Milliyetçi Avukat Hareketi: 'Millî çizgide baro istiyoruz'

Milliyetçi Avukat Hareketi sözcüsü Avukat Ayberk Çakalır ve üyeler Avukat Zerrin Öztürk ve Avukat Fırat Arslan, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in sunduğu Ezber Bozan programına konuk oldu. Programın başında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, terörle mücadelede görevli savcıları hedef almasına ilişkin konuşan Av. Fırat Arslan, “Bir Cumhuriyet savcısından ismiyle ve ailesinden bu şekilde bahsetmesi esef verici.” dedi. Zerrin Öztürk, “Maalesef Atatürk’ün kurduğu partide bu söylemlerin olması son derece vahim.” diye konuştu. Ayberk Çakalır da “Yargı erkini etkilemeye yönelik benzer hadiselerle karşılaşıyoruz. Biz de kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

'SİVİLLERİN ÖLDÜRÜLMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL'

Çakalır, bir soru üzerine İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu’nun, FETÖ’nün kumpas davaları görülürken, “Ergenekon soruşturması derinleştirilsin.” diye hazırlanan bildiriye imza attığını aktardı. İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurulunda gösterdikleri tepkiye ilişkin de Çakalır şunları söyledi:

“Baro yönetimi kendi yanına çektikleri konuşmacılarla Anayasa’nın çeşitli maddeleri üzerinde durdu. Ben de konuşmamda Anayasa’mızın başka bir maddesi üzerinden giriş yaptım. Anayasa’nın 14. maddesi. Bu maddeyi zikrettikten sonra baro yönetimini destekleyenlerden tepki aldık. Mevcut baro yönetimi, insan haklarını savunma görevini yerine getirdiğini iddia ediyor. Biz baro yönetiminin bu argümanı kötüye kullandığını düşünüyoruz. 21 Aralık’ta yaptıkları açıklamada bahsedildiği gibi sivillerin öldürülmesi söz konusu değil. Söz konusu 2 şahıs PKK terör örgütü üyeliği kapsamında yargılanan ve meşru müdafaa kapsamında etkisiz hale getirilen kişiler.”

AVUKATLIK KANUNUNU HATIRLATTI

Çakalır, baro yönetimi hakkında açılan dava sonrası “seçimle gelen seçimle gider.” diye propaganda yapıldığını da belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Avukatlık Kanunun 77. maddesinin 5. fıkrasında, ‘Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.’ hükmü yer alıyor. Diğer yandan biz bir yola çıktık. Tam bağımsız, birlik halinde, millî çizgide bir baro istiyoruz. Bu yüzden yola çıktık. Burada büyük bir boşluk gördük ve daha fazla bekleyemezdik. Kanun maddelerini çarpıtan bir baro istemiyoruz. İnsan haklarını savunan ve koruyan bir baro istiyoruz ama bunu etkisiz hale getirilen teröristlerin, sanki sivil katliamı olmuş gibi çarpıtma yapan baro istemiyoruz.”

'APAYDIN'IN DEVAMI DEĞİLLER'

Av. Zerrin Öztürk de şu değerlendirmelerde bulundu:

“Mevcut yönetim, eski İstanbul Barosu Başkanı Orhan Adli Apaydın'ın çizgisini devam ettirdiklerini söyledi. Apaydın devrimci, mücadeleci bir insandı. Orhan Adli Apaydın'ın devamı niteliğinde değil mevcut yönetim. Kaboğlu seçilir seçilmez, seçim konuşmasında Anayasa’nın değiştirilemez maddelerine yumuşak dokunuşlar olabileceğini söyledi. Baronun esas olarak işi, mesleğin sorunlarıyla ilgili olması gerekirken 21 Aralık’ta böyle bir açıklama yaptılar. Millî bağımsızlığı esas alan bir baro yönetiminin oluşması lazım.”

CUMHURİYETÇİ AVUKATLARA ÇAĞRI

Av. Fırat Arslan da İstanbul Barosu’nun yaklaşık 60 bin üyesi olduğunu bildirerek şunları belirtti:

“Olağanüstü Genel Kurul’da salon bomboştu. Avukatları kaybetti mevcut yönetim. En son 2024'teki seçimli olağan genel kurulda 30 bin avukat oy kullandı, Kaboğlu 7 bin oyla seçildi. Hafta sonu yapılan olağanüstü genel kurulda salon boştu. Bu, meşruiyetlerini de kaybettiklerini gösteren bir görüntüydü. Diğer yandan salonda sahneye 30 kadar yabancı hukuk kuruluşları temsilcileri çağrıldı. İngilizce, Fransızca konuşmaya başladılar, biz hiçbir şey anlamadık. Zeynep Hanım’ın çıkışı bir anda hem bizi hem salonu uyandırdı. Genel Kurul’da o gün orada olmayan büyük bir çoğunluk var. Bunlar Cumhuriyetçi avukatlar. Hepsine çağrımızdır. Gelin hep birlikte Milliyetçi Avukat Hareketinde mücadele edelim. Türkiye'yi, TSK'yı savunmadan baro savunulmaz."