22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Merkel: Avrupa‘nın güvenliği Rusya ile birlikte olur

Eski Şansölye Angela Merkel’in 'Avrupa’nın güvenliği Rusya ile birlikte  sağlanabilir' politikası; Helmut Schmidt, Gerhard Schröder, Helmut Kohl gibi başbakanlarla özdeşleşmiş devlet geleneğinin devamıdır

Merkel: Avrupa‘nın güvenliği Rusya ile birlikte olur
Merkel ile oluşmaya devam eden Alman devlet geleneği Avrupa Ordusu, NATO’dan ayrı karargâh, Atlantik’ten bağımsız politika yürütme, Rusya ve Çin'le ekonomik, politik ve kültürel alanlarda ilişkiler geliştirme çizgisi izledi.
A+ A-
ALİ MERCAN / ALMANYA

Ukrayna üzerinden NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemesine dur diyen Rusya’ya karşı yoğun bir Transatlantik saldırısı başlatıldı. ABD Başkanı Joe Biden’in saldırı furyasının peşine takılan Avrupa ve Almanya’nın tutumuna karşı bir süre görüş belirtmeyen önceki Almanya Başbakanı Angela Merkel, kısa bir süre önce üst üste açıklamalar yaptı. 2005-2021 arası 16 yıl aralıksız Başbakanlık yapan Merkel, bu süre içinde "Avrupa’nın güvenliği Rusya ile birlikte sağlanır" çizgisini tutarlılıkla savundu. Merkel’in, ekim ayı başına denk gelen açıklamaları basında geniş olarak yer aldı, bunların önemli bir kısmı eleştiri kapsamındaydı. Rusya’ya yaptırımları hararetle destekleyen yayın organlarınca Merkel’in kamuoyunu kızdırdığı ve gerginlik yarattığı iddia edildi. Oysa Almanya ve Avrupa kamuoyu "Rusya bir gerçekliktir, onunla yaşamaya mecburuz" görüşüne kaymıştır.

İLGİ UYANDIRDI

Merkur.de haber portalı ve Kölnerstadtanzeiger‘de 1 Ekim günü yayınlanan haber-analizlerde Merkel’in konuşması şöyle haberleştirildi:

“Merkel, 16 yıl Başbakanlıktan sonra 2021 sonunda görevi bıraktı. O zamandan beri, kamuoyunda nadir olarak görüldü. Eski şansölye yeniden halka açılmaya cesaret ettiğinde çok ilgi çekti. Almanya ve Avrupa'daki siyasi durum hakkında konuşurken toplum özellikle dikkat etti.”

Merkel 29 Eylül Perşembe günü, “Goslar'ın 1100. Yılı” münasebetiyle Aşağı Saksonya'da düzenlenen törene konuk oldu. Eski yardımcısı Sigmar Gabriel'in (SPD) memleketini onurlandırmak için davet edildiği etkinlikte, Ukrayna bağlamındaki güncel gelişmelere odaklandı. Merkel, Rusya ve Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da konuştu. Bir hafta içinde ikinci kez aynı konuda yaptığı açıklamalarla, genel değerlendirmeye göre ortalığı karıştırdı.

Merkel, Başbakanlığı döneminde her fırsatta belirttiği gibi "Rusya’nın da dahil olduğu" Avrupa güvenlik sistemi çağrısı yaptı. Merkel görevde iken, NATO’da reform yapılması yanında Atlantik’ten bağımsız Avrupa siyasetleri ve güvenliği politikalarını da savunmuştu.

Eski şansölye Gosslar’da, "Rusya ile birlikte Avrupa’nın güvenliği" politikasına karşı çıkan yoğun eleştiriler ortamında ihtiyatlı bir değerlendirme yaptı: "Bugün, bu hedef bize Adenauer'in 1950'de Goslar'da yeniden birleşme için yaptığı kadar gerçekçi görünmeyebilir. Ama yine de denemek zorundasınız. " dedi. Açıklamalara eleştirisi (saldırı) uzun sürmedi. Ukrayna'nın eski Almanya büyükelçisi Andriy Melnyk, "Şansölyeye karşı gürledi": "Eski şansölyenin bir terör devleti olarak Rusya'ya yönelik bu saplantısı hayrete düşürdü. Putin Ukrayna'nın %15'ini çaldığı gün, Bayan Merkel 'Rusya'yı Avrupa güvenlik mimarisine dahil etmek' konusunda övünüyor." Melnyk Twitter'de, "Bu Ukraynalılara ters geliyor" diye yazdı. Melnyk, Merkel'i, Ukrayna'nın askeri işgalini mümkün kılan "yıllarca Putin yanlısı olan politikalardır" diye rahatlıkla suçladı ve bunun kabulünü "utanmaz bir felsefe" olarak nitelendirdi. Rusya hakkında yaptığı açıklamalarla ortalığı karıştıran Merkel, Putin’in açıklamalarıyla ilgili soruya "Sözlerini ciddiye almalıyız" cevabını verdi. Melnyk de bu açıklamaları sert bir şekilde eleştirdi.

Focus Online'ın yazdığına göre Merkel, şubat ayında "Rusya'nın Ukrayna'yı işgali derin bir duraklamadır" demişti. "Rusya'nın komşu ülkeye saldırısı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da uluslararası hukuk ilkelerinin en büyük ihlalidir" diye nitelendirmişti. Bu açıklamalara rağmen Merkel, "Rusya’nın da dahil olduğu" Avrupa’nın bütününü kapsayan güvenlik mimarisi üzerinde çalışma yapılması çağrısında bulundu. Aynı zamanda bu görüşün temelinde "Rusya Avrupa’ya aittir" jeostratejik anlayışı yapmaktadır.

Yine Rusya karşıtı yayınlara göre "Vladimir Putin, Kherson, Donetsk, Luhansk ve Zaporijya’da son birkaç gün içinde düzenlenen sahte referandumların ardından ilhakları resmileştirmek istiyor. 2014'te Kırım'ın ilhakından sonra, bu defa yine Ukrayna pahasına toprakların yasadışı bir şekilde genişletilmesi anlamına gelecektir." Merkel’e eleştiri şöyle sürüyor: "Bu gelişmelere rağmen Merkel’in Moskova ile 'pan-Avrupa güvenlik mimarisi' üzerinde işbirliğini hayal etmesi olanaksız görünüyor."

'AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİ RUSYA İLE OLUR'

Alman ve Avrupa basınının yansıtmalarından Merkel’in bu görüşü yeni ve teamüllere aykırı gibi yansıtılmaktadır. Oysa Merkel, Avrupa’nın güvenliği ancak Rusya ile birlikte olabilir görüşünü her fırsatta tekrarladı. Bunlardan birisini de, görevde iken 17 Aralık 2014’te Berlin’de yaptı. Reutres’e yaptığı açıklamada "Avrupa’nın güvenliği ancak Rusya ile birlikte olabilir" demişti.

Merkel, Berlin'de Federal Meclis'te açıkladığı bir hükümet bildirisine gönderme yaparak, 'Avrupa'nın hedefinin kendi geleceğini belirleyebilecek egemen bir Ukrayna olmaya devam ettiğini' söyledi: "Kiev'deki hükümet ile Ukrayna'nın doğusundaki Rus yanlısı ayrılıkçılar arasında devam eden çatışmanın askeri olarak çözülemeyeceği açık. Avrupa bu nedenle Rusya ile diyalog arayışında (objektif olarak) 'değişmedi ve vazgeçmedi'. Amaç, Rusya'ya karşı değil, Rusya ile bir Avrupa güvenlik yapısıdır. Ancak bunun için ön koşul, en güçlünün yasasının değil, yasanın gücünün geçerli olmasıdır. Bu nedenle, Rusya'ya yönelik yaptırımlar olacaktır, ancak kendi başına bir çözüm değildir."

'PUTİN’İN SÖZLERİNİ CİDDİYE ALMALIYIZ'

Merkel, Berlin'de yaptığı ender halk toplantılarından birinde Putin'i konusunu ele aldı. Bir süre önce Putin’le ilgili "Sözlerini ciddiye almalısınız." dedi.

Merkel, son gelişmeyi göz önünde bulundurarak şöyle devam etti: "Sözleri ciddiye almak, onları sadece bir blöf olarak reddetmek değil, onlarla ciddi bir şekilde ilgilenmek, hiçbir şekilde bir zayıflık veya yatıştırma işareti değildir. Politik zeka -manevra alanını korumaya ya da en azından yenilerini geliştirmeye yardımcı olan bir zeka- gereklidir."

CDU'lu politikacı, Putin'in kısmi seferberliği sırasında, bir Rus tehdidi hissi olduğunda "mümkün olan tüm araçların" (nükleer silahlar dahil) kullanımının hiçbir şekilde "blöf" olmadığını açıklamasına atıfta bulunuyordu.

Kamuya ait ARD televizyonunda program sırasında Sandra Maischberger, Merkel'in 28 Eylül’de yaptığı açıklamayı doğrudan ele aldı. Ancak davet edilen askeri uzman Florence Gaub, Putin'in tehditleri konusunda daha rahattı: "Bomba bir silah değil, bomba korkusu bir silahtır." dedi.

Bu arada Merkel Ukrayna savaşıyla ilgili olarak eski Şansölye Helmut Kohl için düzenlenen bir anma etkinliğinde konuştu. "Bundeskanzler-Helmut-Kohl-Vakfı" 27 Eylül'de Berlin'de çalışmalarına başladı. Bu etkinlikte de Merkel, Helmut Kohl ve Alman devlet geleneklerini gönderme yapan bir çizgi açıkladı.

Orada Merkel ayrıca eski CDU’lu Başbakan Kohl’a hak verdi: "Eğer şansölye olarak hayatta olsaydı, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali göz önüne alındığında, her zamanki gibi şu anda da düşünülemez olanı söylerdi. Yani, 'Rusya ile ilişkiler yeniden geliştirilebilir.' derdi."

ÇOK KUTUPLU DÜNYA GERÇEK OLMUŞTUR

Angela Merkel’in "Avrupa’nın güvenliği Rusya ile birlikte gerçekleşebilir" politikası Helmut Schmidt, Gerhard Schröder, Helmut Kohl gibi başbakanlarla özdeşleşmiş devlet geleneğinin devamıdır. Helmut Schmidt, başbakan olduğu 1974-1982 yıllarında "Avrupa’nın Atlantik’ten bağımsız politika izlemesi" politikalarına öncülük etmiştir. Geleceğin Devletleri kitabında (Die Maechte der Zukunft) Çin’in bugünkü konumunu tespit etmiş, Çin’li liderlerle defalarca görüşmüştür. Schröder 2002 ABD’nin Irak işgaline karşı tavır almış ve Rusya ile ilişkileri günümüze kadar sürdürmüş ve bugün de devam ettirmektedir. Merkel ile oluşmaya devam eden Alman devlet geleneği Avrupa Ordusu, NATO’dan ayrı karargâh, Atlantik’ten bağımsız politika yürütme, Rusya ve Çin'le ekonomik, politik ve kültürel alanlarda ilişkiler geliştirme çizgisi izledi. Merkel Yönetiminde Almanya, İran’a yönelik ABD yaptırımlarına karşı hep frene bastı. Türkiye ile görüşmelere dikkat çekti.

Almanya ve Avrupa, Biden Yönetimi ile yoğun bir Atlantik hegemonyacılığı saldırısına uğradı. İkinci Dünya Savaşı'nda yenik düşen Almanya, ABD işgali ile tekrar şekillenmişti.

O dönemden kalma bütün “derin ilişkiler” harekete geçirildi. Yeşiller Partisi başta olmak üzere ABD’nin fiili kontrolünde bir koalisyon ile Atlantik ilişkilerini güçlendirme çizgisine girildi. Bu yoldan, ABD hegemonyacılığı "Avrupa’yı ve öncelikle de Almanya’yı hizaya getirerek" hızlanan çöküşünü önlemeye çalışmaktadır. Ancak çok kutuplu dünya artık bir gerçekliktir, tek kutuplu dünya hayali sönmektedir. Eski dönemi sonlandıran çok yönlü mücadeleler, ön saflarda Türkiye olmak üzere başdöndürücü bir hızla ilerlemektedir.

Angela Merkel Avrupa Rusya