Mehmet Perinçek anlattı: Buça senaryosunun 3 hedefi

Buça provokasyonunun 3 hedefi olduğuna dikkat çeken Dr. Mehmet Perinçek, şunları söyledi:

“ABD ve küreselleşmeciler, Afganistan hezimeti ve Kazakistan başarısızlığıyla inisiyatif kaybetmişti. Rusya’nın harekâtı tek kutuplu dünyanın bittiğine işaret etmişti. Harekâtla birlikte Batı, Çin-Rusya ilişkilerini bozamadı, hatta NATO ve Pentagon geçen gün yaptığı açıklamalarla Moskova ve Pekin’in Batı güdümlü düzeni yıktıklarını itiraf etti. Buna paralel olarak dolar hâkimiyetine darbe üstüne darbe vuran hamleler geldi. Körfez ülkeleri, Washington’un dümen suyunda ilerlemekten vazgeçmenin ötesinde Moskova ve Pekin’le yakınlaşmaya başladılar, ABD’nin “petrol üretimini artırın” talebini reddettiler.

Sırbistan ve Macaristan seçimlerinde Atlantikçilerin kaybetmesi, Pakistan’da ABD’nin elimine etmek istediği İmran Han’a karşı girişimin başarısız olması küreselleşmeciler için süreci daha da zor hâle getirdi.

Ukrayna krizi temelinde bakacak olursak da Türkiye’nin arabuluculuğuyla gerçekleştirilen İstanbul’daki Rusya-Ukrayna görüşmeleri ABD’yi iyice oyun sahasının dışına itti. Görüşmeler, Ukrayna’nın ABD’nin kucağından kurtarılması anlamında önemli bir adım oldu.

Zaten ABD’nin, Ankara’nın arabuluculuğunda Moskova ve Kiev’in bir anlaşmaya varmasına karşı olduğu görüldü. İstanbul görüşmelerinin olduğu gün Biden’ın attığı tivitler de dünya kamuoyu tarafından doğrundan buna yoruldu.

İşte Buça’daki provokasyon ABD’nin tam anlamıyla kaybettiği inisiyatifi geri alma ve Rusya-Ukrayna arasında İstanbul barış görüşmelerini baltalama hamlesi olarak değerlendirilmelidir. Kiev’in Moskova’nın ileri sürdüğü şartları kabul etmeye yakınlaşması ABD açısında Ukrayna politikasında tam bir hezimete yol açacaktı. Atlantik sistemi, Ukrayna’yı kaybetmekle kalmayacak, varılan anlaşmayla Rusya’ya yönelik yaptırımları da boşa düşecekti.

Batı gizli servislerine ve Ukrayna’daki Batı güdümlü güçlere işaret eden Buça provokasyonu,

1. İstanbul sürecini hedef almak, ABD’nin krize tekrardan müdahalesini sağlamak;

2. Rusya’ya yönelik yeni yaptırımların önünü açmak, Ukrayna’ya olası askeri desteği artırmak, dünya kamuoyunu Rusya’ya karşı kışkırtmak;

3. Rusya ve Ukrayna halkları arasında dostluk ilişkilerinin kurulmasını engellemek amacını taşımaktadır.”