MEDYANIN HALLERİ... Ataol Behramoğlu: PKK dostlarına kendini siper eden şair
Şair Ataol Behramoğlu, 'Ahmet Özer’i tutuklamak' başlıklı yazısında Özer’i Ahmed Arif’e benzetiyor. 'Cumhuriyet Aydınlanmasının ürünü' tanımlaması kullanıyor. Behramoğlu’nun geldiği nokta bu. PKK gölgesine sığınan şair iflas eder. Umarız Behramoğlu, bu hatalarından döner.
PKK dostlarına kendini siper eden şair
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK üyeliği suçlamasıyla tutuklandı.
Bu neye dayandırılıyor?
- Özer'in 47'si hakkında arama kararı bulunan 694 farklı örgüt üyesiyle görüşme yaptığı saptandı.
- KCK yürütme konseyi üyesi olan ve kırmızı kategoride aranan terörist Remzi Kartal ile ise 14 kez telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi.
- Esenyurt Belediye Başkanlığı makam odasında yapılan aramalarda da terör örgütü lehine yayın yapan dergi ile örgütsel olduğu değerlendirilen evrak ele geçirildi.
- Esenyurt Belediyesi binasının başkanlık makamında el konulan bir klasörde, yazımına devam edilen kitap olarak değerlendirilen 145 sayfalık metinde Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ile başlatılan 'Tunç Eli Harekatı' katliam olarak tanımlandı.
- PKK'nın Dersim isyanına yönelik tüm fikirlerinin açıkça savunulduğu kitapçıkta, devlet 'katliamcı', isyancılar ise 'direnişçi' olarak tanımlandı.
- Atatürk döneminde bölgeye 'sömürgeleştirme baskısı' yapıldığı savunulan kitapçıkta Güneydoğu Bölgesi de “Kürdistan” olarak isimlendirildi.
- Özer'in daha önce Independent Türkçe için yazdığı "Dersim, ah Dersim!" başlıklı yazısında Cumhuriyet’e isyan eden ve Atatürk’ün emriyle bastırılan Seyit Rıza’ua sahip çıkıyor.;
- Özer, teröristlere baş sağlığı diliyor.
- Özer için, 2014’te Öcalan’a demokratik özerklik planlarına destek verebilecek bir akademisyen olduğu için heyete alınma önerisi yapılıyor.
Olgular bunlar. CHP yönetimi Özer’e sahip çıkarken el artıran açıklamalar da geldi.
Şair Ataol Behramoğlu, “Ahmet Özer’i tutuklamak” başlıklı yazısında Özer’i Ahmed Arif’e benzetiyor.
İşin komik yanı, Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü hedef alan, feodal isyancılara sahip çıkan Özer için, “Cumhuriyet Aydınlanmasının ürünü” tanımlaması kullanıyor.
Şöyle diyor Behramoğlu:
“Esenyurt’un yasal belediye başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabrın, onurun, bilgeliğin, günümüzdeki seçkin bir temsilcisidir. Ülkemizin, kültürümüzün bu büyük değerine kalkan el, bütün yurtseverlerin birlikteliği ile kırılacaktır.”
Behramoğlu’nun geldiği nokta bu.
PKK destekçileriyle Cumhuriyet’in terörle mücadelesinin, yargı kararlılığının elini kıracakmış!
PKK gölgesine sığınan şair iflas eder.
Umarız Behramoğlu, bu hatalarından döner.
***
Erdoğan, Bahçeli’nin yükselttiği çıtayı neden indirdi?
Mustafa Karaalioğlu-KARAR
MHP Lideri Bahçeli, Öcalan’ı Meclis’te konuşturup, affetmeye varacak kadar sıradışı vaatlerle çıtayı çok yükseğe koymuştu ama Erdoğan, son hamleyle çıtayı gerçek yerine indirdi. Bahçeli’nin tavsiyesine uyup DEM’e yüz vermek şöyle dursun, Kürt siyasetinin izlerini CHP içine kadar takip edecek kadar, eski siyasette kararlı olduğunu ilan etti. Çözüm atmosferi gelişirse, siyasi rakiplerine karşı kullanıma çok elverişli bir enstrüman olan “PKK yaftası”nın işe yaramayacağını farkederek, bunu gecikmeden tedavüle soktu.
***
Çözüm çağrısında turnusol kağıdı
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu-AKŞAM
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son grup toplantısında ifade ettikleriyle bütünleştirerek, yapılan çağrının, uyarının özü; sömürgeci, işgalci, bölücü emperyalizme ve Siyonist çetelerine karşı mücadele çağrısıdır. Kirli şer planlarına yem olmama uyarısıdır. Birlik çağrısıdır. Emperyalizmi mutlu etmeyecek çağrıdır. Bunun ötesinde durmak, farklı anlamlar yüklemek, meseleyi oy hesabına hapsetmek, bu meselenin özünden kaçıştır. Meselenin özü ve çözümü; emperyalizmin maşası, bölücü terör örgütünün siyaset zeminini kirletmesinin önüne geçebilmektir. Bu durum, sadece güvenlik güçlerinin mücadelesiyle değil, topyekun herkesin sorumluluk üstlenmesi gereken, zahmetli ama çok kıymetli siyasi mücadeleyi de içerir.
Yıllardır CHP yönetiminden beklentimiz; terör anatomisinden kopmayanların siyasi zemini kirletmelerine katkı sağlamamalarıdır. HDP/DEM ile seçim için, oy için girişilen ittifakların yol açacağı sıkıntıları yaşatmamasıdır. Çok önemli kırılma noktası olan; Mehmetçiğin Gazi Meclis'ten terör örgütlerine ve arkalarındaki emperyalist odaklara karşı verdiği mücadele için istediği tezkereye, HDP'nin; "birlikte yol yürüyeceksek bunun ilk adımı tezkereye hayır oyu vermektir" çağrısına uyup CHP'nin " hayır" oyu vermesidir. Kandil'deki terör elebaşlarının; "CHP tezkereye 'hayır' oyu vermekle hayırlı bir iş yapmıştır" şer cümlesini duymamıza yol açmasıdır. Seçmenin, halkın gönlünde yer etmektense, HDP yönetimine tabi olup taşıyıcı annelik yapmasıdır. PKK terör örgütünün siyasi kolu olmaktan vazgeçmeyenlere, oy uğruna mahkum olmasıdır. Onlara; sizinle ittifaka varız ama önce terör örgütünün anatomisinden kopun, bu kirli emperyalist şer planın parçası olmaktan vazgeçin, bunun Kürtlükle bir ilgisinin olmadığını kabul edin" çağrısını hiç yapmamasıdır. Bu zahmetli ama kıymetli çabaya hiç girişmeden işin kolayına kaçıp oy hesabını yapmayı tercih etmesidir. Son yerel seçimlerde yaptıkları kent uzlaşısının sonucunda Esenyurt örneğinde de ortaya çıktığı gibi PKK'nın DEM'i, CHP'nin içine girmiştir. Artık seçim otobüslerindedir.
***
Koca ABD’nin ortağına bak!
TUNCA BELGİN-MİLLİYET
TUSAŞ’a yönelik hain terör saldırısı sonrasında Türkiye’nin başlattığı kararlı hava harekatları ve Suriye’ye olası kara operasyonu sinyaliyle panikleyen terör örgütü PKK/YPG elebaşlarından Mazlum Kobani, yardım dilenirken ne diyor? “Türkiye bize bedel ödetiyor. Derhal durdurulmalıdır.” Hatta hayal kırıklığına uğradıklarını belirterek şunları zırvalıyor küstahça:
“Koalisyon ortaklarımıza, Türkiye’ye saldırılarını derhal durdurması için baskı yapmalarını söylüyoruz. Bu saldırılar, IŞİD’e karşı yürüttüğümüz savaşı da tehlikeye atıyor. Yine de koalisyon ortaklarımız bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Türkiye’nin eylemlerini sınırlamak için gereken baskıyı uygulamıyorlar. Bu tırmanışın durmasını istiyoruz.”
Teröristin çok güvendiği, “ortağım” dediği kim? ABD, Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)… Yakınlıkları, hemhal durumları, geliştirdikleri duygusal ilişkiler, düğünde, dernekte halay çekme, taziye kepazelikleri zaten bilinen aleni şeyler ama bir teröristbaşının yekten “koalisyon ortaklarımız” hitabında durum daha bir başkalaşıyor elbette. Hele de muhatap lafa gelince terörle, teröristle mücadele diye yüksekten atıp tutan, her yıl “terör örgütleri” ve “teröre destek veren ülkeler” olmak üzere iki ayrı kara liste yayımlayan sözde demokrasi havarisi bir küresel güç olduğunda. Zira o kara listelerden biri eli kanlı teröristleri, yapıları; diğeri onlara finansal veya lojistik destek sağlayanlar, onlara silah tedariki ve satışı yapan ülkeleri sıralıyor. Her ikisi de hesapta “terörle, terörizmle mücadele” ya da terör tehdidine karşı dünya için kılavuz niteliğinde. Ancak gerçekte ise ABD’nin “Şunu ekle, bunu çıkar ya da koyma” mantığıyla işine, çıkarlarına geldiği gibi kurguladığı, kullandığı dokümanlar ve de nasıl palavra olduğu da ortada... Utanmadan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’yi harf oyunlarıyla sanki farklıymış gibi göstermeye, yutturmaya çalışıyorlar... ABD devletten ziyade, PKK ile el ele vermiş, terör örgütünün ortağı, paydaşı bir ülke görüntüsü veriyor açıkçası... Bu durumda da hiç kimse ABD’nin terörle, terörizmle mücadele masalını yemez, yemiyor da nitekim...