Meserret Taşkın'dan mektup var! Yabancılaş – ma!
Epeydir yeni bir moda var. Hanımların yaptırdıkları estetik müdahalelerle ilgili sorulara “ben yaptırmıyorum ama yaptırana saygı duyuyorum”, “kişi kendini nasıl iyi hissediyorsa öyle olmalı” gibi cevaplar veriliyor.
Bu fikirler o kadar baskın ki kadınların artık neredeyse tek tip hale geldikleri, estetik yaşının düştüğü gibi düşünceler arada kayboluyor. Sosyal medya denen mecrada, gençlerimiz sürekli bir şeylere özendiriliyor; kendilerinden, sahip olduklarından memnuniyetsiz hale getiriliyorlar. Ergenlik döneminde kendisiyle kavgalı olma hali, acımasız piyasa tarafından istismar ediliyor. Son dönemde Amerika’dan pompalanan 18 yaş altındakilerde cinsiyet değiştirmeye yönelik uygulamalar da bunun en uç kanıtı.
Kendisine yabancılaşan, sadece gençlerimiz değil. Doktorlarımız, hukukçularımız da mesleğine yabancılaşıyor, yabancılaştırılıyor. Bilimin, sağlığın paraya döküldüğü bir dünyada, 18 yaş altı çocuklarımız cinsiyetleriyle kavgaya yönlendiriliyor; geriye dönüşü mümkün olmayan uygulamalara maruz kalıyorlar. Bu uygulamaları tıp adına, bilim adına, özgürlük adına savunan doktorların, hukukçuların insana, mesleklerine yabancılaşmadıklarını kim söyleyebilir?
Yabancılaşma olmasa, ‘empati’ bombardımanına tutulduğumuz bugünün dünyasında, bir kısım doktor, hukukçu bu ‘etik dışı’ uygulamaları , özgürlük adına nasıl savunabilir ? Özgürlük adına küçük yaşta evliliğe, çocuk anneliğe karşı çıkılırken aynı çocuklarımızın cinsel nesne haline getirilmesine, pedofilinin normalleştirilmesine, zarar görmelerine nasıl göz yumulur? Bütün bunlara karşı durmak için hanımlar, yabancılaşmaya karşı mücadele ediyoruz. İnsanlığı, vicdanı, elseverliği, gerçek özgürlüğü savunuyoruz.
