MEDYANIN HALLERİ... Karamsarlık balonlarını patlatıyoruz! Çayırhan kazanacak, kamuculuk kazanacak
Çayırhan Termik Santrali işçisi 7 aydır kararlılığından bir gram bile kaybetmedi. Aslanlar gibi özelleştirmeye direniyor. Dün ihaleye katılan şirketler açıklandı. Bir adım geri atmadılar. Havlu atan Sözcü, en başta Çayırhan işçisine saygısızlık etmiyor mu?
Çayırhan emekçisi…
Çayırhan Termik Santralinin ve maden sahalarının varlık satışı yöntemi yöntemiyle özelleştirilmesine karşı yedi aydır kahramanca mücadele ediyor.
İşçiler kendini madene kapattı, açlık grevine başladı, Ankara’ya yürüdü… Hayatından olma tehdidine karşı madenin en riskli yerlerinde direnişine devam etti. Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Başkanı Nurettin Akçul, sağlık sorunlarına rağmen mücadelenin başından ayrılmadı. Zonguldak’tan pek çok yerden dayanışma mesajları yağdı.
Özelleştirme ihalesinin 7 Mart’ta yapılacağı ve beş şirketin katılacağı açıklandı. Ama emekçi bir adım bile geri adım atmadı. Maden ağzından direnişini sürdürürken santralin nasıl “altın yumurtlayan tavuk” olduğunu bir bir açıkladı.
Ama bir de emekçinin yanındaymış gibi görünen ama en çok ona zarar veren, grev kırıcı gibi davrananlar da var.
6 Mart tarihli Sözcü gazetesinin manşetindeki bir cümle, işte buna hizmet ediyor.
Sözcü, “Çayırhan’da Katar çıktı” manşetinin üst başlığında şöyle diyor: “İptal umudu bir günde söndü.”
Çayırhan’da beş firmanın teklif vermesi, nesneldir. Bu verilebilir.
Aydınlık ve Cumhuriyet de böyle yaptı. Ama bir gecede umut bitti demek, orada mücadele eden emekçiye saygısızlık en başta. Onların iradesini kırmaya yönelik bir başlık. Karamsarlık ve umut saçan bir başlık. Canını ortaya koyan emekçiye “evinize dönün” demek gibi bir başlık.
Özelleştirmenin sopasından daha can acıtıcı bir şey varsa, işte bu kelimelerdir.
Bu tavırla emekçinin değil, özelleştirmenin Sözcü’sü olursunuz.
Aydınlık olarak ilan ediyoruz.
Çayırhan emekçisinin dediği gibi, “Enerji vatandır, vatan satılmaz.”
Hiçbir şey bitmedi. Yeni başlıyor.
Türkiye’nin geleceğinde Üretim Devrimi var, kamuculuk var, paylaşmacılık var, insancıl değerlerin iklimi var.
Çayırhan işçisi teslim olmayan insanlığın bugünkü temsilcisi. Kardeşliği, komşuluğu, yerdeşliği, fedakârlığı, paylaşmayı, sadakati, elbirliğini, dayanışmayı, millet sevgisini, vatan sevgisini ayağa kaldırıyor.
Çayırhan kazanacak, kamuculuk kazanacak.
Karamsarlık, umutsuzluk yayanların balonu patlayacak.
Bu süreçlerde zaten balonlar patlar, direnenlerin çelik gibi iradeleri değil.
PKK silah bırakıyor sorun Suriye’de
ABDULKADİR SELVİ-HÜRRİYET
Öcalan’ın silahların bırakılması ve PKK’nın kongre toplayarak kendini feshetmesi çağrısına Kandil’den olumlu karşılık gelmişti. Kandil’den yapılan açıklamada, “Önder Apo’nun çağrısına uyacağız. Önder Apo’nun istediği şekilde parti kongresini toplamak için hazırız” denilmişti. PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi yönündeki sinyaller giderek güçleniyor.
PKK’nın lider kadrosunda yer alan Murat Karasu önceki gün “Önderliğin ortaya koyduğu dönüşümü, PKK’nın feshini, silahlı mücadelenin sonlandırılmasını gerçekleştireceğiz. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın” diye açıklama yaptı.
KONGRE NİSAN AYINDA
PKK’nın nisan ayında kongresini toplayarak silah bırakma ve kendini feshetme kararını alması bekleniyor.
İki sorun alanı ortaya çıkıyor.
ÖCALAN BAŞKANLIK ETMEYECEK
1. Kandil’in açıklamasında Öcalan’ın kongreye başkanlık etmesi gibi maksimalist taleplerin ise gerçekleşmesi söz konusu değil. Böyle bir ihtimal tartışma konusu dahi yapılmıyor. Ama Öcalan’ın istediği kararın alınması için kongreye çeşitli yollardan iradesini yansıtması bekleniyor.
SURİYE’DEKİ PKK SİLAH BIRAKACAK MI?
2. Öcalan’ın çağrısının Suriye’deki PKK-YPG yapılanmasını kapsayıp kapsamadığı konusu... Öcalan’ın “Tüm gruplar silah bırakmalı” demesine rağmen, Mazlum Abdi ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları silah bırakma çağrısının SDG-PKK-YPG’ye yapılmadığını savunuyorlar. İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder ise aynı görüşte değil. Önder, “Silahlar devre dışıdır. Bütün herkes için geçerlidir” diyor. Sırrı Süreyya Önder, “Belki Pervin Hanım’la beraber Rojova’a gideceğiz. Sorunlar olabilir. Oradaki makas PKK ile KCK ile örtüşmemiş olabilir. Sorundan bahsediyoruz, çözeceğiz, çözmek zorundayız” dedi.
İMRALI’YA GİDECEKLER
DEM heyeti sadece Kuzey Suriye’ye gidip Mazlum Abdi ile görüşmeyecek. Önümüzdeki hafta siyasi partileri ziyaret edecekler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da görüşeceklerini ifade ettiler. Ama henüz bir randevu oluşturulmamış. Tüm bunlardan sonra tekrar İmralı’ya gidecekler. Hem yapılan çağrıdan sonraki havayı aktaracaklar hem ziyaretlerinin sonuçları hakkında bilgi verecekler. Öcalan’dan Mazlum Abdi’ye yönelik bir müdahale gelebilir.
SDG DEMEK PKK DEMEK
Mazlum Abdi de Tülay Hatimoğulları da çok iyi biliyor; SDG demek PKK- YPG demek.
Mazlum Abdi’yi SDG-PKK-YPG’nin başına kim getirdi? Kandil.
SDG isminin PKK’yı kamufle etmek için ABD’nin temsilcisi McGurk tarafından uydurulduğunu CENTCOM komutanı Amerikan Senatosu’nda itiraf etti.
Zelenski’den kahraman çıkmaz
AHMET HAKAN-HÜRRİYET
- Çünkü Rusya ile Batı arasında bir tercih yaptı.
- Çünkü savaşa milletine dayanarak girmedi, Amerika’ya dayanarak girdi.
- Çünkü Putin’le mücadeleyi ülkesine güvenerek başlatmadı.
- Çünkü Trump’a “ben kendi savaşımı veririm, sana muhtaç değilim” diyecek durumda değil.
- Çünkü Trump’a posta koyacak ulusal bir gururu yok.
- Çünkü Trump kovunca milletine koşmak yerine Avrupa’ya koştu.
- Çünkü sonuçta “ağamsın sen paşamsın sen Trump” demek zorunda kaldı.
VEDA
MELİH AŞIK-MİLLİYET
Birkaç ay arayla kaybettiğimiz… Ferdi Tayfur ve Edip Akbayram’ın ardından görkemli uğurlama törenleri yapıldı... Yoğun sevgi yazıları yazıldı... Her iki sanatçı sele dönüşen gözyaşları arasında uğurlandı.
Her iki sanatçı hayatlarının son yıllarında böyle sıcak ilgi görmüşler miydi?
Biz mi fark etmedik...
Yoksa tüm sevgi ve alkışlar ölümlerinden sonraya mı bırakılmıştı?
Bu arada cenazedeki kimi gayri ciddi kişilerin oradaki ünlülerle hatıra resmi çekmek için birbiriyle yarışmaları neydi öyle? Yakışık aldı mı?
