Meserret Taşkın'dan mektup var: Başını kuma gömenler
Bizimkiler hâlâ, ABD ‘dost ve müttefikimiz, NATO’da ortağımız’ diyerek, tıpkı deyimdeki gibi başlarını kuma gömünce, ABD bizi görmeden geçecek sanıyorlar. İsrail’in kimin adına savaştığını görmeyerek büyük düşmanı engellediklerini var sayıyorlar
La Fonten boşuna hayvanlardan hareketle mesel üretmemiş. Bizde de benzer meseller, ata sözleri çoktur. Daha çarpıcı anlatır gerçekleri; akılda kalır böyle deyimler. Mesela ‘deve kuşu gibi başını kuma gömme’ deriz.
Benzer eğilimler her yerde ve herkeste görülebiliyor: İktidar ve destekçileri gibi. ABD dışında bütün tehlike ve düşmanları görüyorlar. Ona gelince başlarını kuma gömüyorlar, konu kapanıyor. İsrail aşağı, İsrail yukarı. Küçücük İsrail neredeyse bütün Arap yarımadasını ele geçirip sınırlarımıza dayanacak ayol! ABD hiçbir yerde yok! Oysa, İsrail, Ortadoğu ve Akdeniz’de nereye baksak ABD! En sonunda asker de gönderdi, vekilini korumak için.
Bizimkiler hâlâ, ABD ‘dost ve müttefikimiz, NATO’da ortağımız’ diyerek, tıpkı deyimdeki gibi başlarını kuma gömünce, ABD bizi görmeden geçecek sanıyorlar. İsrail’in kimin adına savaştığını görmeyerek büyük düşmanı engellediklerini var sayıyorlar. Uyanıklık yaptıklarını düşünerek, düşmanla dostlar arasında ‘denge’ siyaseti izliyorlar. ABD, bundan hoşnut olmalı.
Düşmana, gözleri kapatarak engel olma siyaseti bakalım nereye varacak? Ordumuz, milletimiz, devletimiz güçlü, kahraman. Düşmana korku salarız elhamdülillah. Ama, gözler kapalıyken, bu nasıl olacak? ‘İç cepheyi sağlam tutmak’ adına ABD’nin elindeki güçlere el uzatılıyor. ABD’ye cepheden karşı koyan Vatan Partisi görülmüyor. Eh, başlar kumda gömülü olunca doğal değil mi?
Sadık Okurunuz
Kırkbeşini aşkın
Meserret Taşkın