23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Merhaba Kamuculuk-1: Liberalizmin hümanizme ihaneti

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Koronavirüs belâsı, insanlığı birden bire çağımızın büyük gerçeğiyle karşı karşıya getirdi. Toplum, ya özel çıkar sisteminden vazgeçecek ya da canından olacak! Dünya güneşin ve kendisinin çevresinde dönerken her sabah karşılaştığımız soru şudur:

Özel çıkar mı, yoksa insan mı?

Bireysel çıkar mı, yoksa kamu çıkarı mı?

YANIT YAŞAMIN KENDİSİNDE

Yanıt, yaşamın kendisindedir.

Her gün her saat başka insanlar sayesinde yaşıyoruz, öyle değil mi?

Şu anda ekmeğimizi kim pişiriyor, suyumuzu kim getiriyor, enerjiyi kim üretiyor, yolları kim ilaçlıyor, ateşimize kim bakıyor, kim nabzımızı tutmuş bizi hayata bağlıyor, Çin’den bir milyon tanı kitini kim yolladı, hangi geminin hangi uçağın kaptanı ve tayfası getirdi, her akşam saat 21.00’de sağlıkçılarımızı kim alkışlıyor, sınırlarımızı kim bekliyor, canımızı kim koruyor?

Birey olarak yalnız yaşayamayacağımızın farkına vardık, öyle değil mi?

TESLİM OLMAYAN İNSANLIK

İnsanlık tarihinin en yüksek yasası gündemdedir: İnsanoğlu, olumsuzluklara teslim olmuyor. Toplumlar, ölüm ile yaşam arasında her zaman yaşamı seçmiştir ve seçecektir.

Hayatı seçmek, yalnızlığı değil, toplumu seçmektir. Hayatı seçmek, tarihin kritik anlarında kapıya dayanan sistemi seçmektir. Dünyanın kapısını çalan, insancılıktır ve kamuculuktur.

BİREYİN SALTANATI KARANTİNADA

İnsanlık yeni bir eşiktedir.

Düne kadar kavim, kardaş, komşu, arkadaş, gönüldeş, elbirliği, güçbirliği, imece, dayanışma, sadakat, fedakârlık, vatanseverlik, bütün insancıl bağlılıklar aşağılanıyordu. Birey, değerler sisteminin tepesine oturtuluyordu. Artık bireycilik ve çıkarcılık, bütün insanlığı tehdit etmektedir.

Almanya Başbakanı bile karantinaya alındı. Aslında bu olay bireysel saltanatın karantinaya alınmasıdır.

KABİL HABİL’İ ÖLDÜREMEDİ

Liberalizm ve Hümanizm, ikiz kardeştir. İnsanlığın gündemine birlikte geldiler. Aydınlanma Çağı'nın çocuklarıdır onlar. İlk liberaller hümanistti. İlk hümanistler de liberaldi. Birbirlerini seviyorlardı. Kardeş sevgisi diyeceksiniz. Ama Kabil'in Habil’i öldürdüğünü unutmayın. Bu kez de Liberalizm Hümanizmi öldürmeye kalktı. Ama ölümsüz olan Hümanizmdir, Liberalizm değil. İnsan varsa, insancılık ölmez. Çünkü insan, ancak başka insanlarla birlikte yaşayabilir. İnsancılık, hayata tutunmanın ilk mesleğidir.

Liberalizm, devlet ve toplum hayatındaki başıbozukluğuyla ve özgürlük adı altındaki boşvericiliğiyle Hümanizme ihanet etmiştir. Evet Liberalizm, Hümanizme ihanet etti ve şimdi ihanetin bedelini ödüyor. Liberalizm, kardeşini öldürmeye kalktığı için cehennemlik olmuştur.

İnsanlık, insancılıktan vazgeçmiyor, Liberalizmden vazgeçiyor.

KAMUCULUĞUN HÜMANİZM SINAVI

Hümanizmin kamuculuk ile yeniden buluştuğu çağa girdik. Bu buluşma ilk buluşma değil. 20. Yüzyılda insanlık insanca yaşamak için çözümü kamuculukta bulmuştu. Halkçı ve kamucu devrimler art arda geldi. Türk Devimini bu topraklarda yaptık Rus, Çin, Hint ve diğer Mazlumlar Dünyası devrimleriyle el ele verdik. Ellerimizdeki bayrak, Kamuculuk ve İnsancılıktı.

Türkiye’de Namık Kemallerden, Genç Türklerden, İttihatçı Devrimcilerden başlar bu süreç, Atatürk önderliğinde doruğa yükselir. 1930’larda kamuculuğun şampiyonlarındandık. Aynı zamanda Hümanizmin yeni öncülerinden olduk. Refik Saydamlar, bu yoksul ülkeden sıtma, verem, trahoma, tifo, tifüs, cüzzam ve frengi gibi hastalıkları kamuculukla temizlerken, Hümanizm bayrağını Asya topaklarında yükseltiyorduk.

Şimdi Asya, yeni bir insanlık sınavı veriyor. Hümanizm bayrağı, yine Asyalıların elindedir. Kamuculuk, Çin’e özgü sosyalizm örneğinde, koronavirüs salgınına karşı verdiği büyük mücadeleyle Hümanizmin çağdaş mirasçısı olduğunu kanıtlamış bulunuyor.

Aydınlanma Çağının Hümanizmi, bugün Asya’da ve Kamuculukta yaşıyor.

ELVEDA LİBERALİZM

Elvedâ Liberalizm!

Sana insanlık olarak cehenneme kadar yolun var diyoruz.

Çünkü sen, insanlığa ihanet ettin!

MERHABA KAMUCULUK

Merhaba Kamuculuk!

Sana hoş geldin diyoruz?

İnsancıl olduğun için hoş geldin!

Kardeşliği, komşuluğu, yerdeşliği, fedakârlığı, paylaşmayı, sadakati, elbirliğini, dayanışmayı, millet sevgisini, vatan sevgisini ayağa kaldırdığın için hoş geldin!

İnsanlığı yeniden kaybettiği cennetle buluşturuyorsun, merhaba!

İNSANCIL KİTAPLAR

Yunus Emre Divanı

Dante, İlahî Komedya

Boccaccio, Decameron

Montaigne, Denemeler

Panait Istrati, Arkadaş

Orhan Kemal, Gurbet Kuşları

Sabahattin Eyüboğlu, Mavi ve Kara

Muzaffer Buyrukçu, Şarkılar Seni Söyler

Füruzan, Parasız Yatılı

Onur Caymaz, Herkes Yalnız

YARIN: MERHABA KAMUCULUK-2