Meserret Taşkın'dan mektup var! Hukuk siyasetin nesi oluyor?

Yine derin düşüncelere daldım hanımlar. Hak, hukuk, insan hakları, çocuk hakları… Ortalık haktan, hukuktan geçilmiyor. Fakat iş Filistinlilere gelince, bunlar tersine dönüyor; hiçbir hakları, hukukları yok. Tam tersine, İsrail’in kendini savunma, hatta meşru müdafaa, teröre karşı mücadele hakkı var.

Dünya halkları olarak, emperyalist Batı’dan uygulamalı insan hakları ve hukuk dersi alıyoruz. Bu büyük dersin bedelini Filistin halkı, çocuklar, kadınlar ölüyormuş, ne gam! Dünya böyle de ülkemiz farklı mı efendim? Av. Merve Ayvalı, Ankara Barosu tarafından yapılan LGBT dayatması etkinliğine karşı çıktı diye, Baro komisyonlarındaki bütün görevlerinden alındığı gibi bir de hakkında disiplin işlemi başlatılıyor. Gördünüz mü, Ankara’da görev yapan binlerce avukatın, meslek örgütünün hukuk anlayışını ve dağıtımını? Ağzını açıp farklı fikir söyledi diye, disiplin işlemi, ceza tehdidi, görevden alma, elinde ne kadar taş varsa Avukat Merve Hanım’a fırlatıyor. Ondan sonra, avukatların meslek örgütüymüş, hak, hukuk mücadelesi verecekmiş, vatandaşın hakkını savunacakmış. Geçiniz efendim, külahıma anlatırsınız bunları.

Demek ki neymiş? Hak, hukuk, insan hakları v.s, izlediğiniz siyasete tabiymiş. Siyasetin işine geldiği kadar, işine geldiği kesimlere hak, hukuk, özgürlük varmış. Rahmetli Selim Uslu’nun hukuk- siyaset ilişkisi için çok güzel bir benzetmesi vardı ama buraya uygun düşmez efendim. Sorup bırakayım en iyisi: Bilin bakalım, hukuk siyasetin nesi oluyormuş?