Meserret Taşkın'dan mektup var: Birbirimizi anlamak üzerine
Mektubumu hasta yatağımdan yazıyorum hanımlar! Kurultay rüzgârı fena çarptı. Evcek ‘Kovid pozitif’ durumdayız. Sağlar, hastaların halinden anlamıyor. Hastalar birbirinin halinden hiç anlamıyor. Sıkıntılı bir durum. Ben de tam bu konuya değinecektim:
İnsanlar birbirini dinlemiyor. Dinlemeyince de anlamıyor haliyle. Herkes her şeyi biliyor. Adeta öğrenme isteğimiz katledilmiş. Geçenlerde, seramik sanatçısı- ressam olan Günseli Kato, televizyonda, “Kadının kadınlığının tamamlanabilmesi için doğurması gerekir; doğurduğunuz andan itibaren mertebe katediyorsunuz” mealinde sözler söylemiş. Vay sen misin bunları söyleyen! Hande Yener’den Özge Ulusoy’a kadar bütün magazin figürleri saldırıya geçti. Kadını ellerine versen, parçalayacaklar adeta. Kato’yu diğer kadınlara hakaret eder duruma düşürdüler.
Oysa anne olmak için tedaviler gören bir kadıncağızın gözyaşları sadece...
Günseli Kato, kısacık saçları maviye boyalı, TRT 2’de kültür programı sunan, Japon kültürü ile de bağlantısı olan, entelektüel yanı güçlü bir sanatçı. Doğurmayan ya da doğuramayan kadınlara hakaret etme kastı olduğunu sanmıyorum. Kendince, kadın cinsi ile ilgili bir gerçeği saptamış. Yanlış da söyleyebilir, söylediklerini kabul etmeyebilirsiniz. Bu, size onu linç etme hakkı vermez.
Son dönemde kendini laik, ilerici, kadın hakları savunucusu vb… gören kesimde, başkalarını dinleyip anlama konusunda ciddi sorun var efendim. Herkesi kendilerine karşı konumlandıran, peşin hükümlü bir tavır içindeler. Her şeyin en doğrusunu bildiğini sanan bu kibirli tutum, onları yorar. Başarısızlığın, küçülmenin baş nedenidir. Söylemesi bizden hanımlar.
Sadık Okurunuz
Kırkbeşini aşkın
Meserret Taşkın