Mevsimlik tarım işçisi göçü Kovid-19 endişesiyle başladı
'İşçilerimiz bidonlarla su taşıyor. Bu suyu içsin mi, elini mi yıkasın? Her gün tarlaya tankerle su getirilmeli. Aslında bizim ihtiyaçlarımızın tarla sahibi işveren tarafından karşılanması gerekiyor ancak onlar da 'Bu şartları kabul ediyorsan gel' diyor'.
Mevsimlik tarım işçileri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının gölgesinde tarlalarda çalışmaya hazırlanıyor.
Doğu ve Güneydoğu'dan aileleriyle ayrılan mevsimlik tarım işçileri, gittikleri yerlerde çadırlarını kurmaya başladı ancak aileler, Kovid-19 salgını nedeniyle endişelerini dile getiriyor.
Şanlıurfa Mevsimlik Tarım İşçileri Derneği Başkanı Suphi Hatipoğlu, kimi ailelerin hafta sonu yola çıktığını, birçok ailenin ise tarlalara gidip gitmemeyi halen değerlendirdiğini söyledi. Tarım işçileri olarak yaşam koşulları ve temizlik imkanı gibi konularda endişeleri olduğunu belirten Hatipoğlu, "İnsanlar gitmek zorunda. Konya'da pancar işçiliği, Ereğli'de domates ekimi başlıyor. Ben de Ereğli'de çalışacağım. 15 Nisan'a gelinmesiyle birlikte tarım işçiliği için çalışma mevsimi tamamen başlamış olacak" dedi.
Hatipoğlu, mevsimlik tarım işçileri olarak Kovid-19 şartlarına uygun seyahat ve taşınma imkanı talep ettiklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Valiliklerin kendi arasındaki koordinasyonla sorunlarımızın çözülmesini bekliyoruz. Tarlaya gittiğimizde de oradaki temizlik imkanı, maske, eldiven ve dezenfektan gibi hijyen koşullarının sağlanmasını istiyoruz. Her yıl bizim tuvalet, duş ve su gibi taleplerimiz zaten oluyordu ancak bu yıl salgından dolayı taleplerimiz çok daha fazla önem kazandı."
İŞVEREN 'KABUL EDİYORSAN GEL' DİYOR
Tarım işçisi olarak gittikleri illerde belediyelerin de ihtiyaçları konusunda destek olmasını beklediklerini vurgulayan Hatipoğlu, "Biz gerekirse kendi tuvaletimizi, duşumuzu kendimiz de kurarız ama bize tahta gibi malzemeler ile kuyu kazmak için iş makinesi gibi imkanlar sağlanmalı. İşçilerimiz bidonlarla su taşıyor. Bu suyu içsin mi, elini mi yıkasın? Her gün tarlaya tankerle su getirilmeli. Aslında bizim ihtiyaçlarımızın tarla sahibi işveren tarafından karşılanması gerekiyor ancak onlar da 'Bu şartları kabul ediyorsan gel.' diyor, insanlar mecbur olduğu için fedakarlık yapıyor" ifadelerini kullandı.
'TALİMATLAR YERELDE UYGULANMALI'
Hatipoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığının, mevsimlik tarım işçilerinin hijyen ihtiyaçları için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla 81 il müdürlüğüne gönderdiği talimata dikkati çekerek, bu tür talimatların yerelde uygulanmasının önem taşıdığını dile getirdi. Sağlık ve tarım il müdürlüklerine de ihtiyaçları için gerekli müracaatları yapacaklarına işaret eden Hatipoğlu, "Ancak işverenin sorumluluğunda olan konularda her şeyi devletten beklememek lazım. Ziraat odalarının da işverenleri bu konuda uyarması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Tarlada 1 metrelik sosyal mesafe kuralına uyulmasının çok mümkün olmayacağını belirten Hatipoğlu, şunları kaydetti: "Tarlada şeker pancarı hatları arasındaki mesafe 45 santim. İnsanlar dip dibe. Domates konusunda bu kurala uyulabilir ancak fasulye ve ayçiçeğinde de bu mesafe dar. Tarlada akşama kadar toprağın ve gübrenin içinde çalışılıyor ancak duş yok, lavabo yok. Bunlar çözülemeyecek sorunlar değil, yeter ki istensin.”