13 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ... Hürriyet’ten öğreniyoruz; gazetecilik nasıl yapılmaz!

Siz 13 yıl önce 'Esad bize zulmediyor!' diyerek lastik botla kaçan bir Suriyeli duymuş muydunuz? Kardeşlikle, akrabalıkla uzanan sınırlarımıza, 13 yıl önce 'Bizi kabul edin!' diyen binlerce Suriyeli yığıldı mı?

MEDYANIN HALLERİ... Hürriyet’ten öğreniyoruz; gazetecilik nasıl yapılmaz!

Medyamız tornadan çıkmışçasına Esad’ı kötülüyor. “135 milyar doları yanında Rusya’ya kaçırdı!” derken, “Dur ya, bu para yan yana dizince bir futbol sahası ediyor, mümkün mü?” demiyor. Sormadan, sorgulamadan her duyduğunu yazıyor, çiziyor. Tepiniyor yalanların üzerinde. Ülkede 13 yıldır yaşanan her şeyden Esad yönetimini suçluyor. Emperyalist saldırıyı göstermiyor.

Ama ilk önce şunu zihinlere kazıyalım. Duymayan kulaklara haykıralım, karanlığa feneri tutalım:

SURİYE’DE İÇ SAVAŞ YOKTU, SURİYE’YE DIŞARIDAN SALDIRI VARDI!

Amacı Suriye’nin üniter yapısını bozmak, bölmek, her şeyden önce PKK/PYD eliyle İkinci İsrail’i kurmaktı.

Esad’ın kara kaşı, kara gözü için verilmedi bu savaş. Suriye ve ona destek veren İran, Rusya, 13 yıldır, bölgedeki ABD planlarını bozmak için savaştı.

Bugün Esad gitti, ABD askerleri, üsleri kaldı. Suriye’nin güneybatısından İsrail girdi. Filistin’e, Lübnan’a destek yollarını Siyonistler tuttu. Şam yabancı temsilciler, ajanlar kaynıyor. Kim pastanın neresini alacak diye masalar kuruluyor, pazarlıklar dönüyor. Kutlanan manzaraya bak!

Şimdi yine dönelim medyamıza. Al birini vur ötekine ama Hürriyet özelinde ele alalım. 13 Aralık manşeti: “Melek Aylan, Şeytan Ali”

MEDYANIN HALLERİ... Hürriyet’ten öğreniyoruz; gazetecilik nasıl yapılmaz! - Resim : 1

Haber, düşen bir videoyu esas alıyor. HTŞ, Şam’a girerken botla ülkeden ayrılan kişinin, Suriye İstihbaratı’nın başındaki Ali Memlük olduğunu söylüyor. Memlük’ün sahilden kaçışını, Avrupa’ya kaçmaya çalışırken cansız bedeni kıyılarımıza vuran Aylan bebeğin fotoğrafıyla birleştiriyor. Diyor ki; “Dünyayı gözyaşlarına boğan 3 yaşındaki Aylan bebek trajedisinin sorumlularından biri olan Esad’ın İstihbarat Şefi Ali Memlük, mülteciler gibi lastik bota binip Suriye’den kaçtı.”

Yukarıdaki satırları yazan kalemler! Siz 13 yıl önce “Esad bize zulmediyor!” diyerek lastik botla kaçan bir Suriyeli duymuş muydunuz? Kardeşlikle, akrabalıkla uzanan sınırlarımıza, 13 yıl önce “Bizi kabul edin!” diyen binlerce Suriyeli yığıldı mı?

Bilmez misiniz, Aylan bebek ve ailesinin DEAŞ’tan kaçıp geldiğini? Aile Ayn el-Araplı. 2011’e kadar Şam’da yaşadı. 2012’de önce Halep’e gitti. Buradaki çatışmalardan yine Ayn el-Arap’a kaçtı. DEAŞ köylerine girince bu sefer Türkiye’ye geldiler. Birçok sığınmacı gibi Avrupa’ya gitme hayalleri vardı. Aylan bebek, önce ülkelerini karıştırmak için dünyanın her yerinden terörü ülkelerine salan, sonra da kaçan sığınmacılara kapılarını kapatan Batılı emperyalist ülkeler yüzünden hayatını kaybetti. Bugün ABD Başkanı seçilen Donald Trump 2016 yılında açıkladı: “DEAŞ’ı Barack Obama ve Hillary Clinton kurdu.”

MEDYANIN HALLERİ... Hürriyet’ten öğreniyoruz; gazetecilik nasıl yapılmaz! - Resim : 2

Bu gerçek herkesin malumu… Ama emperyalizmi gizleme görevini kurnazca icra ediyor Türk basınının ‘amirali’.

Hemen altında bir haber daha var. Meslektaşlarımız, kalkmış Suriye’ye gitmiş. Sahada görev yapıyorlar. Kolaylıklar diliyoruz. Mezze’deki cezaevinden çıkarılan bir mahkûmla bu cezaevini gezmişler. Burası Mezze Üssü’nde gizli tutulan bir cezaevi olduğu için ismi yok, kod adı var. Mahkûmlar da kodluymuş. Buradaki mahkûm, kötü şartlarda kaldıklarını ve işkence gördüklerini anlatıyor. Ama mesleki refleksle aklımıza hemen “Kim bu adam? Acaba hangi suçtan yatmış, herhangi bir örgütle bağlantısı olabilir mi?” soruları geliyor. Mutlaka yanıtı vardır diye haberi didik didik okuyoruz; yok… Hatta bu cezaevinde olan herkes için peşinen ‘siyasi ve muhalif mahkûmlar’ deniliyor. Bu sefer de aklımıza ister istemez Avrupa ülkelerinin Türkiye’deki hapishanelerde olan PKK ve FETÖ mahkûmları için aynı ifadeyi kullanması geliyor…

MEDYANIN HALLERİ... Hürriyet’ten öğreniyoruz; gazetecilik nasıl yapılmaz! - Resim : 3

Onlarca radikal terör örgütünün cirit attığı Suriye’de bugün artık bütün cezaevleri boş. Katilinin, hırsızının, tecavüzcüsünün, teröristinin sicilleri artık tertemiz. Bunu görmezden gelen medyamız, belki de azılı bir suçluya referans oluyor. Uyarıyoruz!

Sonuç olarak basınımınız gazeteci adaylarına adeta ders veriyor: Gazetecilik nasıl yapılmaz! Devrimci gazetecilik Türkiye’nin menfaatlerini savunmada da gazetecilik ilkelerinde de en önde çarpışıyor. İyi ki Aydınlık ve Ulusal Kanal var.

Hürriyet Suriye DEAŞ