Meserret Taşkın'dan mektup var: Düzenin çivisi

Amerika ve İsrail, Filistin’de soykırım yapmaya devam ediyor. İnsanları diri diri yakacak kadar gözleri dönmüş. Koca koca uluslararası kurumlar, devletler izliyor. Haksızlığa isyan eden göstericilere polis şiddeti uyguluyorlar. Devletimizin yetkilileri dokunaklı, isyankar konuşmalardan başka bir şey yapamıyorlar.

Cannes’de film festivali yapılmış. Kim, neresini açmış? Festivalin gündemi bu. Ülkemizden gidenlere çıplaklık eleştirileri gelince, cevap hazır: Cannes, zaten güzel kadınların sergilenmesi için düzenlenirmiş. Bu tür etkinliklerde giyiniliyor mu, soyunuluyor mu anlamak iyice zorlaştı.
Doğal felaketler bir yandan; iş kazaları diğer yandan; trafik kazaları hakeza. Hangi birine üzülelim bilemiyoruz.

Derken, yıllardır sokak hayvanları için hiçbir şey yapmayan iktidar çözümü buldu! Başıboş (!) sokak köpeklerini toptan itlaf edince sorun çözülecekmiş. Öldürmenin adını da “uyutma” koyunca, ortada sorun filan kalmayacakmış.(!) Kendini savunamayan hayvanları “saldırgan, insanlara zarar veriyor vb. “ diye suçlayınca iş tamam. Hayvanlar, insana zarar vermemeli. Ama verilen zararların sorumlusu kim? Sokak hayvanlarının sayısı artmış. Bu artışın sorumlusu hayvanlar mı? Ne diyelim, gücümüz sadece sahipsiz sokak hayvanlarına yetiyor demek ki!

“Neden içimizi kararttın Meserret?” demeyin. Düzenin çivilerinin iyice çıktığını göstermeye çalıştım. Eskiler böyle durumlara “kıyamet alameti” derlerdi. Olaylara bakılırsa kıyamet yaklaşıyor da gelen kimin kıyameti acaba?

Sadık Okurunuz
Kırkbeşini aşkın
Meserret Taşkın