27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

METİN TÜKENMEZ/ Acelen neydi Selçuk? -(TAMAMI)

METİN TÜKENMEZ/ Acelen neydi Selçuk? -(TAMAMI)
A+ A-

Geçenlerde Fenerbahçe’nin Dereağzı Tesisleri’nde Halit Deringör Ağabeyimiz ile buluştuk. 1984 yılında Fenerbahçe Genç Takımı’nın hocalığını yapıyordum. O yıldan bu yana ilk kez gittim tesislere. İnsanın aklının sınırlarını zorlayan büyük bir değişim gördüm orada. Benim bildiğim sadece bir antrenman sahası ve tek katlı barakadan bozma soyunma odalarıydı. Antrenman yaptığımız sahayı bile bulamadım. Halit Ağabey “işte, şura” dediğinde bile bildiğim sahadan başka bir şey gördüm.

İşte bu başka bir şeyin 1984 yılındaki halinde A akımdan önce antrenman yapardık. Profesyonel takım oyuncuları sahanın kenarına gelince gençlerin gözü onların üzerinde olurdu. İlgilerini en çok çeken de Selçuk Yula’ydı. Selçuk’a özenen genç forvetlerimizden bir “bay gol” çıkartamadık, bu kolay da değildi. Çünkü Selçuk genetik olarak ayrıcalıklıydı, çabuktu. Çabukluk yeteneğin en önemli parçasıydı, ne yazık ki, öğrenilemiyor, geliştirilemiyor. Selçuk’u “bay gol” yapan çabukluğuydu.

Profesyonel takım ile gençler sahada yer değiştirdiği sırada Selçuk ile ayaküstü söyleşirdik. O günlerde Ankara’dan adını anımsayamadığım bir esmer futbolcu da Fenerbahçe ile antrenmanlara çıkıyordu. Selçuk “Hocam bu çocuğa dikkat et” derdi. Sanırım bir sakatlık geçirerek Ankara’ya dönmüştü.

Sonraki yıllarda Selçuk ile yollarımız yazı dünyasında kesişti. Kendisiyle defalarca yolculuklarımız, maç seyahatlerimiz oldu. Yaşımız yakın (benden üç yaş küçüktü )olduğu halde her karşılaştığımızda “Hocam” diyerek saygısını gösterirdi. Zaman zaman keskin konuşmalar yaptığı halde saygı sınırlarının dışına çıktığına hiç tanık olmadım. Fenerbahçe’de iki kez gol kralı olup kulüp ve ülke futbolunun tarihine adını yazdırdığı halde alçakgönüllü özyapısını hep korudu.

Her yaz dinlence zamanı bir dostumuzu yitiriyoruz. Geçen yıl Metin Kurt Ağabey bu sene ise Selçuk Yula Kardeşim. Futbolda çabukluk iyidir de, yaşamda acelecilik her zaman iyi olmuyor. Acelen neydi Selçuk?

Son Dakika Haberleri