08 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Michael Gunter’in niyeti ve bölgenin direnci

ABD derin devletinin adamı Prof. Michael Gunter, burnunu bölücü örgütler arası sorunlara dahi sokabiliyor ve onlar da kuzu kuzu dinlemeye devam ediyor. Gunter şöyle diyor: Bölünmüşlük düşmanlarınıza size zarar vermeleri için fırsat sunuyor ve ‘meşru’ hedeflerinize ulaşmanızı önlüyor

Michael Gunter’in niyeti ve bölgenin direnci
A+ A-
MURAT İNCE

Bazı bölücü Kürtçü haber sitelerinde, 31 Temmuz tarihinde ABD Tennessee Üniverisitesi’nde siyaset bilimi profesörü Michael Gunter’le gerçekleştirilen röportaja yer verildi. Bu görüşme ABD’nin Irak’ı bölmekten vazgeçmediğini bir kez daha gösterdi. ABD derin devletinin sözcülerinden olan Gunter açık sözlü. Kürtçü örgütler arasındaki bölünmüşlükten son derece rahatsız olan Gunter, Kerkük’ün Barzanicilerden geri alınmasından büyük üzüntü duyduğunu belirtiyor! Çok parçalı Kürtçü örgütlere bir örnekle yol gösteriyor: “İç savaş döneminde ABD başkanı olan Abraham Lincoln’un şöyle bir sözü vardı; ‘bölünmüş bir ev öylece ayakta kalamaz.’ Kürtler de ya birlikte çalışmalı ya da ayrılmalıdır.”

Michael Gunter, Kürdistan’ın bağımsızlığını İsrail dışında hiçbir ülkenin desteklemediğini söylerken doğrulardan kaçınıyor. ABD emperyalizmi olmasın, İsrail bir dakika bile ayakta kalamaz. O nedenle İsrail’in tanıması ABD’nin tanıması anlamına geliyor.

‘YIKILMAYI BEKLEMEDEN HAREKETE GEÇİN’

Rudaw TV’de yayınlanan “Rudawi Emro” özel programında Hiva Cemal’in sorularını yanıtlayan Michael Gunter, “Irak da devlet olarak yenilir ve parçalanırsa, siz bağımsız olabilecek süper bir konumdasınız. Fakat heyecanla Irak’ın yıkılmasını beklememelisiniz” dedi. İran, Irak, Suriye ve Türkiye’deki tüm bölücü örgütlerin durmak yerine harekete geçmelerini özendiren bu konuşma bölücüleri sevindirdi.

Gunter, bölücüleri ekonomik olarak da heyecanlandıran çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Nasıl ki Suriye’de PKK/PYD’yi “petrol bekçisi” olarak tutuyor ise aynı şeyi Irak’ın kuzeyi için de öneriyor. Şu sözler Gunter’e ait: “Kürdistan Bölgesi şu an bağımsız olsa, dünyanın en büyük on petrol üreten ülkesinden biri olacağını biliyor musunuz?”

DÜŞMANIN ‘DÜŞMAN’ TARİFİ

ABD/İsrail ikilisi başta olmak üzere Batılılar, bölgemizdeki istikrarsızlığı sürekli hale getirmede bölücü Kürtçüleri kullandılar. Molla Mustafa Barzani ve takipçileri ile diğer Kürtçüler, bölücülüğü esas aldıkları için her daim emperyalizmin yörüngesinde kalarak hareket ettiler.

Kürtler, jeopolitik olarak dört ülke sınırları içinde kalarak geleceğe yürüyebilirler. Batı Asya Birliği dâhilinde kalarak gerçek özgürlüklerine kavuşabilir. Kılavuzları emperyalist merkezlerin Gunter gibi “yeni Lawrensleri” olur ise, hiçbir zaman rahata kavuşamayacaklardır. Emperyalizm Kürtçüleri kendi çıkarları için yem olarak kullanmaktadır. Bakınız, Michael Gunter burnunu Kürtçülerin örgütler arası sorunlarına dahi sokabiliyor ve onlar da kuzu kuzu dinlemeye devam ediyorlar. Gunter’in soruna yaklaşımı ve düşman tarifi şöyle: “Kürtlerin parçalanmışlığı kendilerine zarar verir mi diye sormak istiyorsunuz. Evet, gerçektende zarar veriyor. Düşmanlarınız, bunu söylerken Türkiye, İran ve hatta Bağdat’ı (Irak yerine Bağdat demeyi tercih ediyor. Mİ) kastediyorum. Kürtlerin bölünmüşlüğünü her daim bir strateji olarak onlara karşı kullanmıştır. Bu parçalanmışlık üzerine çalışmışlardır. Bölünmüşlük düşmanlarınıza size zarar vermeleri için fırsat sunuyor ve meşru hedeflerinize ulaşmanızı önlüyor.”

ABD’NİN KORKUSU

ABD emperyalizminin en büyük korkusu ulus/devletlerin üniter yapılarını korumaları ve milli direnişe başvurmalarıdır. Özelliklede milli orduların güçlenmeleri ve savaş kabiliyetlerinin artması ise onlar açısından büyük endişe kaynağıdır. Örneğin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) dünyanın en operasyonel ve savaşkan ordusudur. Yaklaşık 35 yıldır Amerikancı bölücülüğe karşı bölge çapında sürdürdüğü mücadele büyük tecrübe birikimi sağlamış ve Türkiye’nin düşmanlarını korkutmuştur.

Eylül 2017’de Barzanistancıların “referandum oyunu” yine Türkiye ve Irak milli ordularının birlikteliğiyle bozuldu. Bu durumdan rahatsız olan ABD derin devletinin sözcülerinden Gunter korkusunu şöyle dillendiriyor: “Belirttiğim gibi, belli düzeyde birlik olmadığında düşmanlarınız bu parçalanmışlık halini belirledikleri taktik ile size karşı kullanıyor. 2017’deki bağımsızlık referandumunun ardından Heşdi Şabi’nin kolayca Kerkük’ü kontrol etmesi gibi -ki bu Kürtler için büyük bir trajedi ve utançtı. Fakat memnuniyetle belirtmek isterim ki, bu sürecin ardından toparlanabildiniz. Çünkü şunu belirtmek istiyorum; Ekim 2017’deki olayların ardından geçen birkaç haftada Kürdistan bölgesinin tamamen ortadan kalkmasından korktum.”

Hızını alamayan Gunter, Barzanistan’ın güçlenmesini ve Bağdat’tan kopmasını istemesine rağmen, bunun adım adım gerçekleşmesinden yana. Barzanistan’ı “federal birlik içinde defakto bir devlet ya da devlet veya yarı devlet” diye tanımlıyor. Kürtçülerin birleşebilmesi için de şu yaklaşımı sergiliyor: “Kürtlerin bir bütün birlik olabilmesi konusuna gelecek olursak; bunun için bölgedeki devletlerin yıkılması gerekiyor. Yani Türkiye ve İran’ın... Bu gerçekleşmeyeceği için, tüm Kürtlerin bir ulus olarak bir araya gelmesi konusu aktif bir anlayışta değil. Fakat bu diğer devletlerde yaşayan Kürtler arasında bir şekilde birlik veya eşgüdüm olmayacağı anlamına gelmiyor. Ama bizim asıl konumuz Irak Kürtleri arasındaki birlik anlayışıdır.”

“Rojova” denilen işgal planını olumlayan ancak “Bölgesel Yönetimi” daha başarılı bulan Gunter, 2017 referandumu üzerine şu değerlendirmede bulunuyor: “Kürdistan bölge sakinlerinin büyük bölümünün bağımsızlık istediğini gösterdi. Bu nedenle Kürtlerin bağımsızlık talebi üzerine artık konuşmayalım. Herkeste sizin uzun vadede neyi arzuladığınızı biliyor.”

Bu yanıtın ardından Hiva Cemal şu ibretlik soruyu yöneltiyor: “Sizce Irak 1991 ve 2003’te Kürtlere kazandırdığı konumdan pişman mıdır?”

Barzanistan’da çıkarılan petrolün Irak’a teslimine ise Michael Gunter “hayır” yanıtını veriyor ve ekliyor: “Fakat petrolün bir kısmını Bağdat’a teslim etmeden kendinize bırakın. Her şeyi Bağdat’a vermeyin.”

ABD’NİN TRUVA ATLARI

Bölge devletlerinin çıkarları pek çok noktada çakışıyor. Birine bir şey olduğunda diğeri de etkileniyor. Demokrafik yapıdaki benzerlikler, ekonomik çıkarlar, ortak tarihi değerler kaderlerini de birleştiriyor. Bölgenin ABD tarafından işgal edilmesi ve bitmeyen terör eylemleri, devletleri bir yandan zayıflatırken, diğer yandan direnme eğilimlerini de güçlendiriyor.

İran, Irak, Suriye ve Türkiye’de ABD/İsrail tarafından beslenen bölücü örgütler iç yıkıcılığın enstrümanlarıdır. Aralarındaki farklılıklara rağmen PKK’dan KDP’ye kadar tümü ABD/İsrail haydut devlerinin Truva Atlarıdır.

Prof. Michael Gunter Türkiye’yi ve bölgedeki Kürtçüleri yakinen tanıyor. Kürtçü örgütleri destekleyen, heyecanlandıran ve cesaretlendiren kitaplarının yanı sıra sayısız makaleleriyle de ünlüdür. ABD ve Avrupa ülkelerinde verdiği seminerlerle Kürtçülerin propagandasını yapması bu noktada sicilinin kabarık olduğunu söyleyebiliriz.

ABD’nin niyeti çok açık. Tamamen kendi çıkarları açısından bakıyor. Gunter’in açıklamalarından da görüldüğü gibi her şeye ‘petrol’den bakıyor. İnsani hiçbir şey yok. İnsanları kullanmak ve bölge devletlerini çökertmek. Bu yıkımın üzerinden de kukla devletçikler inşa ederek çıkarlarını sürdürmektir. Bu oyun ABD’lilerin yaptığı açıklamalarda ve eylemlerde net şekilde görülüyor. Bunu bölge devletleri de görüyor. Türkiye’nin 24 Temmuz 2015 sonrası hamleleri bu oyunu bozdu. Bölgede umut yarattı. Yeni ittifaklar da yarattı. Bunun süreceğinden kuşku yok. Buna Rusya’nın destek vermesi önemli. Bu mücadele sürdükçe ABD’nin bölgedeki oyunları da bozulacaktır. Bu noktada içte birlik ve beraberlik önemlidir. Bunu da her daim sürdürmeliyiz. Asıl mesele de budur. Gerisi ise tefarruattır.

Son Dakika Haberleri