30 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Medyanın sorumluluğu

Zerrin ÖZTÜRK

Medyanın sorumluluğu
A+ A-
ZERRİN ÖZTÜRK

İleri teknolojinin bütün olanaklarını kullanan kitle iletişim araçlarının, kişilerin tutum ve davranışları üzerinde oldukça etkili olduğunu uzmanlar söylüyorlar. Cep telefonlarının, tabletlerin, bilgisayarların ve televizyonun kullanımı alabildiğine yaygınlaşırken, yediden yetmişe toplumu kıskaçları arasına alıyor.

İnsan zihnini hedefe koyan bu tür “teknolojik” araçlar boşluğu doldurup, halkın hayat pahalılığı nedeniyle ulaşamadığı tiyatro, konser, sinema vb. sanatsal faaliyetler yerine inisiyatifi ele geçiriyorlar.

Böylece, saydığımız önceki iletişim araçlarında sosyalleşme ve kültürel gereksinimler karşılanırken, etkin bir belirleme rolü de oynuyorlar.

ŞİDDETE DOLAYLI DOLAYSIZ DAVET

İşte tehlike de tam burada başlıyor. Sosyal medyada şiddetin her türlüsü bugün toplumun her kesimindeki insanımıza adeta boca ediliyor. Dizilerde, şiddeti kışkırtmanın bin bir türlüsü ile birlikte insanın kendi doğal ruh yapısı bozuluyor.

Akla zarar programlarda özel mahkeme kuranını mı dersiniz, her kap yemek için deli saçması tartışmalarla birbirlerine sürekli sataşanları mı dersiniz, katılımcıları yarıştırırken dövüştürenleri mi dersiniz! Örtülü, açık, dolaylı dolaysız şiddeti yıllardır izleyip duruyoruz.

Söz birliği etmişçesine hedeflerine bireyin ve ailenin bütün moral değerlerini koyuyorlar: Evinizin içinde, yaşam ortamınızda bilgisayar, telefon aracılığıyla, saygıyı, hoşgörüyü, sadakati, vefayı, sevgiyi, iyimserliği, alçakgönüllülüğü ve nice değerli davranış biçimlerimizi yerle bir etmeye programlanmışlar.

İnsanı kendine, toplumuna, emeğine yabancılaştıran, moral değerlerini oyuncak haline getiren bu yayınların ortasında kalakalan insanlar, giderek bunların benzerlerini, türevlerini birbirlerine uygulamaya girişiyorlar.

TOPLUMU KENDİNE YABANCILAŞTIRMA

Ekonomik sıkıntıların, işsizliğin büyük boyutlara ulaştığı ortamda, sosyal olarak üstünde durmamız ve çözmemiz zorunlu, vahim bir sosyal sorun olarak şiddet üreten medyanın sorumluluğu konusu karşımıza çıkmaktadır.

Konunun uzmanlarını bir araya getirerek, ilgili bakanlıkların acil bir önlem ve denetim mekanizmasını uygulamaya koyması, genel olarak kamuoyunun onayladığı bir durumdur. Bunu Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin hâlen süren, aynı konuda yürüttüğü masa çalışmalarında yaptığı anket sonuçlarından öğrendik.

SOSYAL GERİLEME DEĞİL SOSYAL İLERLEME

Twitter, Facebook, Instagram, Linkedin, Pinterest vb. sosyal medya ağları üzerinden de bireyler veya şirketlerin oluşturduğu içerikler kaş yaparken göz çıkarmaktadır. Bu ağların kullanımı ciddi bir devlet denetimini ve belli bir kamu eğitimini gerektirmektedir.

Sorun çözen yol alır. İlgili kamu kurumlarımızı, yetkililerimizi sosyal medyanın toplumsal değerlerimizi yıpratan, gerileten, şiddeti tetikleyen faaliyetlerinin düzenli denetlenmesinden ve önüne geçilmesinden başka yolu yoktur.

Eğitici ve öğretici, nitelikli kültürel yayınların, çalışmaların yanında olunmasının, devletçe desteklenmesinin, bilim ve kültürde ileri bir toplum yaratma idealimize katkısı olacağını da vurgulayalım.

Böyle giderse sosyal yaşamın, doğal gelişiminden ve milli bütünlüğü besleyen toplumsal verimliliğinden yoksun kalacağız. Sosyal gelişmeyi sosyal geriliğe sürükleyen sosyal medya ile hesaplaşmak acil görevimiz olmalıdır.

Medya Şiddet insan Toplum Sosyal medya