Meserret Taşkın'dan mektup var! Kediler uzaylı mı?

Konuşmadan çok şey anlatabildiklerini düşünüyorum. Karşılaştığımızda, bir süre bakıştık. Sonra yavruları kontrol ettim. Biri hastaydı. Soğuktan korunabilecekleri bir yuva yaptım. İçini temiz, yumuşak ve sıcak tutacak şekilde hazırladım. Yavruların bakımını yaptım. Anne yanımdan ayrılmadı, yaptıklarımı dikkatle izledi. Doyurdum; yavrularla birlikte yuvaya yerleştiler.

Arada baktım. Anne yuvadan hiç ayrılmıyordu. Ertesi sabah, hasta yavruyu ölü buldum. Yuvayı toparladım. Ölü yavruyu alırken itiraz eder gibi yaptı ama, çok da uzatmadı. Kalan yavruyu kurtarmak için harekete geçmem gerektiğini anlamıştım. Bir veteriner arkadaşımın ve kocamın yardımlarıyla yavrunun tedavisini yaptık. İyileşti, biraz da büyüdü. Hem annesini emdi hem ek gıda ile besledim. Çok tatlı bir calico. Akıllı, oyuncu, keyfi yerinde bir fıstık. İnsana yakın. İletişimi çok iyi. Girişken. İkide bir bizim eve dalma teşebbüsünde bulunuyor. Bir de sahiplendirebilseydik değmeyin keyfine!

Dünyamız uzayın bir parçası olduğundan, sonuçta hepimiz uzaylıyız. Ama, kediler başka. Çok şey bilir - esrarengiz havaları, dediklerini yaptıran bir tavırları var. Bir kısmı sanki başka dünyalarda yöneticiymiş gibi: Kendine güvenli, hâkim ve buyurgan. Onların da büyük çoğunluğu gariban tabi. Acaba, aralarında sınıfsal farklar mı var?

Sadık Okurunuz

Kırk beşini aşkın

Meserret Taşkın