Meserret Taşkın'dan mektup var: Merve Dizdar’a yönelik ‘tepkiler’

Merve Dizdar Cannes film festivalinde, Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ adlı filmiyle en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Bu ödülü alan ilk Türk kadın oyuncu oldu. Törendeki konuşmasında Türkiye’yi  şikâyet ettiği  gerekçesiyle ‘tepkiler’ aldı.

Dizdar daha önce, başka ödüllerin yanı sıra Afife Jale ve Altın Portakal ödüllerini almış, iyi bir oyuncu. Aldığı ödül çok önemli.  Konuşmasında, canlandırdığı kadın karakterin duygularını, bu coğrafyanın kadını olduğu için ezbere bildiğini söylüyor. Kadınların kendilerine biçilenle yetinmemesi ve bedel ödeme pahasına mücadele etmesine vurgu yapıyor. Ödülünü de  mücadeleci  kadınlara ve “Türkiye’de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara” armağan ediyor.

Hassasiyetleri anlıyorum. Konuşmasıyla ilgili eleştiriler doğal. Genel geçer, vasat, basmakalıp bulunabilir. Beğenilmeyebilir. Eksik ve yanlışları var. Ama, böylesine önemli  bir ödül alan Merve Dizdar  tebrik edilse,  konuşmasıyla ilgili eleştiriler de  ‘Türkiye’yi şikayet’ olarak nitelenmek yerine, somut olarak dile getirilse olmaz mıydı? Dizdar, konuşmasından ötürü ‘Orhan Pamuk muamelesi’ görmeyi hak etmiyor.

Kısacası hanımlar, güçlüyüz, kendimize ve ülkemize güveniyoruz. Ama her şeyin güllük gülistanlık olmadığını da biliyoruz. Gökteki her buluttan nem kapılırsa, kimse ağzını açamaz. Ülkemizin düşmanlarına gün doğar. Geleceğe dair ufkumuz olmasaydı, Vatan Parti’li olur muyduk? Sevgili yurdumuzda hak ettiğimiz güzel günleri yaşama özlemimiz ve umudumuz elbette var ve hep olacak.

Sadık okurunuz
kırkbeşini aşkın
Meserret Taşkın

Hamiş: Burçak Evren’in 31.05.2023 tarihli Aydınlık’taki yazısını okumanızı öneririm.