17 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mustafa Muğlalı’nın tutumu bugüne örnek

Menemen olayında Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Korgeneral Mustafa Muğlalı’nın devrimci tutumu bugünlere de örnek nitelikte! Genç Cumhuriyetin emperyalist ülkelerin desteğindeki gerici ve bölücü örgütlere karşı tutumu, 15 Temmuz ve öncesi süreci yaşayan bugünün Türkiye’sine derslerle dolu…

Menemen olayında Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Korgeneral Mustafa Muğlalı ne yapmıştı? Atatürk Menemen'de ne tepki verdi? Kubilay için Menemen'i dağıtın mı dedi
Mustafa Muğlalı

Menemen'de 23 Aralık 1930 günü meydana gelen gerici ayaklanma sonucu katledilen Asteğmen Kubilay (24), gece bekçisi Hasan ve Şevki Beylerin katledilişi genç Cumhuriyeti derinden sarsmış ve Atatürk’ün tepkisini çekmişti. Olayın üzerine kararlılıkla giden Atatürk, “Kurtuluş Savaşının acısını yaşayan Menemen halkı bu olaya nasıl seyirci kalır ve alkışlar. Menemen’i dağıtın!” demişti… Türkiye'nin yüzyıllardır uğraştığı gericilik, Cumhuriyet döneminde de baş göstermiş ve 1924'ten 1938 yılına kadar 18 büyük gerici ve bölücü isyan yaşanmıştı. Atatürk liderliğindeki Cumhuriyet yönetimi, kararlı bir tutum alarak, bunları ezmiş ve devrimin boğulmasını önlemişti.

Menemen Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Korgeneral Mustafa Muğlalı, duruşmalar sırasında sarf ettiği, “Biz devlet ve millete zarar vermek isteyenlere ceza vereceğiz. İhanet edenleri tespit etmek ve meydana çıkarmak lazımdır. Artık devletin buna tahammülü kalmamıştır. İkide bir isyanlar, irticai hareketler vuku buluyor. Ecnebiler bize gülüyorlar, nedir bu hal!” sözleriyle Cumhuriyet yönetiminin bakışını sergiledi. Bu tutum bugünlere de derstir!

Mustafa Muğlalı’nın tutumu bugüne örnek - Resim : 1

MUSTAFA MUĞLALI’NIN TUTUMU

1'nci Kolordu Komutan Vekili ve Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı olan Korg. Mustafa Muğlalı, duruşmalar sırasında yaptığı bazı açıklamalarda, devrimci Cumhuriyet'in kararlı tutumunu 'Hâkim' kimliğiyle de sergiledi:

17 Ocak 1931 tarihli duruşmada Şeyh Hakkı’ya hitaben: “Şeyhlik namı altında toplanıp evladı vatanı zehirleyen gruplar vardır. Siz de bu zümreden bulunuyorsunuz.”

18 Ocak: “İşte biz de burada hak ve adaletin bütün azameti ile tecelli etmesi için uğraşıyoruz. Mahkemenin adaletinden emin olunuz.”

19 Ocak: “Doğru söz söylemeyen kaybeder. Sermaye-i müdafaanız hep yalandan ibarettir.”

20 Ocak, İbrahim Efendi'nin sorgusu sırasında: “Hükümet tekkeleri kaldırdıktan sonra Şeyh Efendi'nin bir köşeye çekilmiş olmasına göre sen yine onun namına tarikatın neşri için, taraf taraf dolaşarak mürit toplamaya çalışıyorsun. Şu halde ya sen fenasın, yahut Şeyh Esat Efendi fenadır.”

21 Ocak, Nakşibendi tarikatı Şeyhi Esat Erbili ve oğlu Mehmet Ali'nin sorgusu: “Tarikatın en münevver tabakalarından bu millet çok zararlar görmüştür. Tarikatçılar, daima millet ve memlekette fesat yapmışlardır. 400 senelik Türk tarihi tetkik edilirse, Nakşibendiler din ve tarikat perdesi arkasında zavallı saf Müslümanları kalpte saklı olan o 'sırla' zehirlemiş ve bu millet sizin aletiniz olmuştur. Sen tarihi iyi oku... Memlekete fenalık yapanlar, gizli yollarda yürüyenlerdir. Şeyh Sait de Nakşibendi idi.”

“(İngilizlerin kontrolündeki Irak ve Erbil'deki tarikatları kastederek) Oradaki gizli teşekküller birer suretle bu vatanın harimine sokulmuşlar, milleti uyutmak ve binnetice bu toprakları, düşmana teslim etmek için faaliyette bulunuyor, maksat ve hedefleri işte budur.”

‘HAİNLERE CEZA VERECEĞİZ’

24 Ocak tarihli duruşma: “Dava üzerinde çok uzun tetkikatta bulunuyoruz. Türk kanı ile yoğrulan bu aziz vatana karşı hainlik edenleri tespit edip onlara ceza vereceğiz. Masunlar kurtulacaktır. Bunu size her fırsatta söylüyorum. Bunun için müsterih olunuz. Biz devlet ve millete zarar yapmak isteyenlere ceza vereceğiz. İhanet edenleri tespit etmek ve meydana çıkarmak lazımdır. Artık devletin buna tahammülü kalmamıştır. İkide bir isyanlar irticai hareketler vuku buluyor. Ecnebiler bize gülüyorlar, nedir bu hal! Biz işte bu mühim nokta üzerinde çok hassas davranıyoruz. Hakikate vasıl olmak için uğraşıyoruz.”

“Fenalık yapanları toplamak lazımdır. Burada masumiyeti tebeyyün edecek olanlar, her halde adalete mazhar olacaklardır. Mahkeme masumla zalimi tefrik (ayırt) eder. Vatana hainlik eden zümrelerin elinden 14 milyon Türk camiası ağlamaktansa, mahdut (sınırlı/belli kişiler) kimseler ağlasın.” (Osman Selim Hocahanoğlu, Divan-ı Harp Zabıtlarına Göre Menemen ve Kubilay Olayı, Temel Yayınları, 2013, İstanbul, 349-480.)

‘ARKADAŞLARI BOĞAZLANIRKEN KAÇTILAR’

Korg. Mustafa Muğlalı, hazırladığı raporlarda, olayda kayıtsız ve basiretsiz davrananları ağır şekilde eleştirir:

“Öncelikle Kubilay katledilirken on adım ötede bulunan müfreze başındaki çavuşlar, kansızlık ve cebanet (korkaklık) göstererek hareketsiz kalmış, sonra alçakçasına firar etmişlerdir. İkincisi, Jandarma Kumandanı, Alay Kumandanına olay hakkında önceden doğru ve ayrıntılı bilgi vermediği için, hadisenin bu hale gelmesine sebep olmuş; bir silah arkadaşı koyun gibi boğazlanırken dört jandarmasıyla kadın gibi hükümet binasına saklanmıştır. Menemen kaymakamı ise hükümet konağı asker tarafından işgal edilene kadar seyirci kalmıştır.” (Age, s.172.)

Muğlalı Paşa, Menemen'deki askeri birliğin de dağıtılmasını ister. Paşa'ya göre olayın arkasında, vaktinden önce harekete geçmiş büyük bir teşkilatın, kırılması gereken hain elleri vardır:

“Vakıa yalnız altı serseri tarafından meydana getirilmiş olarak telakki edilmemelidir. Bu hal bu serseriler, bu işte sabırsızlık göstererek vaktinden evvel ortaya atılmak suretiyle bir takım hain eller tarafından idare edilen bir teşkilatın vücudunu göstermektedir. Ben bu havalide için için işleyen bir yaranın mevcudiyetini suret-i katiyyede hissetmekteyim.” (Age, s.183, 199.)

MÜFTÜ YARDIMCISI HAİN ZİYARETİN PAYLAŞIMINI KALDIRDI

Mustafa Muğlalı’nın tutumu bugüne örnek - Resim : 2

İzmir İl Müftü Yardımcısı Oğuzhan Kadıoğlu, gelen tepkilerin ardından ilköğretim öğrencilerini götürdüğü ihanet ziyaretinin paylaşımını X hesabından kaldırdı. Müftü yardımcısı hakkında Diyanet İşleri Başkanlığının işlem yapıp yapmadığı hakkında elimize şu ana kadar bilgi ulaşmadı.

Mustafa Fehmi Kubilay Menemen İzmir ÇEDES