Meserret Taşkın'dan mektup var! Uzayda ilk Türk
Yazı başlığı tıpkı bir Jules Verne romanı adı gibi, değil mi? Çocukluğumda bilim kurgu romanlarının kralı Jules Verne idi.
Biz, bilim kurgu meraklısı çocuklar onun romanlarıyla yatar, onun romanlarıyla kalkardık. Aya Yolculuk, Deniz Altında 20.000 Fersah o zamandan beri aklımdan silinmemiş. Biz bu romanları bilim kurgu diye okuduk. Çok sürmedi. Geleceğe dair ipe sapa gelmez gibi görünen hayallerin gerçekleştiğini gördük. Şimdi insanoğlu uzayda cirit atıyor.
Her devletin en azından bir haberleşme uydusu var. Gözetleme amaçlı uydular , dünyaya egemen olma peşinde koşanların elinde. Uluslararası bir uzay istasyonu var. Uzayda bazı ortak işler yapılıyor. Beni düşüncem; bu işi önde götürenler diğerlerinin ne yaptığından haberdar olmak için birlikte işlere girişiyorlar. Amerikalılar, Ruslar, Çinliler, bazı Avrupa ülkeleri, derken sıra bize de geldi efendim.
Kimileri, bu konuda Türkiye’yi ve Türkleri küçümsemeye kalkıyor. Beni korkutan, şimdiye kadar uzay meselelerine hiç bulaşmamış olmamızdı. Biz, bir işe elimizi attıktan sonra kolay kolay peşini bırakmayız. Demek ki, uzay işlerine ilgimiz var. Eh, sonrası nasıl olsa gelir, getiririz evelallah. Sizi bilmem, uzaya ilk giden Türk astronot, birçok kişi gibi beni de heyecanlandırıyor. Uzaya ilk giden Türk’ü ve onun aracılığıyla attığımız adımın büyüklüğünü görüyorum.