Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına Erbakan'dan yanıt: Biz yapsaydık şu anda İmralı'da olurduk
Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına yanıt veren Fatih Erbakan, 'Terörist başı Öcalan’ın TBMM’de konuşması tahayyül dahi edilemez.' dedi. Öte yandan Erbakan, 'Öcalan çağrısını biz yapsaydık herhalde şu anda İmralı'da olurduk' ifadelerini kullandı.
DEM Partililere el uzatması ve Öcalan'a çağrıların ardından vites yükselten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın." dedi. Bahçeli, "bu olursa Öcalan'a af getirecek düzenlemenin önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın.Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız." açıklaması yapmıştı.
Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısına, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den yanıt geldi. Erbakan, "Biz Yeniden Refah Partisi olarak aslında idam cezasına mahkum olmuş eli kanlı bebek katili bir teröristin Gazi Meclis'imize adım dahi atmasını asla kabul etmiyoruz." dedi.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erbakan'ın açıklamaları şöyle:
"Terörist başı Abdullah Öcalan’ın İstiklal Harbimizi yürütmüş olan TBMM’de konuşmasına ve 'umut hakkı'ndan istifade ederek serbest kalmasına yönelik teklif, milletimizin terörle mücadelesine ve şehitlerimizin aziz hatırasına ağır bir darbedir. Böyle bir şey teklif değil, tahayyül dahi edilemez"
'BİZ YAPSAYDIK İMRALI'DA OLURDUK'
"Sürece ilişkin yarı şaka yarı ciddi şöyle bir şey söyledik; 'biz yapsaydık herhalde şu anda İmralı'da olurduk' dedik. 'Madem Abdullah Öcalan'dan bir şey duymak istiyorsunuz gidin İmralı'ya duyun' diyebilirlerdi bize de. Benzer açıklamalar AKP'nin içerisinden de geldi. 'Muhalefet partileri bunları söyleseydi biz şu anda neler yazıyor olurduk' dediler. Bu büyük bir çelişki. Bu çağrıyı yapanların siyasi hayatına ve çok yakın bir zamandaki söylemlerine baktığımız zaman bugün geldikleri noktayla büyük bir çelişki oluşturuyor. Maalesef böyle çifte standartlar da yaşanıyor"
'İTTİFAKIN DIŞINDA OLMANIN HAYIRLI OLDUĞUNU GÖRDÜK'
"Cumhur İttifakı'nın pozisyonu açısından beklemediğimiz bir yöne evrildi. Biz de milletimiz gibi bu açıklamadan dolayı büyük bir şaşkınlık yaşadık. MHP'nin yıllardır yürüttüğü siyasetle de çok büyük bir çelişki var. Bizim Cumhur İttifakı'nda olma sürecimizde olmazsa olmaz kırmızı çizgilerimiz vardı. Bu kırmızı çizgilerimiz hem dış politika hem ekonomi ile ilgili. Bu çizgiler de şahsımızın hayrına değil ülkenin hayrına, dertlere derman olsun diye konulan kırmızı çizgiler. Bunu da bir mutabakat metni olarak ortaya koyduk. Bu sözümüzün arkasında durduğumuz için Cumhurbaşkanı adaylığımızı ilan ederek başvurumuzu yaptık. Ancak cuma günü birden bire 'biz mutabakatta varız' noktasına geldiler. Arkasından da maalesef geçen sürede bırakınız bu metne uygunluğu bunun tam tersi yönde adımlar atıldığı için Cumhur İttifakından yerel seçim itibariyle de fiilen ayrılmış olduk. Bu gelişmeleri gördüğümüz zaman da Cumhur İttifakı'nın dışında olmamızın çok daha hayırlı olduğunu bir kez daha görmüş olduk."
'PYD DURURKEN PKK'NIN TASFİYESİ BİR ŞEY İFADE ETMEZ'
ABD orada PYD ve YPG’den oluşan 140 bin kişilik ordu donattı, bir tek tankları ve savaş uçakları yok, oradaki teröristleri devlet kuracak noktaya getirdi ABD. Binlerce TIR dolusu silahı dünyanın gözü önünde onlara verdi, oradaki teröristleri yıllarca eğitip donattı, milyarlarca dolar harcadı.Ve ABD bütün bunları da binlerce yıllık plan olan Büyük İsrail’in kurulabilmesi için yaptı. Abdullah Öcalan bir konuşma yapacak ve bütün bu hazırlık, bütün bu proje birden bire ortadan kalkacak mı? Bir diğer önemli husus şudur; PKK’nın lağvedilmesi, ülkemiz için asıl tehdit haline gelen YPG ve PYD gibi örgütlerin de lağvedileceği anlamına gelmemektedir. PKK gibi belki de kendileri için bile önemi kalmamış bir örgütün, lağvedilmesinin ve birkaç yüz örgüt mensubunun göstermelik olarak silah bırakmasının hiçbir anlamının olmayacağını da ifade ediyoruz. Yanı başımızda ABD tarafından eğitilip donatılmış 140 bin kişilik PYD-YPG terör ordusu varken sadece PKK’nın tasfiyesi bir şey ifade etmez.