05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ... Yanıt Aydınlık’ın manşetinde: Devlet zaafına son!

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan kayyım görevlendirilmeleriyle ilgili iki soru ortaya attı. 'Devlet bu üç ismin aday olmasına neden izin verdi?', 'Bu üç isim partileri tarafından neden aday gösterildi?' O soruların yanıtını bugün manşetimizde vermiştik. Bugün medyada öne çıkanlara bakalım...

MEDYANIN HALLERİ... Yanıt Aydınlık’ın manşetinde: Devlet zaafına son!
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, “Kayyum atamalarında yanıt bekleyen sorular” başlıklı bir yazı yazdı. Şöyle diyor:
“Bu üç ismin aldıkları cezalar, seçimden önce alınmış cezalar mı, seçimden sonra alınmış cezalar mı? Bu üç isimle ilgili yürütülen soruşturmaların başlangıcı, seçim öncesi mi başlamış, seçim sonrası mı?
Eğer bu sorulara “seçim öncesi” diye yanıt veriliyorsa...
- BİR: Devlet bu üç ismin aday olmasına neden izin verdi?
- İKİ: Bu üç isim partileri tarafından neden aday gösterildi?
Kayyum tartışmasının sağlıklı biçimde yürütülebilmesi için bu soruların yanıtlanması şart.”
Sayın Hakan’ın soruları doğru. Ama hatırlatmak isteriz.
Vatan Partisi birçok kez DEM Parti’nin kapatılması için başvuru yaptı. Son olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. HDP kapatma davası da uzatıldı da uzatıldı.
Soru şöyle olması gerekmiyor mu?
“Anayasamızın 68/4. Maddesine ve Siyasal Partiler Kanunu’nun 101/a-b Maddesine göre, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bütünlüğüne aykırı tüzüğü, programı veya faaliyeti olan siyasal partiler temelli kapatılır. Peki HDP ve DEM neden kapatılmıyor?”
DEM Parti’nin seçimlere giremeyeceğini, belediye teslim edilemeyeceğini bir tek Vatan Partisi savunuyordu. Diğer partiler “yasal parti”, “demokrasi”, “insan hakları” goygoyuyla DEM Parti’nin önünü açıyordu. Kimse itiraz etmiyordu. Şimdi yine “yasal parti”, “demokrasi”, “insan hakları” diye DEM’e sahip çıkıyor.
Sayın Hakan’ın sorularının yanıtı Aydınlık’ın dünkü manşetinde, Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı’nın açıklamalarında:
“PKK’nın yasal Partisi DEM, yerel seçimlerden sonra devlet zaafiyeti sonucu Belediye makamlarına oturtulmuştu. Bu aynı zamanda İkinci İsrail projesinin de zeminini oluşturan bir manzaraydı. Bu şahısların aday olması da başından bir zaafiyetin ürünüdür. Vatan Partisi’nin ilk günden itibaren kamuoyuna anlattığı devlet zaafıı şimdi giderilmeye çalışılıyor.
DEM Parti kapatılmalıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurumuzu yaptık. Deliller fazlasıyla yeterlidir. DEM Kapatılmadığı sürece Türkiye Mecliste ve Belediyelerde terör gerçeğiyle yüzleşmeye devam edecektir.
Terörle mücadelede kesin çözüm için DEM Parti derhal kapatılmalı, acilen Suriye ile askeri işbirliği yapılarak Suriye’nin kuzeyindeki terör temizlenmelidir. Kısa vadede DEM Parti üzerinden PKK’ya aktarılacak Milyarlarca Lira devlet yardımına el konulmalıdır. AYM çoğunluğunun DEM Parti’ye kol kanat germesine tahammül edilemez.”
Devlet zaafı ancak DEM Parti’nin kapatılmasıyla giderilir, nokta.

Erdoğan’ın müjdesi ne olacak

Abdulkadir Selvi-HÜRRİYET

Haftaya ise güne DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti Belediyesine kayyum ataması ile başladık. Bu bir başlangıç gibi gözüküyor. PKK ile ilişkisi tespit edilen belediye başkanlarının görevden alınacağı, yerlerine kayyum atanacağı söyleniyor. Ama PKK ile ilişkisi olmayan DEM Partili belediye başkanlarının görevlerine devam edeceği ifade ediliyor. Yani bir süre her sabah yeni bir kayyum haberiyle uyanabiliriz. (…)
Erdoğan, “İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize, hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak” demişti.
Bu müjde, Suriye’de PKK’ya yönelik kapsamlı bir operasyon olabilir mi? Irak sınırımızda devam eden Pençe-Kilit operasyonunda kilit tamamlanıp, PKK bölgeden tamamen atılmış olur mu?
Neden olmasın?
Öcalan’ın çağrısına karşı direnen Kandil’e esaslı bir ders verilmiş olur.

Manyak ittifak

SALİH TUNA-SABAH

Benim bildiğim şudur: İsrail'in bölgede iki düşmanı var; biri, Gazzeli mazlumları olanca tehditlere rağmen savunan ve Hamas'ı ilk günden mücahit tesmiye ederek tüm dünyada dalgakıran olan Başkan Erdoğan, diğeri de İran ve direniş eksenidir.
İşin garibi şu: "İran ve İsrail danışıklı dövüş yapıyor, tiyatro oynuyor" veya "İran İsrail'den beterdir" veya "İran Sünni omurgayı yıkıyor, Şiiliği yaymaya çalışıyor" diyenlerin bir kısmı ile bunları "İsrail-ABD yandaşı" diye itham eden "İranî" çevrelerin bir kısmı Erdoğan karşıtlığında birleşiyor.
Bu ne manyak ittifaktır?

Pax Americana’nın ölüm kalım seçimi

BERCAN TUTAR-SABAH

Küresel açıdan ise Demokratların gitmesi Türkiye'nin elini güçlendirecektir. Ne var ki Harris ya da Trump kim seçilirse seçilsin soykırımcı İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'daki katliamları sürecektir. Hatta Siyonist-Evanjelik lobinin İran'dan sonra Türkiye'yi hedefe koyan bölgesel savaş projesinin yeni aşamasına daha hızlı bir şekilde geçilebilir.
Trump'ın zaferi Avrupa ve Çin ile ilişkilerde daha zorlu ve çekişmeli bir dönemin kapısını yeniden aralayacaktır. Ukrayna için ise zor günlerin başlaması anlamına gelecektir. Çünkü Trump gücünü ve önceliğini Rusya ile bozulan ilişkileri tamir edip Moskova'yı Pekin'e karşı yanına çekmeye harcayacağını zaten açık açık söylüyor.
Ancak sandıklardan Trump'ın çıkması en çok da ABD'nin Hint-Pasifik planlarını altüst edecektir. Trump liderliğindeki ABD'nin Türkiye, Rusya, Hindistan, Brezilya ve bazı Avrupa ülkelerini yanına çekmesinden çekinen Çin yönetimi beklenmedik bir askeri hamle yaparak Tayvan'ı ilhak için harekete geçebilir.
Böyle bir sürprize ABD askeri yanıt veremeyecektir. Tıpkı Kırım'ın 2014'teki ilhakında Rusya'ya yönelik verdiği tepkiyi tekrarlayacaktır. Yani Tayvan'ın ilhakı karşısında ABD'nin Pekin'e siyasi, ekonomik ve diplomatik tepkiden başka bir karşılık verme imkânı yok.
Hâsılı kelam, Kırım'ın ilhakıyla başlayan hamle eğer Çin'in Tayvan'ı ilhakı ile sonuçlanırsa o zaman bu 5 Kasım 2024 seçimleri tarihe bir bakıma Amerikan imparatorluğunun ölüm ilanı olarak geçecektir.

Siyasi terörizm’le nasıl mücadele edilir?

İBRAHİM KARAGÜL-YENİ ŞAFAK

Artık AB ülkelerinin Türkiye üzerinde siyasi gücü olamayacaktır. Artık ABD’nin silahlı terör üzerinden Türkiye’yi vurduğu bir gerçektir. Böyle bir dönemde silahlı terörü nasıl tanımladıysak ve bu tanıma göre hareket ediyorsak, “siyasi terör”ü de aynı şekilde tanımlamak zorundayız.
Sadece “kayyum atamak” bir mücadele yöntemi olarak yetmeyecektir. Daha esaslı tanımlarla, işler bu aşamaya gelmeden müdahale etmenin yolları belirlenmelidir. Çünkü; “içeriden müdahale” sanıldığından çok daha fazla, Türkiye’nin hareket alanını daraltıyor. (…)
Beş yüz yıl boyunca dünyayı mahveden Batılı sömürü ve yağma dönemi bitti. Artık hiçbir ülke kaynaklarını Batılı ülkelerle paylaşmak istemiyor.
Batılı sistemin küresel hükümranlığı tükendi. Tek yanlı bir dünya düzeni artık bir daha hiç olmayacak. Onların ezip mahvettiği milletler, medeniyetler geri döndü. Küresel iktidar alanı paramparça oldu.
Öyleyse gerçeğe uyanmalıyız. Gerçek şu;
Türkiye’yi büyütmek isteyenlerle küçültmek isteyenler arasında müthiş bir savaş yaşanıyor. ABD, Avrupa, terör örgütleri, içeriden ve coğrafyadan, inanılmaz bir akıl ve örgütlenme ile bunu gerçekleştirmeye çalışıyor. (…)
15 Temmuz ilk işaretti. Ne yapmak istediklerine dair ilk girişimdi. 15 Temmuz’dan alınacak ders sadece FETÖ değlidir. Bugün İsrail üzerinden başlattıkları, bütün coğrafyaya yaymak istedikleri, son hedef olarak Türkiye için planladıkları her şey, aslında o girişimle açığa çıktı.
Öyleyse, olağanüstü güç yatırımı tek yol. Savunmada ve her alanda. Bize lazım olan siyasi akıl ve siyasi genetik fazlasıyla var ve bugüne taşınmış durumda.
Geriye cesur adımlar kalıyor. Bu başarılacak!

Terörle kesintisiz mücadele

ÖZAY ŞENDİR-MİLLİYET

Terörün, 40 yıldır Türkiye’nin önünde bir engel olduğunu belirten Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu, “Terör ve teröristle mücadele devam edecek. Türkiye’yi bu beladan kurtaracağız” dedi. (…)
Yoğun sınır güvenliği tedbirlerinin alındığını belirten Selçuk Paşa, “Size detaylı rakamları iletelim” dedi. Askerlerin son derece analitik bir çalışma sistemi var, o rakamlar daha Zilok Üssü’nden ayrılmadan elime ulaştı:
- 1.168 km modüler beton duvar (Suriye 837 km, İran 331 km)
- 95 km yüksek güvenlikli tel çit (Suriye 74 km, Irak 21 km)
- 817 km hendek (Suriye 380 km, Irak 18 km, İran 419 km)
- 341 elektroptik kule
- 183 asansörlü kule
- Hat boyu gözetleme kameraları
- Devriye yolu
- İnsanlı/insansız gözetleme kuleleri
- Uzaktan komutalı SARP silah sistemi
- Mikro/mini İHA ve radar sistemleri mevcuttur.

Cumhuriyet yazarından Özel’e: İlkesizlik böyle bir şey

MEDYANIN HALLERİ... Yanıt Aydınlık’ın manşetinde: Devlet zaafına son! - Resim : 2

Cumhuriyet yazarı Mine G. Kırıkkanat, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e "Türkiye'de her Kürt kendini eşit görene kadar mücadele edeceğiz." sözlerine sosyal medyadan tepki gösterdi. Kırıkkanat, “Zaten eşitiz. Sizin muhatap aldığınız etnikçi Kürtler üstünlük istiyor, Sayın @eczozgurozel❗
Bizim savunduğumuz Cumhuriyet, etnik üstünlük vermez. Çok yanlış bir mecraya sürükleniyor, kör gözüm parmağına bir tuzağa düşüyorsunuz. İlkesizlik, işte böyle bir şeydir. Söylemiş olayım, kendi düşen ağlamaz.” dedi.

Ahmet Hakan DEM Parti Kayyım