Meserret Taşkın'dan mektup var: İlhan İrem’e
MESERRET TAŞKIN
Arkadaşımızdı. Şarkılarında öyle seslenirdi:
“Ağlama arkadaş, ağlama aşk için
Bu günler geri gelmez gider gençliğin”
“Boşver, boşver arkadaş başka bulursun
Bütün kalbin sevinçle neşeyle dolsun
En kötü günlerimiz hep böyle olsun
Mutluluklar bizimle elem yok olsun”
Yumuşacık, sakin sesiyle hangi şarkıyı söylerse söylesin rahatlatırdı herkesi. Şarkıları adeta iyileştirirdi. Bir de Erol Evgin’in sesinde ve şarkılarında aynı sükuneti hissederim efendim. Ömrü uzun olsun. Sesiyle ve şarkılarıyla bizi sakinleştirmeye devam etsin. Evet, ne diyordum? Huzurun sesiydi İlhan İrem. Bu düzende huzurun kıymığına yer olabilir mi? Gülşen, Demet Akalın ve benzerlerinin öne çıktığı bir müzik piyasası huzurumuzu elbette dışlayacaktı. Yıllar süren bir inzivaya çekildi İlhan İrem.
Umutsuzluğa yer yoktu O’nun şarkılarında.
“İşte hayat yine akıp gidiyor
İşte hayat sensiz de yaşanıyor
İşte hayat böyledir deniyor
Zaman her şeyi siliyor”
Umutsuzluğa yer yoktu ama, hüzün hep vardı:
“Öyle uzak şimdi bana, yaşadığım
hatıralar
Bir bulanık resim sanki senle dolu
dakikalar
Bak yinede zaman zaman, düşünürsem gözlerini
Her yanımı anlatılmaz, yemyeşil bir sızı kaplar”
Kendisi gitti ama, şarkıları, dinlediğimiz sürece bizimle olacak. İlhan İrem dinlemeye devam!
Sadık okurunuz Kırk beşini aşkın Meserret Taşkın