06 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ... Su aygırı konuşmuş madem biz analizleri bırakalım…

ABD seçimleri öncesi basınımızda yapılan analizler ve tahminler tabiri caizse trajikomikti... Aydınlık ve Ulusal Kanal'da ise falcılık yok.

MEDYANIN HALLERİ... Su aygırı konuşmuş madem biz analizleri bırakalım…
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

ABD seçimleri yapıldı, Trump kazandı. Zaten bu sonuç bekleniyordu.
Vatan Partisi, on yıllardır Atlantik sisteminin çöküşünü, Avrasya’nın yükselişini anlatıyor.
Teori Dergisi, ekim ayında “ABD Ekonomisinde Alarm” dosyasını işledi. ABD ekonomisinin geleceğine dair önemli analizler bulunuyor. Okurlarımızın bu sayıyı edinerek dikkatlice okumasını öneriyoruz.
Türk basını ise işin falcılığında… Hürriyet seçim öncesi konuya birinci sayfasından genişçe yer ayırmış. Ama haberde ne var? “Simpsonlar Harris dedi”, “Su aygırı Trump dedi”…
Basınımızın seçim sonuçları ne olacak, bölgemize etkisi ne olacak, kısa ve uzun vadede dünyada ne gibi etkiler yaratacak soruları için bir yanıtı yok.
İşte Vatan Partisi, Aydınlık, Teori Dergisi, Bilim ve Ütopya bunun için var.
Onlar Simpsonlara, su aygırlarına baksın, biz gerçekleri ve yarını yazmak için varız.

MEDYANIN HALLERİ... Su aygırı konuşmuş madem biz analizleri bırakalım… - Resim : 1

Enflasyon ne anlatıyor?

DİLEK GÜNGÖR-SABAH

Önceki gün ekim enflasyonu geldi. Aylık bazda artış yüzde 2.88. Yıllık enflasyon ise yüzde 48.58. Temel mallarda yıllık fiyat artışı yüzde 28.5, ataletin yüksek olduğu hizmetlerde ise yüzde 69.8. Çekirdek enflasyonda düşüş var. Ancak belli ki, hizmet enflasyonundaki atalet öyle kolay kırılmayacak.
Dolayısıyla son iki ayda aylık enflasyon yüzde 1.5 seviyesinde bile gelse yılı yüzde 44 seviyesinde tamamlayacağımız kesinleşti.
Dün sosyal medyada gezinirken baktım, bugüne kadar faiz artışıyla sorunun çözüleceğini sanan ortadoks iktisatçıların, akademisyenlerin, gazetecilerin hepsi yavaş yavaş ana akımdan uzaklaşmaya başlamış... Politikaların sonuçlarından şikayet ediyorlar... Yakında 'Hepimiz heterodoksuz' derlerse şaşırmayacağım...
Kimi tüketim malı ithalatının artışından dem vuruyor, kimi Japonların kredi çekip Türkiye'de faize yatırdığını söylüyor, kimi işsizlik rakamlarının artacağını belirtiyor. İş dünyasından da homurdanmalar başladı. 'Batıyoruz' diyen de var, faizin düşmesi gerektiğine dair konuşmaya başlayan da, enflasyonu düşürmek için başka yollar gerektiğini söyleyen de...
Hayır niye kızıyorlar ki...
Böyle olacağı bilinmiyor muydu?
Bir kere homurdanan iş dünyası enflasyonun düşeceğine inanmış mıydı? İnanarak mı fiyatlama davranışlarını belirlemişlerdi? Sonra acı reçeteye katlanılacağı belirtilmemiş miydi? (…)
Faiz para politikasının en önemli araçlarından biri olabilir ama ekonomideki parametrelerin hepsini göz önüne almadan sadece bir enstrümana bel bağlamanın çare olmayacağını da kabul etmek gerekir.

Türkiye’nin İsrailleşme riski…

ÖZAY ŞENDİR-MİLLİYET

İsrail kurulduğunda sayıları 40 bin civarında olan Ultra Ortodoks Yahudilerin nüfusu bugün 1 milyonu geçti.
Bugün İsrail’de iktidar olmak isteyen her parti, yüzde 12 oy potansiyeli olan Ultra Ortodoks Yahudi partileriyle koalisyon kurmak zorunda.
Türkiye’nin İsrailleşme riski…
Kurulan koalisyonlar ve o partilerin dayattığı gündem ve yasalar İsrail’i öyle bir hale getirdi ki, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, ülkesinin 75. kuruluş yıldönümü mesajında “İsrail’in ilk kez parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını” söylemek zorunda kaldı.
Türkiye için İsrailleşme riski işte bu noktada başlıyor.
Kimi adayların 2028 Cumhurbaşkanlığı seçiminde DEM’den blok oy alma arzusu, siyaseti her gün biraz daha çok şekillendirmeye başladı.
DEM yasal bir siyasi parti ve TBMM’de temsili var, normal şartlarda DEM ile yol yürümeye karar verene neden böyle yapıyorsun deme hakkımız yok.
Ancak kâğıt üzerinde olanla gerçek hayatta yaşananlar çok farklı.
Biliyoruz ki, Kandil, DEM’in ancak kendi belirlediği sınırlarda sivil siyaset yapmasına izin veriyor ve partinin seçimlere giren adaylarını tek başına belirliyor.
İmralı Notları adlı kitapta, Öcalan’ın, İdris Balüken, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’e tüm adayları Kandil’in belirlemesine izin verdikleri için “Siz nasıl siyasetçisiniz, hiç mi iradeniz yok?” diye kızdığı anlatılıyor.
Yani DEM’den gelecek blok oylar için bir siyasi çizgi belirlemek, Kandil’in dayattığı gündeme teslim olmak anlamına gelebilir.
Türkiye’nin İsrailleşme riskine karşı herkesin çok dikkat etmesi gerekiyor...

ABD Seçim Aydınlık