22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Medyanın Halleri | Vatan Partisi’nin haklılığı: Dostlarımızın NATO’dan çıkma beklentisi

Vatan Partisi yıllardır NATO’nun Türkiye’ye verdiği zararları anlatıyor. Aydınlık iki gündür uyarıyor. Amerikada Amerikanca, Rusya’ya da Rusça konuşmak ve S-400’lerden vazgeçmek Türkiye’yi riske atmaktır. Denge siyaseti, Türkiye’nin boynuna ip geçirmektir.

Medyanın Halleri | Vatan Partisi’nin haklılığı: Dostlarımızın NATO’dan çıkma beklentisi
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

Vatan Partisi’nin haklılığı:
Dostlarımızın NATO’dan çıkma beklentisi

Hürriyet gazetesinden Fatih Çekirge, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Rusya ziyaretine katılmış. Çekirge, oradaki izlenimlerini yazdı. Yazının önemli bir bölümü şöyle:
“Moskova’daki önemli duraklardan birisi de Rusya Diplomasi Enstitüsü.
Bu enstitü, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov dahil birçok önemli ismi çıkartmış.
Öğrenciler peş peşe sorular soruyor.
Türkiye’nin BRICS üyelik başvurusundan küresel düzendeki yerine kadar sorular.
Bir profesörün şu sorusu elbette dikkat çekiyor:
‘BRICS üyeliğine başvurdunuz. NATO’dan ne zaman çıkacaksınız?’
Anlaşılan Rusya’daki belirli merkezlerde böyle bir beklenti de var.
Ancak Numan Bey o kadar güzel bir cevap veriyor ki...
‘Türkiye üyesi olduğu NATO’ya çok büyük katkılar yapmıştır. Ancak yeterince destek alamamıştır. Ayrıca BRICS ekonomik bir yapıdır. NATO’nun karşılığı değildir.’
Hiç beklenmedik anda gelen bu soruya Numan Kurtulmuş yılların tecrübesiyle çok pratik bir cevap veriyor.”
***
Hükûmetin denge politikasını savunan gazetecilerin, yazarların en çok dillendirdiği savlardan biri, “Rusya bizim NATO üyeliğimizi anlıyor.” ifadesi.
Gelin görün ki, bu iddia pratikte yalanlanıyor.
Fatih Bey her ne kadar Kurtulmuş’un denge siyasetini savunan cümlelerini övse de bir gerçeği belirtiyor: Rusya’da en çok sorulan soru “NATO’dan ne zaman çıkacaksınız.”
Vatan Partisi yıllardır NATO’nun Türkiye’ye verdiği zararları anlatıyor. 12 Mart, 12 Eylül, 15 Temmuz… NATO tarihi darbeler, suikastlar ve fail-i meçhuller tarihi bizim için.
Güncel tehditlere bakalım. Türkiye iç ve dış cephede ABD tehditleriyle karşı karşıya.
Yunanistan’a ve Güney Kıbrıs’a yerleştirilen NATO üslerinden namlular ülkemize bakıyor.
Güney sınırlarımızda NATO eliyle bir İkinci İsrail kurulmaya çalışılıyor.
ABD ve NATO, iç cephede “yaratıcı yıkıcılık” adı altında planlar yürütüyor.
İşte bu tehditlere verilecek en etkin yanıt NATO’dan ayrılmaktır.
NATO’dan kurtulan Türkiye, iç cephesini birleştirir ve sağlamlaştırır, Ekonomide Kurtuluş Savaşını zafere ulaştırır.
Diğer önemli nokta şu:
NATO’dan ayrılmak, aynı zamanda Asya’ya yönelişi güçlendirir ve dış cepheyi pekiştirir.
Türkiye’nin ittifak birikimini pekiştirir.
İşte Rusya’daki o sorunun anlamı bu: “Türkiye ne zaman Atlantik’ten kopacak ve müttefikimiz olacak?”
Bugün artık açıktan Amerikancılık, Atlantikçilik yapılamıyor.
Yeni buluş şu: “Biz NATO müttefikiyiz. NATO’ya katkı sunuyoruz. NATO ve BRICS, NATO ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) birbirinin karşıtı değil.”
Elbette BRICS ve ŞİÖ bir NATO değil. Çünkü NATO, ABD’nin üye ülkeleri kontrol aracı.
Bunlar NATO’nun karşıtı değiller. Ama Türkiye’ye NATO’dan çok daha büyük katkı sunacak birlikler.
Türkiye’nin NATO ısrarı, ülkemizi yalnızlaştıran bir tutum.
Dostlarımızın gözü NATO’dan çıkmamızda. Yükselen Asya Çağında, yeni ittifakların kilidi bu.
Fakat NATO’da kalma ve Atlantik’e uyumlu siyasetler gösterme çabası, hem dostlarımızla buluşmamızı engelliyor hem de Atlantik’in sopaları karşısında Türkiye’yi yalnız bırakıyor.
Vatan Partisi’nin yıllardır bu konudaki uyarılarının ne kadar isabetli olduğu, bu örnekte ayan beyan ortaya çıkıyor.
Aydınlık iki gündür uyarıyor. Amerikada Amerikanca, Rusya’ya da Rusça konuşmak ve S-400’lerden vazgeçmek Türkiye’yi riske atmaktır.
Denge siyaseti, Türkiye’nin boynuna ip geçirmektir.
NATO ipinden çok çektik. 15 Temmuz’da bu ipi kestik attık. Yeniden boynumuza geçirmenin anlamı yok. Bu süreç NATO’dan çıkışla taçlanacaktır.
Türkiye, NATO zincirini kırıyor ve özgürleşiyor.
NATO’dan çıkalım, Gladyo’dan kurtulalım, güvenliğimizi sağlama alalım.
NATO’dan çıkalım, Ekonomik Kurtuluş Savaşımızı zafere ulaştıralım.
NATO’dan çıkalım, Asya uygarlığının öncü konumlarına yerleşelim.

Medyanın Halleri | Vatan Partisi’nin haklılığı: Dostlarımızın NATO’dan çıkma beklentisi - Resim : 1

Medyanın Halleri | Vatan Partisi’nin haklılığı: Dostlarımızın NATO’dan çıkma beklentisi - Resim : 2

***

Bu silaha yenildin mi kazanamazsın

SALİH TUNA-SABAH

Politik dil baştan sona tuzaktır. Hakikatleri politik dil vasıtasıyla örtbas edebilir veya olduğundan farklı gösterebilirsin.
Politik dille insan davranışlarını şekillendirebilir, mahut dille yerleştirdiğin algı üzerinden kitleleri istediğin gibi kontrol edebilir, yönlendirebilirsin.
Dahası, birinci sınıf bölücülük yapabilir, iç savaşın taşlarını döşeyebilirsin.
Mesela, PKK'nın Suriye'deki uzantılarını "Kürtler" olarak tanımladın mı, (aklınca) Türkiye'yi Kürtlerle savaşır duruma düşürmüş olursun.
Oysa milyonlarca Kürt vatandaşı olan Türkiye'nin Kürtlerle savaşması için aklını yele vermesi gerektir. Kaldı ki Kürtlerden bağımsız bir Türkiye de yoktur.
O hâlde öncelikle bu politik dille hesaplaşmak şarttır.
Bir dönem "liberalimsi aydınlar" Irak'ı tasnif ederken üç parçadan söz edip Sünniler, Şiiler ve Kürtler diye sayarlardı. Sanki Kürtlerin mezhebi yokmuş gibi.
Politik dil, günümüzde ulus devletlerin bile aciz kaldığı küresel dijitallerin kontrolünde çok daha korkunç bir manipülatif araca dönüşmüştür.

***

Koramiral, Yunan botlarının önlemleri nasıl deldiğini anlattı

SAYGI ÖZTÜRK-SÖZCÜ

11. Sahil Güvenlik Komutanı emekli Koramiral Can Erenoğlu’na, “Sizin zamanınızda da Yunan botları sahillerimize kadar geldi mi?” diye sordum. Hem yaşanan rezaleti, hem Yunanları cesaretlendiren gelişmeleri Erenoğlu, SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:
“Komutanlık yaptığımız dönemlerde bu bölgede konuşlandırdığımız Sahil Güvenlik unsurlarına emsallerine nazaran daha üstün, özverili, inisiyatif sahibi ve mücadeleci ruha sahip personel atardık. Onlar da hukuki konular dahil önceden yetkileri ve sorumlulukları konusunda bilinçlendirildiklerinden emir beklemeden zamanında müdahale ederlerdi. Bir örnek vermek istiyorum: Daha Kardak krizi ortada yokken, 1982 yılında bile Kardak Adacıkları sahiline yakın bir yerde balık avlayan ve içinde Yunan balıkçının yanı sıra bir Amerikan vatandaşının da bulunduğu balıkçı teknesini, bölgedeki Sahil Güvenlik Botununun komutanı müsadere edip Bodrum’a getirmiş, o insanları savcılığa teslim etmiş ve cezalandırılmalarını sağlamıştı.
Şimdi ise yasa değişikliği ile amiraller haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli aşkanların atanmaları İçişleri Bakanınca, diğer subayların, astsubayların, devlet memurlarının, uzman erbaşların, sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları ile dağıtımları, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı, kuruluş kanunu gereğince idari olarak geçmişte de İçişleri Bakanlığına bağlıydı. Ancak Sahil Güvenlik Genel Komutanı sicilen Genelkurmay Başkanına, diğer personel ise sıralı askeri sicil amirlerine bağlıydı. Sahil Güvenlik Komutanlığının görev alanları, üsleri, kadrolarıyla yerleşme yerleri, Deniz Kuvvetlerinin oluru alınarak Genelkurmay Başkanlığınca düzenlenirdi. Darbe girişiminden sonra, 2016 yılından itibaren bu yetkiler İçişleri Bakanlığına verildi.

Yine 2016’dan sonra Sahil Güvenlik Bölge Komutanları hakkında mülki görevleri açısından konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından her yıl sonunda, görevleri ile ilgili olarak değerlendirme raporu düzenlenmeye başlandı. Değerlendirme raporları personelin terfi, ödüllendirme, atama ve yer değiştirmesinde dikkate alınmaya başladı.
Daha önce Seferberlik ve savaş hallerinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrine girecek birliklerin kuruluş ve kadrolarıyla konuş yerlerinin düzenlenmesinde Genelkurmay Başkanlığı yetkiliyken şimdi görüşü alınan kurum haline getirildi. Kanaatimce, Sahil Güvenlik Komutanlığının idari açıdan İçişleri Bakanlığına bağlanması, Bakanlık personelinin liyakat sahibi, deneyimli ve siyasetten arınmış olmaları halinde önemli bir sakınca teşkil etmez. Yine de harekat faaliyetleri açısından Genelkurmay Başkanlığı ve Deniz Kuvvetleri ile direkt bağlantılı olmaları gerekir.”

OKURLARIMIZDAN MEKTUPLAR:

VİVA FALESTİN VİVA

Viva Falestin Viva
Diğer ülkelerde akranların koşarken refah peşinde,
yokken kaygısı
obezite ve estetikden başka;
Saygısı kalmamışken hiç bir değere,
işgal altındayken ciğerin, bedenin,
arslan yüreği mi yedin;
Kaplanlarla av partisinde misin,
Gazzeli anne?

Doğurduğun her kız Leyla Halit,
her erkek İsmail Heniyye!
At mı sürdün, Tomris Kağan'la,
Kara Fatma'dan Şerife Bacı'dan el mi aldın?
Naime Hatun 'la silah kuşanıp
sınırlarda eşkıya mı kovaladın?
Filistin'in her karış toprağı,
kemikten dağ olmuştur,
kanları sevgi köprüsü kurar,
el ele veren her yürekte.
kardeşlik nehirleri üstünde.

Helal sana şehitler annesi,
Helal sütleri, hakları, ter ve kanları sana.
Soykırımı zaferle ezen çocukların,
İntifadaki kuşların, çaresiz kalışların anası.
Helal sana fedakârlığın anıtı.
Evrenin tüm canları ayağa kalktı
Selam duruyor sana.
Viva viva Falestin
viva Falestin viva!

CİHAT ŞERBETÇİOĞLU

TAKMIŞ PEŞİNE SİYON

Kalleşçe bir savaş bu
Bir bebeğe bin bomba
Demokrasi lafçıları
Pek suskundur bu ara

Takmış peşine Siyon
Özgürlük heykelini
Her yerde var bir piyon
Bağlar âlem dilini

Birleşmezsen sürer bu
Bitmek bilmez katliam
Sınıra geldiğinde
Ağla sonra vay anam

Gözün üstünde kaşı
Arama sen kardeşte
Birleş zalime karşı
Kurtuluş hep birlikte

MEHMET ALPERDEM

Vatan Partisi NATO Rusya Numan Kurtulmuş