımları kısıtlayacağını açıklaması artık pek bir şey ifade etmiyor. (…)

Haliyle Almanya'nın maruz kaldığı dramatik 'zeitwende' olgusu başta ABD olmak üzere onun dümen suyunda giden Fransa, İngiltere ve İsrail'i de kuşatmış durumda. Kuşku yok ki tarih bu 'çığır açan değişimleri' ileride Batılı küresel statükonun jeo-politik çöküşü diye niteleyecektir.

***

Medya pornografisi

SONER YALÇIN-ODA TV

Şiddet anlatımlarından “haz” alan bir toplum yaratıldı. Bedenen acı hikayesi çarpıcı görseli olmayanın/görünmeyenin esamesi okunmuyor… Sadece bizde değil, dünyanın dört yanında şiddet, seyirlik oldu. En son Narin Güran cinayeti izlenme rekoru kırdı…

Fransız düşünür Jean Baudrillard, bedenin her türlü şiddete maruz kalmasının medya aracılığıyla gösterilmesini “pornografi” diye kavramlaştırdı! Bizler! Ya şiddetin mağduruyuz ya şiddeti yapanız ama en çok şiddet temaşasının/pornografisinin tanığıyız. Bu gönüllü “alıcı olma hali” şiddetin kitleselleşmesine sebep oluyor…Medyada, şiddet gündelik hayatın parçası haline getirilerek sıradan bir olgu olarak daima karşımıza çıkarılıyor.

Sebebi belli: Kâr odaklı medya pazarı bu işin merkezinde! İletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, kurgusal ya da gerçek çok sayıda şiddet temelli içeriğin geniş kitlelere yayılmasına neden oluyor.
Evet, şiddet (tiraj, reyting, gişe vs. için) kâr etmenin amacına dönüştürüldü…
Peki… Hadi bu düzen için her yol mubah. Ya siz seyirciler? “Örtülü destekçisi” olduğunuz hiç aklınıza geliyor mu?

Her türlü pornografik teşhir, kitlelerin psikolojisini bozdu. Farkında değilsiniz belki, cezalandırılıyorsunuz, insanlığınızı kaybediyorsunuz! Bu sistematik bir sömürü düzeninin sonucudur…

***

Devlet kadrolarında ‘doldur-boşalt’ yöntemi

Saygı Öztürk-SÖZCÜ

Pazar günü, 1 milyon 864 bin 867 kişi Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) katıldı. Tasarruf önlemleri kapsamında kamuya personel alımı en aza indirilse bile yüz binler, bir umutla sınava hazırlanıyor ve giriyor. Ama sınavda başarılı olmak kamu görevine başlamaya yetmiyor.

Sınavda başarılı olanların önünde, “mülakat engeli” var. Sizin sınavda yüksek puan almanız da bir işe yaramıyor. “Yüksek puan aldın ama gel bakalım bir de mülakatta görelim” deniliyor. Mülakatta garip garip sorular yöneltiliyor. Sonuçlar açıklandığında o listede yer alamadığını görüyor. Çünkü, arkasında siyasi desteği yok. Sonra, umutla yeniden sınava, puanı yüksek olursa mülakata çağrıldığında yine değişen bir şey olmuyor.

Bir de KPSS’ye hiç katılmayan, ama bürokraside hızla yükselenler var. Örneğin valilik özel kalem müdürü, belediye başkanı özel kalem müdürü, Bakanlık Basın Müşavirliği gibi yerlere girebilmek için sınav koşulu yok. Yani, başkaları o görevlere gelebilmek için çaba gösterirken, onlar siyasi destekle kısa bir süre o görevlerde bulunduktan sonra bakıyorsunuz bir bakanlığa genel müdür yardımcısı, daire başkanı olarak geçiyorlar.

İşte, AKP döneminde “Şahsa bağlı kadrolara doldur-boşalt” yöntemi uygulanıyor. Önce valilik, belediye özel kalem müdürlüklerinde göreve başlatılıyor, bazıları sadece kağıt üzerinde göreve başlıyor görünüyor. Ardından falanca bakanlıkta önemli bir göreve ataması yapılıyor. Tabii bu geçişlerin sağlanması için belediye başkanının iktidar partisinden olması gerekiyor. Bu haksızlık, hukuksuzluk yıllardır sürüp gidiyor. Kimse de buna “Dur” demiyor.

Mansur Yavaş KPSS CHP Ankara Kemal Kılıçdaroğlu