Meserret Taşkın'dan mektup var: Belediyelerin sanat hizmeti
Sadık Okurunuz Kırkbeşini aşkın Meserret Taşkın...
Zafer bayramı kutlamaları geldi ya, pop müzik şarkıcılarının işleri açıldı. Kendine güvenip biletini satan şarkıcılara bir diyeceğimiz yok. Ama, bir de belediyelerin ücretsiz halk konserlerinde sahne alanlar var.
Belediyelerimiz bu şarkıcılara kültür sanat , ya da tanıtım etkinlikleri kalemlerinden astronomik rakamlar ödüyor . Geçen yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Tarkan’a ödediği meblağ hala dillerde. Bu yıl da maşallah belediyelerimiz İzmir Belediyesi’nden aşağı kalmamak için yarıştılar. Hele İstanbul Büyükşehir! Zafer kutlaması etkinliklerinde sahneye Gülşen’i çıkarttı efendim. Mersin durur mu, Derya Uluğ’u kaptı. Diğer belediyeleri saymayayım, yoruluruz. Meraklısı arama motorundan araştırsın.
Sahnede bütün şarkıcılar Türk bayrakları salladılar, Atatürk’e övgüler saydılar. Sanırsınız Türkiye yoluna kendilerini kurban edecekler. Ücretsiz adım atarlar mı acaba? Gülşen’i düşünün mesela: Bir süre önce konserinde LGBT bayrağı sallıyordu. 30 Ağustos’taki konserde ise Türk bayrağı. Bu iki bayrak arasındaki zıtlıktan haberdar mıydı? LGBT bayrağını neye karşı sallıyordu? Yoksa, “ben parama bakarım, alırım kaşemi, nabza göre de veririm şerbeti” diye mi düşünüyor?
Ya belediyeler efendim! Belediye hizmetleri dediğimizde ,“ kaynak yok” diyenler, söz konusu meydanlarda konser olunca, kesenin ağzını açıveriyorlar. Demek ki, niyet önemli. Yarın seçim propagandasında, kültür- sanat hizmetleri için şu kadar harcadık diye önümüze çıkarlar. E, o zaman bizim de sormamız gerekmez mi hanımlar “ hizmet kime acaba?”