08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ...Ayağına gidip elini sıktınız; DEM niye risk alsın ki?

DEM bayram ediyor. En zor zamanlarında yardımlarına koştunuz. Psikolojik üstünlüğü verdiniz. Bitme “risk”ini hisseden bir örgütü yaşama döndürdünüz. Şimdi utanmadan, sıkılmadan “DEM neden risk almıyor?” diye soruyorsunuz.

MEDYANIN HALLERİ...Ayağına gidip elini sıktınız; DEM niye risk alsın ki? 7 Ocak Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var?
A+ A-

Yeni açılım sürecinde, Türk milletini buna ikna etmekle görevli Hükûmet’e yakın basın, sürekli DEM’in “elini taşın altına koyması gerektiğini” yazıp çiziyor. Fakat neden böyle yapmıyorlar diye yakınma halindeler.

Örneğin Akşam gazetesinden Kurtuluş Tayiz, “Peki DEM ne yapıyor? Şu ana kadar silahların bırakılması için net bir tavır aldıklarını duydunuz mu? İmralı’nın posta güvercini olmaktan öteye bir rol üstlenmiş değiller henüz. ‘Ben bilmem ağam bilir’ rahatlığı bu!” diyor.

Eh, DEM Parti rahat olmasın da kim olsun?

Yeni açılım süreci başlamadan önce manzara nasıldı hatırlayalım?

- Mehmetçiğimiz, polisimiz ve güvenlik güçlerimiz canını kanını vererek terör örgütünü yurt içinde nefes alamaz duruma getirdi.

- Kahraman askerlerimiz, Irak’ta kilidi kapattı.

- Suriye’de yeni operasyon hazırlığı vardı.

- Kayyımlar atanarak, PKK’ya teslim edilen belediyeler geri alınıyordu.

- Bu koşullarda terör örgütünün nefes borusu olan HDP neredeyse kapatılmak üzereydi.

İşte tüm bu köşeye sıkışmışlık koşullarında Devlet Bahçeli onlara sadece el uzatmadı. Oksijen tüpü taktı.

PKK/DEM Parti rahatladı.

Öcalan yeniden aktör oldu.

PKK’nın yasal partisi kapatılmaktan kurtuldu.

Kayyım siyaseti unutuldu.

Suriye’de teröristanı dağıtmak HTŞ’ye havale edildi. ABD ve İsrail zaman kazandı.

Silahla bastırılan, hukuken üzerine gidilen ve teslim olmak üzere olan bir kuvvete hayat öpücüğü verildi.

DEM bayram ediyor. En zor zamanlarında yardımlarına koştunuz. Psikolojik üstünlüğü verdiniz.

Bitme “risk”ini hisseden bir örgütü yaşama döndürdünüz.

Şimdi utanmadan, sıkılmadan “DEM neden risk almıyor?” diye soruyorsunuz.

Sizinki de laf. Niye alsın ki?

PKK ve DEM Parti silahsız yaşayamaz. O yüzden ABD-İsrail piyonlarının silah bırakmasını hayal edenler yanılıyor.

PKK’ya ancak Türk ordusunun ve polisinin gücüyle silah bıraktırılır. PKK’nın çağrılarla silah bırakacağı hayallerinin yayılması, Türkiye’nin birliğini ve direncini zaafa uğratmaktadır.

Açılım hayalleri satanlar, DEM’e ‘risk al’ çağrısı yapanlar, aslında bu birlik ve dirence büyük zarar vermektedirler.

Günlerdir yaptığımız uyarıyı tekrarlıyoruz.

ABD ve İsrail projesine Türkiye’nin millî devleti ve yaptırım güçleri, Türk milleti kesinlikle teslim olmayacaktır.

Türkiye, ABD-İsrail projesini bozguna uğratacak millî bilince, güce, olanaklara ve ittifak birikimine sahiptir.

YENİ PARADİGMA: İSRAİL MALI PKK DESTEKÇİLERİ SİYONİZMİN UŞAĞIDIR

NEDİM ŞENER/ HÜRRİYET

Terörist PKK ile Siyonist İsrail arasındaki işbirliğinin temellerini 10 Kasım günü Dışişleri Bakanlığı görevini devralan soykırımcı İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, PKK/PYD’lilere yönelik şu sözleri ile atmıştı: “Kürtler büyük bir millettir, siyasi bağımsızlığa sahip olmayan milletlerden biridir. Onlar bizim doğal müttefikimizdir. Bölgedeki azınlıkların birleşmesi gerekiyor. Kürtler, İran ve Türkiye’nin zulmünün kurbanıdır. İsrail’in onlarla iletişim kurması ve ilişkilerini güçlendirmesi gerekiyor. Bunun hem siyasi hem de güvenlik yönleri var.”

Saar’ın açıklamaları, gerek soykırımcı İsrail medyası gerek terörist PKK/PYD/YPG’ye yakın medyada destek gördü. Bu arada 22 Kasım’da muhaliflerin Halep’e yönelik başlattığı ve 13 günde Şam’ın ele geçirilmesi ve Esad yönetiminin devrilmesiyle gelişen süreçte PKK/PYD yeni müttefik arayışına girdi. İsrail basınından Jerusalem Post, 9 Aralık günü PKK/YPG’nin İsrail’den yardım talebinde bulunduğunu yazdı. Terör örgütü, İsrail’in ABD yönetimi üzerindeki gücünü kullanmasını istiyordu. Aynı gün uluslararası basını toplayan İsrail Dışişleri Bakanı Saar, “Dün Menbiç’te gördüğümüz gibi Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı! Bunu ABD yönetimindeki dostlarımızla ve diğer ülkelerle görüşüyoruz. Suriyeli isyancıları Kürtlere saldırmamaları konusunda uyarıyoruz. Suriye’de Kürtlere saldırı olması halinde İsrail, Kürtleri savunmak için müdahale edebilir” dedi. Ardından ABD devreye girdi ve desteklerini açıkladı.

Basına yansıyan haberlere göre PKK/PYD kurucularından Salih Müslim ise bir röportajda, İsrailli yetkililerin Suriye’de PKK/PYD’lilere yönelik destek ifade eden son açıklamalarını memnuniyetle karşılarken şunları söyledi:

“Hiç şüphesiz haklarımızı savunan her güç memnuniyetle karşılanır. İsrail’in pozisyonu uluslararası politikayı, özellikle Avrupa’nın yaklaşımını etkileyebilir. Bu konuda hareket etme kapasitelerinin daha belirgin hale gelmesini umuyorum. Sözlü desteğin ötesinde, pratik önlemler bekliyoruz.”

Geçen hafta ise PKK/PYD’li İlham Ahmed ile İsrail Dışişleri Bakanı Saar arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştiği basına yansıdı. İsrail’in gazetelerinden İsrael Hayom, İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın PKK/PYD terör örgütünün yabancı ülkelerle ilişkilerini yürüten yöneticilerinden İlham Ahmed arasında kapsamlı bir telefon görüşmesi gerçekleştirildiğini duyurdu. PKK/PYD terör örgütünün İsrail ile en üst düzeyde kurduğu ilişkinin kısa sürede işbirliğine dönüşeceği belli.

YARI AÇ YARI TOK YAŞAM DAYATMASI

FİKRET BİLA/ HALK TV

Memur ve memur emeklilerine yüzde 11,54, SGK emeklilerine yüzde 15,75 ücret artışı.

TÜİK’in açıkladığı enflasyonla halkın yaşadığı enflasyon çok farklı.

Halkın yaşadığı fiyat artışlarına bakalım:

Ekmek yüzde 37,8. Makarna yüzde 32,5. Pirinç yüzde 32,9. Yumurta yüzde 39,5. Çay yüzde 40,8. Margarin yüzde 40,9. Dana eti yüzde 43,4. Taze meyve yüzde 61,9. Kuzu eti yüzde 62,6. Taze sebze yüzde 73,6. Balık yüzde 75,2.

Çarşıda, pazarda temel gıda ürünlerinde yıllık artış böyleyken TÜİK enflasyonu nasıl yüzde 44,38 buluyor anlamak mümkün değil,

İktidar da TÜİK’in hesabına bakıp çalışanlara ve emeklilere ona göre ücret zammı yapıyor.

Asgari ücreti zaten 22 bin 104 lira ile açlık sınırında belirlemişti.

TÜİK’in enflasyon oranından sonra en düşük emekli maaşı olan 12 bin 500 liraya yüzde 15, 75 zam yapsa ne olur?

Hatta bununla yetinmeyip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “yüzde 5 de benden” dese ne olur?

Durum değişmez.

Düşük gelir grubundaki çalışanlara ve emeklilere yarı aç yarı tok bir yaşam dayatılmış olur.

İktidar her yıl yaptığı gibi enflasyonu çalışanların ve emeklilerin üzerine yıkıyor.

Onları açlık sınırının bile altında bir yaşama mahkûm ediyor.

DEM Parti PKK Devlet Bahçeli