Meserret Taşkın'dan mektup var! Mantıksızlığın mantığı

 Uygulamamız Arap düşmanlığı. Ne söyleniyor? “Kalleş Araplar bizi 1. Dünya Savaşı’nda arkadan vurdu.”  Avukat dilekçelerinde sıkça yer alan deyişle söyleyelim o zaman: Kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için diyelim ki vurdu. Onlar bizi vurduğunda kimle dövüşüyorduk? Batı’nın bütün devletleriyle, değil mi? Hemen hepsinin işgali altındaydık.
İşgal altında bize neler çektirdi o “modern” Batı? Kadınlarımıza tecavüz etmedi mi? Kadın, yaşlı, çoluk çocuk demeden öldürmedi mi? Bebekler süngülerin ucuna takılmadı mı? Yaşlılar, çaresiz, savunmasız insanlar işkencelerle, yakılarak, kurşuna dizilerek öldürülmedi mi? Gebe kadınlar karınlarından süngülenmedi mi? O zaman cephede ve cephe gerisinde Halide Edip, Batılı işgal güçlerinin mezalimini belgeleyip, basın bültenleriyle dünyaya duyurmadı mı? 
Batı değişti mi? Hayır! Hala emperyalist Batı. Arap düşmanlığı yapanlardan Batı karşıtı bir söz duydunuz mu? Hayır. Batı’yı överler mi? Överler. İmrenirler mi? İmrenirler. Medeniyetin merkezi onlara göre Batı mıdır? Evet.
Bu Batı, yıllardır Orta Doğu’nun mazlum halklarına, Arap kardeşlerimize, Afgan halkına, en son da Filistinli kardeşlerimize zulmün beterini uygulamıyor mu? Uyguluyor. O zaman nasıl oluyor da Batı’ya sütten çıkmış ak kaşık muamelesi yapılırken, Araplar tu kaka oluyor?  Tarihsel gerçeklik tersine çevrilirse oluyor. İşte buna  postmodernizm ya da mantıksızlığın mantığı deniyor.

Sadık okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın